MISIR KOÇANI

Halil KONUŞKAN

 

Hali vakti yerinde olan insanlar bir miktar refah içinde yaşamaya çalışır ama diğer insanları kullanma gibi bir güçleri olmadığı için buna genellikle kalkışmazlar. Zenginler ise kendi rahatları ve selametleri için diğer insanların emeğinden sadakatine kadar etinden, yağından ve sütünden hepsinden yararlanmaya bakarlar. Onlar kendilerine hizmet edecek insanları maişetleri karşılığı istihdam etmişler bir nevi emeklerini satın almışlardır.

Gel gelelim insanların emeklerini satın almak onlara yetmez. Çünkü onlar genellikle evlerinde köpek beslemeye alışmışlardır. Köpek hiç sorgulamaz, pazarlık yapmaz, körü körüne sadıktır. Kodaman diye de nitelendirebileceğimiz bu kimseler yanında çalıştırdıkları insanlardan da aynı keyfiyeti beklerler. İyi ve eksiksiz hizmet edecek ama körü körüne sadık olacak. Patronunun sözünden çıkmayacak. Patronu yanlış ve ahlaksızlığın içinde olsa bile bu durumu görmeyecek hatta patronunun suçlarının üstünü örtecek.

Bazı patronlar hataları ortaya çıkınca kendisini ikaz edebilecek derecede onurlu bir çalışan ile karşılaştıklarında ne olur? Onun değeri artık bir çöpten fazlası değildir.

***

Emperyalist devletlerin dünyaya bakışlarının da böyle olduğunu söyleyebiliriz. Stratejik konumları ve doğal zenginlikleri olan bölgelerde “Büyük Ortadoğu Projesi” gibi projeler uygulamaya ve bu projelerini gerçekleştirecek iktidarlar sağlamaya çalışırlar. Bunun için toplumların algısını yöneterek iktidara kendi işbirlikçilerini getirirler. Bazen seçimleri, bazen ordudaki taraftarlarını bazen de bilakis o ülkenin iyi niyetli halkını kullanarak renkli devrimler tezgâhlayıp istediklerini elde etmeye çalışırlar. İktidara getirilen işbirlikçiler patronlarına ne kadar iyi hizmet ediyorlarsa onların gözünde o kadar kıymetleri vardır.

İşler her zaman rayında gitmez. Çünkü insanların içinde köpek davranışlarını taklit etmek isteyenler çıksa bile Allah insanın tabiatını ayrı köpeğin tabiatını ayrı yaratmıştır. Bu işbirlikçiler bazen kendi doğaları gereği uşaklığa katlanamaz ve ülkelerinin çıkarlarını önde tutarlar. Bazen de insanlardan oluşan toplumlarını tam olarak kontrol edemezler. Yani efendilerinin her istediğini yapamazlar.

İşte o zaman işleri bitmiş demektir. Onların alkışlarla ve nice ümitlerle daha bir sene evvel iktidara getirildikleri unutulmuştur. Bu sebeple firavunların ülkesi Mısır’da firavunlaşmalarına izin verilmeden bir mısır koçanı gibi çöpe atılabilirler. Onların efendilerinin gözünde kıymeti kalmamıştır.

En iyisi kendisine bağlı sözde müttefikler arayanların işbirlikçisi olmaya razı olmamaktır. Bunun için devletin birliğini bile tartışma konusu yapmamaktır.

Daha iyisi sahiplerinin ihtiyaçlarını karşılayamadığı nokta da kapının önüne koyulacak bir materyal olmaktansa emperyalist ülkelere ziyaret şampiyonluğunu değil onuru ile milli bir duruşun sahibi olmayı tercih etmektir.

 

Halil KONUŞKAN

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.