OKYANUS ÖTESİNİN DEĞİŞİM ve DEMOKRASİ KOROSU

Handan ÖMER

OKYANUS ÖTESİNİN DEĞİŞİM ve DEMOKRASİ KOROSU

Hafızası en iyi canlı insandır derler..Yaşananlar bir yana, bana göre bir sürü insanın günlük hafızası bile acınası halde..Geçenlerde bir yazı okudum. Japon balıklarının hafızası 4-5 ay önceki bilgileri hatırlıyormuş hatta eğitilmeleri bile mümkünmüş.. Tabi bu bilgiden sonra kafamda deli düşünceler oluşmadı değil. Diyorum ki bazı insanların beyinlerinin ağırlığınca Japon balığıyla takas edelim. Belki hatırlar biraz olsun düşünürler.. Olmaz mı ki ? diyelim ve yazımın ana konusuna geçelim.

1 Kasım 2015 seçimlerinin hemen ardından harekete geçen sözde muhaliflerin, esasen 7 Haziran 2015’in de öncesinde CHP ve HDP ile çalışan ABD'li algı yönetimi şirketi ‘Benenson Strategy Group’  ile bu kez MHP'de sözde muhalifleri destekleyerek, partiyi paralel yapının güdümüne sokmak için harekete geçtikleri ve hedeflerinde ise Meral Akşener’i  partinin başına getirmek olduğu netlik kazanmıştır.

‘Benenson Strategy Group’un’ Türkiye'de 50 bin kişiye yönelik bir anket çalışması düzenlendiğini ve bu anket çalışması ile ilgili de MAK Danışmanlık şirketi olduğu, bu danışmanlık şirketinin Başkanı Mehmet Ali Kulat’ın, şirket olarak bunu kabul etmediklerini zira bu kadar çok denekli bir çalışmanın ancak ‘algı operasyonu için yapılabileceğini’ açıklamıştır.

Ayrıca Mehmet Ali Kulat, seçim çalışmaları için ABD’de bulunduğu dönemlerde, daha Türkiye’de Meral Akşener’in bırakın adını, esamesi bile okunmazken, kendisine Meral Akşener ile ilgili MHP’de neler yapabilir ? Meral Akşener’li bir MHP , AKP’nin oylarının  bölünmesine sebep olur mu? gibi soruların yönetildiğini anlatmaktadır. Mehmet Ali Kulat ‘’ Bu bile Türkiye’deki siyasetin nasıl dışarıdan dizayn edilmeye çalışıldığını gösteriyor’’ diye konuşmuştur.

ABD’li bu şirketin yani ‘’Benanson Strategy Group’un’’ kimlerle iletişimde olduğuna bakacak olduğumuzda sadece CHP milletvekili Faik Öztrak bunun en bariz kanıtıdır. Malumunuz Faik Öztrak 7 Haziran seçimleri için CHP’nin seçim çalışmalarını yürüten kişisidir.

Firmanın algı operasyonunun deşifre olmaması için logosunu kapatan CHP'li Öztrak, şirketlere verdiği, algıyla oynamayı amaçlayan ilginç sorulara bakalım:

- Meral Akşener'in MHP'nin başına gelme şansı nedir?

- MHP'de Meral Akşener neler yapabilir?

- AKP bölünebilir mi?

-AKP bölünürse, kimin şansı var?

- AKP'nin başına kim gelebilir?

- Bülent Arınç ve Hüseyin Çelik gibi siyasetçiler neler yapabilirler?

MHP Genel Başkanı Bahçeli'ye rakip olan adaylarla görüşen ve Ülkücü Camianın önde gelen isimleriyle gelişmeleri masaya yatıran MAK Danışmanlık Başkanı Mehmet Ali Kulat, tabloyu AKŞAM'a analiz etti. MHP tabanı ve teşkilatının, Paralel Yapı'nın partiye yönelik operasyonunun farkında olduğunu belirten Kulat, "Paralel Yapı'nın kalıcı bir şekilde sirayet edemeyeceğini düşünüyorlar" dedi.

Peki tüm bu ayrıntılar ve gelişmelerin akabinde özellikle 1 Kasım’dan sonra, seçim sonuçlarının akabinde partinin almış olduğu oy oranı ve milletvekili sayısı 80’den 40’a indiğini, koalisyon döneminde ‘Hayırcı’ tutumu ön plana çıkararak MHP genel merkezinin iktidarı geri çevirdiğini, MHP’deki paradigmanın ve parti tüzüğünü değiştirilmesi gibi bir takım içi boş sebepleri bahane ederek MHP’yi içten kemirmeye ve çökertmeye yönelik hamleler atmışlar ve o kutlu, şanlı 47 yıllık MHP siyasi tarihinde, ilk kez ama büyük oyun olarak üçüncü kez mahkemeye verilmiş ve kayyum atanmasına vesile olunmuştur.

Bir dönem "Bağımsız Ülkücüler" adı altında peydahlanan ve şimdilerde okyanus ötesi çökertme oyununun ve MHP'yi hançerlemek isteyen Cemaat üfürükçülerinin "değişim, demokrasi’’ korosunda saf tutması ibretliktir.

Bundan dört yıl evvel "Devlet Bahçeli'yi savunmak, Anayasa'nın ilk 3 maddesini savunmaktır." diyenlerin, ‘’daha fazla tasfiyelere alet olamazdım,( Genel Başkan varken, Genel Başkanlık adaylıklarını açıklayanlara karşı verilen destekler ve yetkili organların almış olduğu kararlara rağmen il, ilçe yönetimlerini görevden almak) Genel Başkan kongre talebinde bulunan tabanın sesine kulak vermeli ki bu siyaset adamı olmanın gereğidir’’ diyerek anayasa'nın 4. maddesini kaldırmak için ayaklanmış olmuyor mu?
(4. maddeyi umarım muhalif cenah biliyordur... !)

MHP ve tabanı hemen hemen her dönemde algıya açık bir camia olduğu gerçeğini göz önüne almamız gerekmektedir. MHP’nin kongreye gidip gitmeyeceği, kurultay tarihini belirleyecek yetkili organların taban değil delegeler ve yetkili kurullardan ibaret olduğu gerçeği atlanmaktadır.

Türk milliyetçiliği ve Ülkücülüğü ve Rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in ortaya koyduğu 9 Işık Doktirini, davamıza fikri ve siyasi anlamda emek vermiş doktirin anlamında fikir adamlarının eserlerinden öğrenmek yerine, kendilerine seçmiş oldukları fikri gelişimi tamamlanmamış çürük şahsiyetçilik güdebilecek idollerden besinlenmeleri de ayrı bir sıkıntı yaratmıştır.

Bu gün MHP'de ki diğer bir sıkıntı ise siyaset adamından ziyade, Ülkücülerin gönül birliği ile benimsediği, fikirlerine ve düşüncelerine önem verdiği bir kuyruklu yıldız'ın olmayışıdır. Merhum Erol Güngör’in deyimiyle ‘’ Dündar Taşer; bir kuyruklu yıldız gibidir. Ve o Dündar Taşer MHP Genel Başkanı ve Başbuğ Alparslan Türkeş’e tavizsiz bir bağlılık içinde şöyle bile söylemiştir: “Onun yanlışı benim doğrumdan daha doğrudur...'' Karşıma bir duvar çıksa aşmaya, aşamasam da yıkmaya çalışırım, eğer yıkamıyorsam geri çekilirim, oysa Alparslan Türkeş o duvarı aşamasa, yıkamasa dahi dibinde ölür, aramızdaki fark budur’’ diyen bir kuyruklu yıldızın bugün fikri anlamda lider Devlet Bahçeli’nin etrafında, yanında olamayışıdır.

‘’Bağımsız Ülkücüler’’ olarak yola çıkan Paralel yapı unsurları, MHP'ye kayyum atanmasının ardından adeta bayram yapıyorlar.
Paralel yapının MHP'yi bütünüyle teslim alması elbette mümkün değil. Birebir Pensilvania'dan talimat alan bir parti teşkilatlanmasının oluşacağını falan iddia etmiyorum ancak paralel yapının etki altına alacağı muhtemel bir MHP yönetimi, yeni CHP gibi kritik süreçlerde "operasyon destek gücü" olarak faaliyet gösterecektir.
Paralel yapının gurup çıkarları hangi psikolojik savaş unsurunu öne çıkarmayı gerektiriyorsa onu gündem yapacaktır.
Paralel devlet yapılanması ile mücadelenin zaafa uğratılması için gayret gösterecektir.
Yeni CHP'yle de, PKK'nın HDP'siyle de kolaylıkla koalisyon kurup Türkiye'nin kaosuna hizmet edebilecek bir MHP. Yani Pensilvania’dan edilen duaya amin diyen kandil ile nasıl bağdaşabilir MHP sorarım sizlere ?

Evet MHP'ye Lider Devlet Bahçeli üzerinden bir operasyon yapılmak isteniyor, peki  siyaseti, demokrasiyi savunmak bu operasyona karşı çıkmayı gerektirmez mi? Yoksa yanılıyor muyum ?

Mesele, MHP meselesi değil.
Bahçeli'nin vizyonu, siyaset tarzı, kişiliği, söyleminin sevilip sevilmemesi, benimsenmemesi de değil, ki bu noktada Devlet Bahçeli’nin söylemlerinde ve politikalarında biri de çıksın yanlış yaptı desin ! diyebilir mi?
Mesele ‘kimyası ve fiziği ile tezatlık içerisinde olan Paralel yapı ve bileşenleri’ nasıl CHP'yi teslim aldıysa, MHP'yi de teslim almaya çalışıyor. Bu yüzden de lider Devlet Bahçeli üzerinden çirkince vurulmaya teşebbüs edilmektedir. 7 Haziran seçimleri sonrasındaki açıklamasının altında yatan da  bununla ilgiliydi.( 8 Haziran yandaş, candaş gazete manşetlerinin sekiz sütuna  verdikleri manşette ‘’Kasımda erken seçim var’’ ne çabuk unuttunuz?) Nitekim 1 Kasım seçimlerinde bunun faturasını da ödedi MHP.
Bununla birlikte MHP yönetimi, seçim sonrasında "yıkıcı siyaseti derinleştirmek" yerine, öncelikli gündemi terörle mücadele olan devletin yanında yer almayı tercih etti. Devletin bekasını ilgilendiren bu kritik hususta duyarlı davrandı. "Yeni CHP"nin yaptığı gibi terörü meşrulaştırmaya çalışan söylemlere başvurmadı. Devlete arkasını dönmedi.
Teröristleri "çiçek çocuklar", ‘’arkadaşlar’’ olarak yansıtan gayrı milli muhalefetin yanında durmadı. Tüm söylemlerinde ‘Flu’ bakıyoruz açıklaması vurgulandı. Bahçeli bir başka şey daha yaptı. Yeni dönem siyasetini Türkiye'de bir iç savaş çıkarmak üzere kuran PKK terör örgütüne istediği malzemeyi bir türlü vermedi.

MHP lideri Bahçeli, Milli Muhalefet örneği olarak, yıkım koalisyonu 'yüzde 60 blokçular'a net mesaj verdi: "Sayın Davutoğlu, ‘’Kandil'e gidin, gerekirse orayı taş üstünde taş bırakmayacak derecede yakın; gerekirse de Suriye'nin kuzeyine yıldırım gibi saplanın. PYD'yi müttefikliğe terfi ettiren ABD'ye aldırmadan, Rusya'nın provokasyonlarına takılmadan Türkiye'nin gücünü dosta da düşmana da gösterin. PKK/PYD'nin bulunduğu, nifak saçtığı her yeri tertemiz yapın ve bu aziz milleti terör illetinden kurtarın."

Devlet Bahçeli, böyle bir ortamda yerinden edilmek istenmekte ve MHP ele geçirilmek, tasfiye edilmek ve fikirsel olarak Türk milliyetçiliğinden uzaklaştırılıp, ümmetçiliğe yerleştirilmek istenmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki; dibinde bir ejderhanın yaşadığı bilinen  kuyuya inecek bir lider varken, muhakkak ki, dibinde ne olduğu hiç bilinmeyen bir kuyuya inmek cesaretini gösterecek bir insan bulmaktan daha kolaydır."

HANDAN ÖMER

17 Nisan 2016 / Ankara

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.