2023 vizyonu, Türkiye Cumhuriyeti’nin yüz yıllık süre içerisin de neler başarabildiğinin aynası olacaktır. Türkiye’nin ortaya koyduğu bu güçlü vizyon, dış dünyanın merceğine girmiş ve özellikle emperyal güçlerde endişeye sebep olmuştur. 2023 vizyonumuzu içine sindiremeyenler, siyasi ve ticari amborgalarla bu süreci sabote etmek için var güçleri ile mücadele etmektedirler.
Her türlü engelleme ve sabotaja rağmen 81 milyonun ortaya koyacağı uçtan uca ortak ruh ve motivasyonla 2023 hedefleri bizim için ulaşılmaz olmaktan çıkabilecektir.
Hedefe ulaşmak arzumuzu çetin bir mücadele ile taçlandırmak bu hedefi gerçekleştirmenin ön şartıdır.
“tüm toplum katmanlarının ortak inancı ile gerçekleşebilecektir”
Üretim tecrübesi olan, kabul edilebilir sanayi ve teknolojiye sahip olan Türkiye, 300 milyonluk Türk Dünyası, 2 milyarlık müslüman dünyası ve diğer mazlum milletlerinde önünde referanstır. Dolayısı ile Türkiye’nin her hamlesi dünyanın 1/4 ünü direkt veya endirekt ilgilendirmektedir.
Sorumluluğumuz bu kadar büyük ve anlamlıdır. Dolayısı ile 2023 vizyonuna ulaşmak için sorumluluğu toplumun bir kesimine yüklemek hakkaniyetli olmaz. Bu vizyon ; işçimizden çiftimize , tüccarımızdan esnafımıza, memurumuzdan emeklimize, siyasetçimizden aydınımıza kadar tüm toplum katmanlarının ortak inancı ile gerçekleşebilecektir.
Standartlarını oluşturmuş, kurumsallığını oturtmuş, 50 yıllık eğitim ve iktisat programını yapmış bir Türkiye, 2023 hedefine ulaşabileceği gibi, 2073 süper güç olma hayalini de gerçekleştirebilecektir.
Eğitim ve üretimde çağdaşlaşma, Standartlarını oluşturma ve yeni konjektörü okuma becerisi bizi hedeflerimize götürecek en geçerli yoldur.
Ortak akıl ve kollektif düşünme becerisini kazanan çağdaş toplumları hedeflerinden uzaklaştırmak çok kolay olmamaktadır.
Dolayısı ile çağdaş bireylere sahip bir Türkiye’nin oluşacak tüm sabotajlardan en az etkilenecek olmasını tahmin etmek müneccim olmayı gerektirmez
“Dünyanın 17. Büyük ekonomisine sahip olan Türkiye”
Dünyanın 17. Büyük ekonomisine sahip olan Türkiye, 300 milyonluk Türk Dünyası, 2 milyarlık müslüman dünyası ve diğer mazlum milletlerin referansıdır. Dolayısı ile Türkiye’nin her hamlesi dünyanın 1/4 ünü direkt olarak ilgilendirmektedir.
Sorumluluğumuz bu kadar büyük ve anlamlıdır.
Dolayısı ile 2023 vizyon ve hedef sorumluluğunu toplumun bir kesimine yüklemek hakkaniyetli ve tutarlı olmaz. Bu vizyon ; işçimizden çiftimize , tüccarımızdan esnafımıza, memurumuzdan emeklimize, siyasetçimizden aydınımıza kadar tüm toplum katmanlarının ortak mücadelesi ile gerçekleşebilecektir.
Standartlarını oluşturmuş, kurumsallığını oturtmuş, 50 yıllık eğitim ve iktisat programın yapmış bir Türkiye, 2023 hedefine ulaşacağı gibi, 2073 süper güç olma hayalinide gerçekleştirebilecektir.
“çağdaş toplumları hedeflerinden uzaklaştırmak kolay değildir”
Eğitim ve üretimde çağdaşlaşma, Standartlarını oluşturma ve yeni konjektürü okuma becerisi bizi hedeflerimize götürecek en geçerli argümandır.
Türkiye’nin ortaya koyduğu güçlü ve iddialı 2023 vizyonu, dünyanın da yakından izlediği bir süreçtir. Bu iddialı hedefimiz, emperyal güçler tarafından siyası ve ekonomik olarak alenen sabote edilmektedir.
Ortak akıl ve kollektif düşünme becerisini kazanan çağdaş toplumları hedeflerinden uzaklaştırmak kolay değildir.
Dolayısı ile çağdaş normlara sahip bir Türkiye’nin oluşacak tüm sabotajlardan en az etkilenecek olmasını tahmin etmek müneccim olmayı gerektirmez..
Türkiye olarak kendi şartlarımızı ve dünyadaki iktisadı konjektörü analiz ettiğimiz de;
-Sektörel uzmanlık; insan ve hammadde kaynağı sağlamada sorun yaşamayacağımız 5 sektörde dünyada ilk sıralarda olma mücadelesi
-Reel Sektör; Üretmeden istikrarlı ve sürdürülebilir bir ekonomiye sahip olmak geçmişte de bugün de mümkün görünmemektedir.
-Sistem ve Standartlaşma; Sahip olduğumuz insan ve materyal kaynağı ne olursa olsun, üretim süreçlerimizi sistemli ve standardize edilmiş bir norma oturtmanız şarttır. Standartlarını oluşturmadığınız fabrikayı, aileyi, şirketi, ülkeyi sağlıklı ve istikrarlı yönetmeniz mümkün olmaz.
-Çağdaş olmak; Yukarıda saydığımız tüm etmenleri sağlıklı yorumlamak ve doğru algılamak için, çağdaş eğitime sahip olmamız gerekir.
“Devlet Ebed Müddet, Millet Ebed Müddet” ülküsü, askeri varlığımızın yanında, iktisadi gücümüzle mümkün ve mumkim olmaktadır. Aynı zamanda iktisadi gücünüz, askeri gücünüzü ve askeri teknolojinizdir ..