Diyorlar ki, Mısır’da darbe oldu. Darbeler ile halkların sesi kısılamaz. Her türlü darbeye karşıyız.
Mısır’da halk meydanlara inerek Mursi ve uygulamalarını istemediğini haykırdı. Askerde halkın isteğine uymayan Mursi’yi görevden aldı. Yapılan askerin müdahalesidir ve yanlıştır. Bunu eleştirmek de doğrudur.
Başka bir doğru daha var. Mısır’da halk bir sene önce de meydanlara inerek Mubarek ve uygulamalarını istemediğini haykırmıştı. Askerde halkın isteğine uymayan Mubarek’i istifaya çağırmış, Mubarek’te görevinden ayrılmak zorunda kalmıştı. Yapılan askerin müdahalesiydi ve yanlıştı. Bunu eleştirmek de doğruydu.
Şimdi! Mursi’ye karşı askerin davranışı darbe olup eleştiriliyor ama Mubarek’e karşı askerin davranışı alkışlanıyorsa bu topal bir düşüncedir. Bu düşünce hepsinden daha fazla yanlış kere yanlıştır. Topaldır, ilkesizdir, tutarsızdır ve düşmancadır.
Topaldır çünkü insanlar dengeli olmak için iki ayakları üstünde yürürler. Eğer insanın bir ayağı aksar yani topallarsa doğru, düzgün ve dengeli yürüyemez. Bir düşüncenin de ayaklarının üstünde durabilmesi doğru düzgün ve dengeli ilerleyebilmesi için böyle durumlarda topallamaması gerekir.
İlkesizdir çünkü askeri müdahalelere karşı olduğunu söyleyen ve bunu kendisine ilke yaptığını her mahfilde dile getiren bir düşüncenin savunucuları bu düşüncelerini ve tavırlarını her zaman ve her şartta sergileyebilmelidirler. Eğer öyle yapamıyorlarsa o düşüncenin taraftarları kendilerinin ilkeli olduklarını iddia etseler bile bizatihi ilkeli değildirler.
Tutarsızdır çünkü felsefeye göre bir düşünce kendi kendisi ile çelişmiyorsa o düşüncenin bir değeri olabilir. Başka bir deyişle bir düşünce kendi içinde tutarlı ise o düşüncenin bir anlamı olabilir. Bir düşünce kendi kendisi ile çelişiyorsa kendi tutarsızlığını ilan etmiş demektir.
Düşmancadır çünkü insan kendisine yapılmasını istemediğini başkasına yapmamalıdır. Eğer kendisine yapılmasını istemediğini başkasına reva görüyorsa o kendisini bir savaş halinde görüyor ve kendisinden başkasını düşman kabul ediyor demektir.
Bu tavır İsrail’in tavrıdır. Kendi insanı katledilince dünyayı ayağa kaldırır ama başkasını katletmeyi kendisine hak olarak görür.
Bu tavır kendi içinde bir kin ve nefret biriktirerek gücü ele geçirdiğinde kendisine yapılandan daha fazla zulmü başkasına uygulamayı düşünen ve bu düşüncesini ilk fırsatta gerçekleştirenlerin tavrıdır.
Şubat aylarından birinin 28’inde zulme uğrayanlardan kaç kişi, ne kadar hapis yattı? Bunların emriyle kaç komutan hukuk dışı bir şekilde kaç yıldır yattı?
Şimdi gerçek Müslümanlara seslenelim; Hem askeri darbelere hem de sivil darbelere karşı olunamıyor mu? Çünkü ilkeli ve omurgalı olmak böyle bir tutumu gerektirir.
Örneğin dün başörtüsü zulmüne karşı duranlar ama bugünde terör örgütü ile yapılan müzakerelere karşı duranlar kimler ise işte en doğru ve en tutarlı, her zaman ve her zeminde ilkeli ve omurgalı düşüncenin sahipleri olanlar onlardır.
Mubarek dönemi Mısır’da da seçimler yapılıyordu. Mubarek’in mütemadiyen kazandığı seçimlerde bütün kanallarda devamlı Mubarek görünüyor ve seçim hilelerinin dedikoduları duyuluyordu.
Diğer yandan birileri kendilerini Mursi ile benzer konumda göstererek darbe düşmanlığı yapmakta, kefen ve Azrail edebiyatı ile yine bir istismar siyasetini yürütmektedirler.
Oysa yıllardır iktidarda kalan, rekabet ortamının olmadığı seçimlerde devamlı seçilen Mübarek ile yıllardır iktidarda kalan, rekabet ortamının olmadığı seçimlerde devamlı seçilen kim veya kimler ise Mübarek ile benzer konumda olanda onlardır.
Halil KONUŞKAN