Hamaset; kısaca dinleyenleri etkilemek veya heyecanlandırmak amacıyla yapılan abartılı anlatım olarak tarif edebileceğimiz gibi cühelayı etkilemede sıkça başvurulan, gücünü-imkân ve kabiliyetini olduğundan büyük gösterme sendromu da diyebileceğimiz, reel politikalarını buna dayandıranların her daim hüsrana uğradığı bir hastalıktır ve hamasetçi de hamaset hastalığına yakalanmış tedaviyi reddeden kişidir diyelim olsun bitsin…
Genel olarak ülkesinin asla işgal edilemeyeceğine inanan, kendi yumruğunu balyoz sanan, kendisini zeki dünyayı zekâdan yoksun gören, izlediği her filmde başrol oyuncusuyla kendini özdeşleştiren, sadece ölülerin kahraman olabileceğine inanan, savaştan korkmadığını söyleyerek hasımlarının savaştan korkacağı üzerine slogan geliştiren, ruhsal durumunun psikiyatristlerce değerlendirilmesinin zorunlu olduğu tiplerde sıklıkla görülen bir vakadır hamaset…
Yunan’ı tükürükle boğarız, ABD’nin yüreği yetmez bize hasımlığa, Çin dediğin dün bizden korktuğundan yapmamış mıydı o Seddi, Avrupa şaşırma sabrımızı taşırma, İsrail sakın bizi sınama gibi haykırdığımızda muhataplarımızın bacaklarını titrettiğimizi sandıran şeydir hamaset…
Dış politikada sizi gülünç duruma düşüren, dün topraklarınızı söke söke alanlara biz Osmanlı’nın torunlarıyız sloganıyla korku vermeye çalışma sendromudur bir yerde…
Arkadaş! Sen hiç Tek Diş’ten “biz o toprakları dedenin ağzını burnunu kırıp aldık” dediğini duydun mu…
Hayatta en hakiki mürşit ilimdir diyen Ulu Önder’i anlamaktan nasipsiz, tükürükle iş göreceğini sanan, o olmazsa muskalara başvuran, yemedi mi ulemadan dua kovalayan, son çare balistik füze sandığı balgamına başvuran cücük beyinli zevatın elinde hamaset sonrası, maceradır başlayacak ve sonu hüsranla bitecek olan…
Ey boş beyinliler; 1. Balkan ve Dünya Savaşında dedelerimiz tükürmeyi ihmal etti diye mi yenildik sizce ya da Çanakkale Zaferini iman ve strateji ile değil de diğer cephelerde aklımıza gelmeyen tükürüklerimizi devreye sokarak mı kazandık dersiniz...
Üç kıtadaki vatan toprağı, tükürük bezlerimiz çalışmadığı için mi kaydı ayaklarımızın altından yoksa Milli Mücadele’nin Lideri’ne idam fetvası verenler dinsizdi de tutmadı mı duası veya Mustafa Kemal’e hak veren din adamlarının takvasına mı borçluyuz elimizde kalan son vatan toprağını korumamızı…
İman elbette ki nükleer bir güçtür efendi fakat İkra=Oku ile başladığını biliyorsan dininin, İslam nurdan bir ışıktır muhakkak biliyorsan pislik yağacağını düşünmeyenin üstüne…
Okuduğu ayeti anlamayan, Din-i Mübin’i dünyayı okumada kullanmayan ve ilimle yol almayan bir Millet’in tükürüğü necis değil de nedir Allah Aşkı’na…
Hasımların tükürüğünün gücünü bilselerdi kalır mıydın Kıbrıs’ta sınıfta, AB sürecinde kapı da…
BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi olmaya gücü yetmiyor mu Lama’lığa soyunanların, bizi sınamayın diyenlerin tükürük bezleri mi kurudu yoksa…
Dinlersen;
Açıktan savaşamayacağın düşmana hasımlığında ölçüyü kaçırmayacak, ivedilikle her anlamda ondan üstün olmaya çalışacaksın ve unutma efendi; üstünlüğü elde edenin hasımlığı ürkütücü olur.
Ve cenk dediğin ince hesap ister aslanım dahi hesapsız cenge girenin hanesine de siyah çelenk koyarlar bilesin!
Gürkan KARAÇAM