HAREKETİN SİNİRLERİNİ ALDINIZ

Halil KONUŞKAN

Eleştirince kızıyorsunuz, sitem ediyorsunuz, hakaret ediyorsunuz, bozgunculukla suçluyorsunuz, hatta AKPye hizmet ettiğimizi dile getirmekten bile çekinmiyorsunuz.

Biz aslında bu taktiği biliyoruz. Kendi başarısızlığınızı örtmek için hareketin içinde ki muhalefeti itibarsızlaştırma taktiği uygulamaktasınız. Böylece aklı sıra kamuoyuna MHP’nin içine Truva atı girdiği algısı yerleştirerek saflarınızı sıklaştıracaksınız.

Devletin bütün kurumlarının ve medyanın RTEnin elinde olduğunu söylediğinizi duyar gibiyiz.

Sözde çözüm sürecinin akil insanları Anadolu yollarını düştüklerinde, sözde çözüm sürecine karşı dokuz miting ile bizleri miting alanlarına doldurduğunuz da devlet kurumları elinizde miydi, medya elinizde miydi? Hayır! Yine aynı durum söz konusuydu. Fakat siz MHP’nin tepkisinin sözde çözüm sürecini frenleteceğini biliyordunuz ve gereğini yaptınız. Biz de hem alkışladık, hem de yollara düştük. Şehir şehir mitingleri kovaladık, hem de adam başı 100 TL almadan kendi ailemizin rızkından vererek…

Demek oluyor ki, siz de algı yönetiminden haberdarsınız, demek oluyor ki, safların sıklaştırılması ile siyasi netice alındığının farkındasınız.

O halde bu taktiğinizi 13 senedir AKP ve RTE karşısında niye devamlı uygulayamadınız? Oysa RTE devamlı ve kesintisiz meydanlarda ve halkın karşısında değil mi?

***

Biz sizden o doldurduğunuz koltukları istemiyoruz, dolduramadığınız koltukları istiyoruz. Şahsımız adına da istemiyoruz. Bırakın hak eden gelsin ve makamların içini doldursun diye istiyoruz.

İktidar partisi 9 seçimdir sizin tabanınıza oynuyor ve devamlı netice alıyor. Siz niye AKP’nin tabanına oynayamıyorsunuz? Siz niye hiç netice alamıyorsunuz?

Parti okulunuz var. Heybetli törenlerle buradan ülküdaşlarımızı mezun edip sertifika veriyorsunuz.

Ne güzel! Alkışlıyoruz.

Bu parti okullarından mezun olanların içinde kaç tane iyi hatip bulup karşımıza çıkardınız?

Kaç tane seminer düzenlediniz?

Kaç tane evi ziyarete gittiniz?

Kaç sempozyum organize ettiniz?

Ülkü ocaklarını omuzu düşüklerden temizlediniz.

Eyvallah! Alkışladık.

Ülkü ocaklarında yetişen ülkü erlerinin komşularımızın evlatlarını etkisi altına aldığı örneklere neden çok az rastlıyoruz, acaba?

Devlet memuru olduğumuz halde, üstümüze gelebileceklerini bildiğimiz halde vatandaş olarak bir partiye üye olamayız ama siyasi kanaatimiz olur diyerek yılmadan, korkmadan ve ürkmeden her gittiğimiz yerde parti, ocak ve sendika binasına selam vererek o coğrafyaya merhaba diyoruz.

Ülkücü camianın onbinlerce eğitimcisi alana inmeye hazır, sizden hareket bekliyorken kaç eğitimciden ocaklarda yararlandınız?

Sorduğumuz sorulara belki yerel bazda sınırlı sayıda örnek verilebilir. Ama sonuç değişmez.

Ülkücü hareketi atıl vaziyete getirdiniz. Oysa biz rahmetli Başbuğ döneminde seminerden seminere sohbetten sohbete koşuyorduk.

Siz hareketin sinirlerini aldınız, hissizleştirdiniz. Buna rağmen kendinize “AKP nasıl bizim tabanımıza el atabiliyor, nerede yanlışımız ve eksiğimiz var?” diye sormuyorsunuz.

Sayın teşkilatlardan sorumlu şefkatlü sultanımızın da içinde bulunduğu yer kaplayıcı unsurlar biliyorsunuz ama biz yine de söyleyelim;

Siyaset boşluk kaldırmaz!

Siyasi tabanınızda boşluk bırakmayacaksınız. Devamlı, sürekli etkinliklerle insanlarınızın zihnini ve aklını besleyeceksiniz.

Aksi halde bakın Türkiye elden gidiyor!

Bunda sizin de vebaliniz var.

 

Halil Konuşkan

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.