Öncesinde ne vardı? Dillerde dolaşınca ortaya çıktı. Türkiye'nin Türk anayasası, buna kim ne diyebilir? Baktık ki 21 madde de ayrımcılardan söz edilmiyor. Bu anayasa metnine yan gözle bakılmıyor. Türklük kokuyor. Sadece değiştirilmesinden dolayı gerçek geçerli süre başkanlığa doğru ilerliyordu. Bu kaçınılmaz müdahaleyle küstahlığını, torbasını üstünden atan bir anayasa metniyle karşılaştık. Ağızlarını açıp sağa, sola saldıranların halini şimdi açık şekilde görmek lazım. Ey organizatör yapımı Y-CHP, şimdi senin gerçeklerini dinlemeliyiz, seni anlamalıyız.
Hep gerçekler üzerinden yürümeliyiz. Ne mutlu bize! Haklı olarak fiili duruma netlik kazandırılmadı, yasalarla sınırlandırıldı ve Cumhurbaşkanının üstüne kazak gibi geçirildi. Böylece Cumhurbaşkanı dokunulamayan adam pozisyonundan çıkarıldı. Birdenbire sorumlulukları arttı. Öyle boş boş konuşma faslı son bulmuş oldu. Adalet herkes için oluştu. Bundan sonra kafalarına göre işlemde bulunamayacaklar. Sadece anayasaya karşı olanların çenesi kapanmaz. İşler bundan sonra bir nizam içinde yürüyecek demektir.
PKK daha derinden Devlete karşı saldırmak istedi ve Arena stadının yanında bombalama olayında bulundu. MHP iktidarda değilken bile, iktidarın Türklük şemsiyesi altına girmesini sağladı. Bu koruma ile Türk şuuru daha net hissedilecektir. Bu anlaşma daha sonraları daha çok, daha net bir şekilde ayrımcılarla savaş başlatacaktır. Bu anayasadaki PKK birliktelikleri yıkılmıştır, gözümüz aydın.
Yıllardır beklenen gerçek anayasa yürürlüğe girdikten sonra fiili durum resmiyete dönmüş, hareketlerinden sorumlu olmayanlara sorumluluk kazandırılmıştır. Hem de en hakikisinden. Gözler açık bir şekilde Türk silahlı güçlerine saldırılmıştır.
Hain saldırı sonucunda Türkiye yara aldı. Ağır yara. Şimdi televizyonlar yayınlar yapıyor. En berbatı, yanlış duymadıysam, Y-CHP'nin yürüyüş düzenlediğidir. Böyle bir şey olamaz mı diyeceksiniz? Tabiî ki gayet normaldir. Ancak aynı Y-CHP'nin değişik mekanlarda PKK'yla kol kola girmesi ve aynı yürüyüşlerde Devlete beraberce sövmeleri, hareket etmeleri bizi derinden yaralamakta, sadece bizi değil, Türk Milletini derinden yaralamaktadır.
Böyle bir yürüyüşe alışık olmadığımız ve Türk Milletinin de alışık olmadığı bir yürüyüş olacaktır. Kalbimiz kan ağlamaktadır. IŞİD ya da PKK ikisi birlikte Türkiye'nin can düşmanıdır. Kahrolsun, yıkılıp gitsinler. İkisi de bir olukta mahvolsun. Bozuk tipli adamlar, kalleş suratlar, elleriniz, ayaklarınız tutmasın, yüzünüz gülmesin, ömür boyu mahvolun.
Pislikler, kahrolun… Devletin elemanını öldürenler kahrolun inşallah. Allah belanızı versin. Aynı noktadan sizinle yürüyüş ancak binlerce kez gerçekten tövbe etmenizle gerçek olur. Türklüğe karşı yapılan bu haince saldırıya aynı mukabelede cevap verilmelidir. Sinsiler, hainler, provokatörler, her kötülüğün yandaşları layık olduğu şekilde ölmedirler.
Ne mutlu Türküm diyenlere! Hain PKK ve IŞİD bizden en ağır cevabı almadıkça ne yapacaklarını bilemeyeceklerdir. Bu bizi derinden yaralamaktadır. Bugüne kadar yaptığımız tüm birliktelikler bizim mevtamıza imiş. Şimdi birlik vakti. Düşmana boyun eğmeme, Türk bayrağını üstlerine germe vakti. PKK ve IŞİD'e dünyayı dar etme vaktidir.
Ardından bir fatiha okunmayacak şahıslar var dendiğinde, olur mu öyle şey diyenler şimdi ne diyor acaba?
Sağlıcakla kalın!
Fikri ATILBAZ