Bu akşam rahmetli Ülkü Şehidimiz, Turan İbrim'in oğlu Konak İlçe Başkan Yardımcısı Mehmet İbrim'le beraber iftarımızı açtık. Konu ister istemez MHP'de olan bitene, yapılmak istenenlere geldi. Eczacı olan Mehmet kardeşimle sağlıklı bir analiz yaptık, değerlendirmede bulunduk.
Mehmet İbrim'e dedim ki, "Mehmet Kardeşim, baban Turan İbrim ne için canını verdi, ne için şehit oldu?" El cevap, "Hak, Hakikat, Allah Yolu olan, 3. yol olarak ifade edilen Milliyetçi Türkiye'nin kurulması, bayrağının inmemesi, ezanın sesinin dinmemesi, bu vatan, Türk Milleti bölünmesin diye, Allah dedi diye, her şey Türklük için dediğinden kızılların hedefi oldu! Benim babam, çelik çomak oynarken değil, vatan diyen Bozkurt olduğu için, Milliyetçi Hareket Partisinde görev yaptığı için şehit edildi."
O, Türk Milletinin değerlerini sistemleştiren bu yüzden yollara düşen her Türk Milliyetçisi gibi, Türklüğü ve İslam Davasını kendi Davası yapan, bir Ülkü neferi, Ülkü deviydi.
Şimdilerde biri çıkmış, MHP'de olan değerler yargısını, 'paradigma' altında değiştirmek istiyor. Bu duruma nasıl bakıyorsun?
"Fikri ağabeyim; Babamın döneminde de Ülkücüler bu değerler uğrunu şehit oluyordu, devran döndü, saat geldi babam ve birçok arkadaşı, Ülkücü Hareketin bu değerleri için, vurularak şehit edildi.
Ben bunu idrak edemeyecek biri ya da birilerini neyleyim. Şimdi ben size bir şey sorayım ağabey, Ülkücü Hareketin özümü değişti, kendisimi değişti? Başbuğu mu değişti. Dün Allah Allah diyenler, bugün iktidar iktidar diyorlar ya da söyletiliyorlar. Ben babam Turan İbrim'i, Allah Allah dediği için, yaşasın Türk Milliyetçiliği, Türk İslam Ülküsünü savunduğu, Turan'a Turan'a diye haykırdığı için, kızılların, komünistlerin, Türk düşmanlarının karşısına Ülkücü olarak dikildiği için kaybettim.
Yıllarca bu duygular içinde, bu değerleri baş tacı yaparak babasızlığımı yaşayarak koştura koştura bugünlere geldik. Şimdi bu değerleri anlamayan, Ülkücü camianın havasını teneffüs etmeyen birileri istiyor diye biz değerlerimizden mi vazgeçeceğiz? Bu değerlerden vazgeçmek, Ülkücülüğü ve Ülkücüyü sisteme göre tarif etmek anlamına gelir ki, bunu kabul etmemiz asla mümkün değildir. Böyle bir şey olursa Hakkı mı helal etmem! Ha, hakkın ne derlerse? Hemen söyleyeyim Turan İbrim, onsuz geçen; ancak davadan ayrı geçmeyen yıllar."
Ben, seni ve tüm şehit ailelerini, bizi MHP'nin düşürülmeye çalışıldığı durumu seyreden şehitlerimizi anlıyorum; ancak size baş olacağım diye tutturan ve aynı zamanda paradigma değişimi yaşayacağız diyenler alamıyor be kardeşim.
Senin babasız geçen onca yılın bazıları için, "Baban trafik kazasında da ölebilir di. Sen yine babasız kalırdın." türünden düşünce içinde olmalılar ki rahat rahat paradigma değişiminden söz ediyorlar/edebiliyorlar.
Kimse kusura bakmasın, Allah Allah; vatan; millet; Sakarya; Milliyetçi Türkiye, Ne Amerika Ne Rusya Ne Çin her şey Türklük için; bayrak inmez, ezan dinmez ve bunun gibi nice değerlerimiz, dünde Ülkücülerin değerleriydi, bugünde, yarında değerleri olarak kalacak. Hatta bu değerler kıyamet kopana kadar devam edecek. Kimse; ama kimse bu değerlerimizi değiştirmeye kalkışıp suni kıyametin kopmasına sebep olmasın. Kendileri de, Türk düşmanları da… 'Ülkücü Hareket bugüne uyarlanmalıdır onun için yeniden yazılmalıdır' diyenlerde bu koparacakları kıyamet içinde un ufak olurlar. Böyle biline!
Biz:
"Aylardan Ağustos, günlerden Cuma,
Gün doğmadan evvel iklim-i Ruma
Bozkurtlar ordusu geçti hücuma
Yeni bir sevk ile gürledi gökler
Ya Allah Bismillah Allahu ekber"
Diye yollara düşen, Çankaya yokuşunda soluklanan Asya'nın Bozkurtlarıyız. Biz bazılarının aksine hala Ülkü Ocaklıyız. Onun için değerler paradigmamızı kabul etmeyen, değiştirmeye kalkanların karşısında, Dava arkadaşımız ve Dava büyüğümüz olan, Ülkücü Hareketin çilesini çekmiş Lider Devlet Bahçeli'nin arkasında saf tuttuk.
Haykırıyoruz, tekbir: Allahu ekber! Ya Allah Bismillah Allahu ekber…
Sağlıcakla kalın!
Fikri ATILBAZ