TERÖR yüzyılımızda emperyalist devletler tarafından bir savaş yöntemi olarak benimsenmiş olsa da bunu idrak edemeyenlerin ya da idrakin bedelini göze alamayanların terörle mücadele edebileceğini düşünmek kanımca düşünememektir. Bu yüzden dönem dönem belli ülkeler bazı örgütleri terörist bazılarını legal görebilmektedir, hâsılı bugünün terör örgütünün yarın legal görülebildiği bilinen bir gerçektir…
Terör; dominant güçlerin çıkarlarına göre yol verdiği veya yolunu kestiği örgütleri tanımlamakta ya da yaftalamakta kullanılan bir ön addır aslında… Hangi terör örgütünü araştırırsanız araştırın çekirdeği emperyalist devletlerden biri ya da aralarındaki anlaşmaya göre bir kaçı çıkacaktır. Yoksa siz istihbaratçıları-casusları gümrük memuru mu sandınız…
Siyonist ve Siyonizm'in geldiği nokta ve uluslararası arenada artık birilerince meşru görülüşü buna basit bir örnektir.
İtin efendisine diş geçiremeyen köpeğiyle boğuşsa da bu neticeyi değiştirmeyecek ve efendi başka bir itle kaldığı yerden yoluna devam edecektir ki bundan sebep birçok ülkede güvenlik güçleri bir yöntem olarak terör örgütlerini iyice pasifize ederken yönetim kademelerine de sızarak ele geçirirler ki yenisi türemesin, türeyecekse de içinde olabilsin...
Yoksa sizin hiç terör örgütünüz yok mu?..
Sizce bu devirde en büyük eksikliğimiz bu olabilir mi?..
Tabii ki HAYIR!
Saldırılamayacak kadar güçlü olmayı başaramamış bir devletin, terör örgütünün olabileceğini düşünmek ahmaklıktır. Süper güç olmayı başaramamış veya dünya da varlığını ittifaksız idame ettirecek seviyeye gelmemiş bir ülkenin bir terör örgütünü sahiplenmesi-sahiplendirilmesi hedef tahtasına, operasyon masasına gönüllü yatmasını sağlamak-yatmak anlamına gelir ki bunun adı maceraperestlik değil katıksız ihanettir... Mesele bir terör örgütümüzün olmayışı değil, “Saldırılamayacak Kadar Güçlü Olmayışımızdır”. Siz buna “İttifaksız Yaşamayı Başarabilecek Seviyeye Gelmemiş Olmamız” da diyebilirsiniz…
Yardım almaya alışan, emir almaya da alışır mı demişlerdi ne…
Şu nasıl, benden; hamisi papa olanın camisine imamı kardinal atar…
Devam…
Terör örgütlerinin adı değişir, ambalajlı amaçları değişir fakat ana amacı değişmez…
Örgütlerin sahiplerinin arzuları ana amaç, terör örgütlerinin ifade ettiği, savunduğu amaç veya amaçlar perdedir-ambalajdır-maskedir…
Neyse uzatmayalım...
Bitmez biter sandığın çile, adı dünya imtihan yeri ve insan açççççç…
Ya sen; Hasan Tahsin'in sıktığı kurşunu ilk mi sandın ki sıkılacak son bir kurşunla bu işin biteceğini sanıyorsun efendi!
Mazisi Devlet'e kurşun sıkanlarla ve onu korumak için kurşun atanlarla dolu bir Millet'in ateşle imtihanı ve mücadelesi tam gaz devam edecektir. Umudun olduğu yerde mücadele, mücadelenin olduğu yerde umut vardır diyelim de âlem karamsar olduğumuzu düşünmesin şimdi…
VE! ARKADAŞ!
Arzusu dışında savaşmak istemeyenin saldırılamayacak kadar güçlü olması elzemdir. Gerisi lafügüzaftır bilesin...
Gürkan KARAÇAM