“Bir Türk öldürmek yetmiş gâvur öldürmekten daha üstündür” diyen Şeyh(!) Said’in idam sehpasına götürülüp asılmadan önceki son sözleri neydi bakalım; “Ahmed Zihni Bey’in Fütühat-ı İslâmiye’sinde yazılıdır. Mehdi’nin hurucunda Türkler üç yüz bin asker vereceklerdir. Anlaşıldı ki Türkiye, kıyamete kadar İslâm’ı koruyacak... Fena yaptık... Bundan sonra iyi olur inşallah…” ne diyelim her hainin bu gerçeği görebilmesi için darağacının önüne gelmesi gerekiyorsa; kırılsın kalem kurulsun sehpa…
Ha bu arada eklemeden geçemeyeceğim, Şeyh(!) Said’in soyunu dayandırdığı dedesi İran'dan Diyarbakır'a göçüp yerleşen Seyyîd(!) Haşim de 1639 yılında Sultan IV.Murad tarafından ortadan kaldırılmıştır. Niye mi… Birkaç kitap da siz karıştırın diyeceğim de neyse yormayalım şimdi sizi… Dede de Kasr-ı Şirin Antlaşması kaşıntı yapmış efendi ve hal böyle olunca gereği yapılmış tabii… Ama siz buradan hareketle ihanetin de bir genetiği olabilir mi diye de düşünebilirsiniz kanımca… Son temsilcisinin adını vermeye lüzum görmüyorum bilesiniz…
Evrilerek ve devşirilerek devam eden ihanet şimdiler de PKK ile yoluna vahşi bir şekilde tam gaz devam ediyor olsa da, diyelim de çıksın bizden ey said’in yolundan giden hain! “Yol aynı yol, son aynı son” bilesin…
Paralı Kiralık Katillerin dost bildiklerine de bir bakalım isterseniz…
PKK için Ermeni dost, hatta sosyal medyada Sakık efendinin tuttuğu o meşhur paçavra bezde yazanı hatırlatırsak “anamız kürtse babamız ermenidir”, ne diyelim bizde soy babadan devam eder ve “bana dostunu söyle sana kim olduğunu söyleyelim”…
PKK için Yunanistan dost, “bana dostunu söyle sana kim olduğunu söyleyelim”…
PKK için GKRY yani RUM dost, “bana dostunu söyle sana kim olduğunu söyleyelim”…
Bir de ortalıkta demokrat(!) demokrat(!) dolaşmazlar mı arkadaş… Eeee yurdumda ihanete zırh istersen azıcık demokrat(!) ol yeter zaten…
Marksist-Leninist-faşist örgüt PKK ve onun uzantıları nasıl olurda demokrasiden dem vurabilir…
Demokrasi ile Marksizim, Demokrasi ile Lenin, Demokrasi ile faşizm yan yana düşünülebilinir mi?..
Bebek öldürenlerin, çocuk kaçıranların, uyuşturucu-silah-gasp-yağma ve insan kaçakçılığı yapanların insanlıktan dem vurmaya ya da insanca muamele talep etmeye ne hakkı olabilir…
Türk’e kurşun sıkanlar yaptıklarının yanlarına kalacağını mı sanıyor dersiniz…
Sanmanın iyi bir şey olmadığını unutan hainlere, gaz sanıp o gazla sıçanları da biz hatırlatalım da eksik bir şey kalmasın...
Bu arada ŞEHİTLERİMİZE gelince…
En nihayetinde Türk de insandır efendi ve bundan sebep vurulup şehit edilebilir fakat bilmelisin ki Türk'ün kanının yerde kaldığı görülmemiştir...
Gürkan KARAÇAM