CUMHURİYET TÜRK’ÜN HAYATA DÖNÜŞÜDÜR

Halil KONUŞKAN

 

Gazinin başlattığı özgürlük mücadelesinin anlamı bir milletin en zor şartlar altında emperyalist saldırılara karşı durabileceğinin gösterilmesidir. Bu örnek sömürgeci batının kurduğu saadet zincirini yıkmıştır. Bilindiği gibi domino taşlarından biri yerinden oynadığı zaman diğerleri de yıkılır.

Türk istiklal mücadelesi bütün mazlum milletlere sömürgecilere karşı durulabileceğini ve daha önemlisi onların yenilebileceğini daha da önemlisi ülkelerinden kovulabileceğini canlı olarak göstermiştir.

Şanlı direnişimiz ve kurtuluşumuzdan etkilenen çoğunluğu Müslüman olan bazı Asya ve Afrika ülkelerinde emperyalistlerin yönetimine karşı direnişler oluşmuştur. Bazı ülkelerde kral, bazı ülkelerde halkın arasından çıkan liderlerin öncülüğünde çeşitli mücadele yöntemleri neticesinde kurtuluş mücadeleleri sonuç vermiş ve bu mücadelelerin önderleri Atatürk’ü örnek aldıklarını çeşitli vesilelerle itiraf etmişlerdir.

Bu çerçeve de…

Ahmet Sukarno’nun Endonezya’yı bağımsızlığa taşıması…

Muhammed Ali Cinnah öncülüğünde Pakistan’ın bağımsızlığı…

Amanullah Han’ın İngilizleri Afganistan’a sokmaması…

Haile Selasiyenin Mussolini’yi Etiyopya’ya rezil etmesi…

Habip Burgiba’nın Tunus’un özgürlüğünü sağlaması…

Ahmet Bin Bela ve Cezayir bağımsızlık savaşı...

Örnek gösterilebilir.

 

Ahmet Suharno: Endonezya’nın kurucusu. Cavalı bir mühendisken 1927de “Endonezya Milliyetçi Partisi”ni kurdu. 1929-1942 yılları arasında hapis ve sürgün hayatına mahkum edildi. Japon istilasından sonra 1949’da ülkesinin bağımsızlığını sağladı. Cakarta isminde yeni ve büyük bir başkent kurdu. 1965 askeri darbesinden sonra yönetimden uzaklaştırıldı ve üç yıl sonra öldü.

Muhammed Ali Cinnah: Pakistan’ın kurucusu: 1930’da Hint Müslümanları Birliği Kongresi’nin toplanmasında etkin rol oynadı. 1937’de filozof ve şair Muhammed İkbal ile birlikte Hint Müslümanlarının ayrı bir devlet kurması gerektiği fikrini savunmaya başladı. İkinci Dünya Savaşından sonra 1947 yılında amacına ulaştı. Bir yıl sonra öldü. Atatürk’ün değişim ve dönüşümünü uygulamaya ömrü yetmedi. Ülkesi Pakistan bugün dahi bunun sancısını çekiyor.

Amanullah Han: 1919’da Afgan Kralı oldu. Hindistan’a yerleşen İngilizleri ülkesine sokmadı. Atatürk’ün devrimlerini uygulamak isteyince devrildi. Afganistan sonra Rus işgali, iç savaşlar, Taliban yönetimi ve Amerikan işgalini yaşadı. Afganistan hâlâ dünyanın en fakir ve istikrarsız ülkelerinden biri.

Haile Selasiye: Şimdiki adı Etiyopya olan Habeşistan İmparatoru. 1935-1936 yıllarında Türk General Vehip Paşa’nın komutasındaki direniş ordusu ile İtalyanlara karşı ülkeyi savundu. İkinci Dünya Savaşından sonra Habeşistan’ın özgürlüğünü sağladı. 1975 yılında askeri darbe ile tahttan indirildi ve kısa süre sonra öldü.

Habib Burgiba: Tunus’ta işgalci Fransızlara karşı kurulan “Anayasa Partisi”nin liderliğine getirildi. Fransızlar tarafından birçok kez tutuklandı. 1956’da ülkeyi istiklaline taşıdı. Yaşlanıp iş göremez hale gelip görevden alınana kadar ülkeyi demir yumruk ile yönetti. Monastır şehrinde ev hapsindeyken 2000 yılında öldü.

Ahmet Bin Bela: Cezayirin Oran şehrinde 1916’da doğdu. Fransızların büyük kıyımları ve cepheye 400.000 yedek ekser sürmelerine rağmen başarılı olan Cezayir Kurtuluş Savaşı’nın önemli siması olarak 1962 yılında kurulan Cezayir Cumhuriyetinin ilk Cumhurbaşkanı oldu. Ancak 1965 yılında askeri bir darbe ile devrildi. Hapsedildi ve sürgüne gönderildi.

*

Şüphesiz bu ülkelerin liderleri de önemli işler başarmışlardır. Ancak ATATÜRK’ün yaptıkları ile onların maceralarını kıyasladığımızda görürüz ki, sadece savaş kazanmak ile ülke tam anlamı ile kurtulamamaktadır.

Neden batılı ülkeler 50 civarında ülkeyi işgal edebilmiştir?

Bu ülkeler neden yıllarca sömürge hayatı yaşamıştır?

Bu ve benzeri soruları kendimize sorduğumuzda söz konusu ülkelerin medeniyet, bilim ve teknoloji hatta sosyal yapıları bakımından geri düştüklerini görebilmemiz zor olmayacaktır.

Mustafa Kemal bu gerçeği görerek hem istiklal mücadelesinden başarı ile çıkmış, hem de Türkiye’yi dönüştürmeyi başarabilmiştir.

Atatürk’ün en büyük başarısı Türk Ulus Devletini inşa etmesidir. Çağımız bütün önyargılı aksi iddialara rağmen halen ulus devletlerin çağıdır.

Bahse konu olan değişim ve devrimler neticesinde Türk milleti ortaçağdan kalma kul anlayışından vatandaşlık mertebesine yükselmiş, bütün dünyanın önde gelen uluslarından biri olmuştur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi,

Türk Tarih Kurumu,

Türk Dil Kurumu,

Türk Hava Kurumu… vb. kurumların başında hep Türk kelimesi vardır.

Bu örnekler dahi Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kurduğu Türk Ulus Devletinin kuruluş felsefesini bize açıklamaya yeter.

 

Türk düşmanları işte bu sebeple Atatürk’e saldırmaktadırlar. Atatürk milli mücadele ve devamında Türk Milli Devletini kurduğu için Türk düşmanlarının baş düşmanıdır. Aslında Atatürk’ün şahsında Türk milletine saldırmaktadır.

Türk milleti iyi bilmelisin ki, Atatürk düşmanları aslında doğrudan doğruya senin düşmanlarındır. İlk önce Atatürk düşmanlığı ile işe başladılar şimdi direk sana ve senin Türk Milli Devletine saldırıyorlar.

Cumhuriyet, Türkün yok olmak üzereyken hayata dönmesidir. Hem emperyalistlerin saldırısından kurtulması hem de “kul” zihniyetinden “birey” bilincine ulaşmasıdır.

Öte yandan cumhuriyet karanlık zihinlerin cahillikten arınıp aydınlanmasının yolunu açmıştır.

Bu durumu hala görmezsen acziyetine ağlamaya dahi fırsat bulamayacaksın.

Bir adım sonrası bugün 91. Yılını kutladığımız cumhuriyete, bir adım sonrası ise direk senin varlığına saldırmak olacaktır.

Çünkü özgürce ağlayabilmek için gerekli olan özgürlüğün kalmayacak.

***

Bütün okuyucularımızın ve yüce Türk milletinin Cumhuriyet bayramlarını kutluyoruz.

 

Halil KONUŞKAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.