TUİK'in 6 Mart 2018'de yayınlanan 2017 istatistiklerine baktığımız zaman, nüfusun 40 milyon 535 bin 135'i erkek, 40 milyon 275 bin 390'ı kadından oluşuyor. Oransal olarak bakacak olursak da % 50,2 erkek, % 49,8'i kadınlardan oluşuyor.
Kadınlar yaşam süresi olarak biz erkeklerden daha uzun, erkeklerin ortalama yaşam süresi 75,3 iken, kadınlarda bu 80,7 ve Türkiye'de ortalama yaşam süresi 78. Kadınlar, erkeklere göre 5,4 yıl daha fazla yaşıyorlar. Önümüzdeki yıllarda ortalama ömür artmaya devam edecek, kadınlardaki üstünlük de devam edecek muhtemelen.
2015 yılı işgücüne katılım oranlarına baktığımız zamanlarda on beş yaş üzerinde işgücüne katılım oranı % 46 iken, bu oran erkeklerde % 65 kadınlarda % 27,5 olarak karşımıza çıkıyor. Çalışma Bakanı Jülide Sarıeroğlu'nun açıkladığı rakamlara göre de kadınların işgücüne katılım oranı % 33,8. Bu oranın 2016 verisi mi 2017 verisi mi olduğu paylaşılmamış ama 2015 verilerinden daha yeni olduğu da muhakkak.
Eğitim düzeyi arttıkça işgücüne katılım da artıyor; okur yazar olmayanlarda işgücüne katılım % 16, ilköğretim (ilkokul ve ortaokul) mezunlarında % 26, lise mezunlarında % 32,7, mesleki ve teknik eğitim alanlarda % 40,8 ve yükseköğretim mezunlarında ise % 71,6. Görüldüğü gibi eğitim arttıkça işgücüne katılım oranı da artıyor.
Kadınların geleneksel olarak kırsal yaşamda ev işlerinde ve tarlada eşleri ile birlikte çalıştıklarını biliyoruz. Ancak, şehir hayatı ile özellikle çalışma hayatında eğitimsiz kadınların üretime katılımın çok düşük olduğunu yukarıdaki istatistiklerde de görüyoruz.
Kadınların eğitim almaları, iyi eğitim almaları hem yetişecek gelecek nesiller için hem de toplumun gelişmesi açısından oldukça önemli. Nitekim ilk öğretmenimiz ebedi eğitmenimiz analarımız değil midir?
Kadınların modern manada eğitim almaları yönünde ilk adım atan Sultan 2. Abdülhamit Han olmuştur. Darul Malumat isimli kız öğretmen okullarının açılması için talimat verdiği Suphi Paşa'nın tereddüt ettiğini gören Sultan ‘'Sen okulları aç, ben arkandayım.'' diyerek paşayı rahatlatmıştır.
Artık günümüzde evinden çalışmak isteyenler için de birçok fırsat var. Mikro krediler ile yapılanlar, yapılabilecekler var. Köylerde geçimlik ekonomi olarak da tabir edilen insanların kendi kendilerine yetebilecekleri bir mekanizmanın kurulması vb gibi birçok yöntem var.
Diğer taraftan da inovatif bazı çalışmalar yapmak da mümkün. Yeni modeller geliştirmek de mümkün bakın size bir örnek; Maria Umar isimli bir Hanımefendi var. Pakistan Veziristan'da yaşıyor. Yerel bir okulda öğretmenlik yaparken
hamile kalması sonucu iş hayatından kopar ve evde çocukları ile ilgilenmesi gerekir. Sosyal medya aracılığı ile evden iş yapabilecekler ile evden iş yaptıracakları buluşturan bir model geliştirir. Amerika'dan dünyanın bir ucuna bu model yayılır. Hem birçok kadına iş sağlar hem de iş yaptırmak isteyenlere.
Bugün evden yapılabilecek o kadar çok iş var ki. Alvin ve Heidi Tofler'in 90'lı yıllarda okuduğum Fütürist Şok ve 2. Dalga kitaplarında artık evden çalışma ortamının geleceği günleri sabahları trafiğin tek yöne akışının olmayacağı vb gibi birçok konuyu yazıyordu. Biz birçok alanda yeni düzenlemeler yapıyoruz. Esnek çalışma saatleri gibi düzenlemeler yeni yeni yapılıyor maalesef.
Birçok çağrı merkezi evden çalışmaya imkan veren yazılımlar kullanıyor. Yarı zamanlı iş yapılabilecek çok alan var. Birçok alandaki açık da bir türlü dolmuyor. Çünkü, yarı zamanlı çalışabilecek alanlarda bir farkındalık yok. Bizim içinde bulunduğumuz araştırma sektörünü ele alacak olursak sürekli olarak anketör, veri giriş personeli, deşifre yapacak, gizli müşteri olarak çalışacak personel ihtiyacı bulunur. Bu ihtiyaçlar da bir türlü karşılanamaz. Bunun yanında evden çalışma olanağı bulunmayan sektörlerde çalışan kadınların çocukları için kreş olanakları sağlanması yine kadınların iş hayatında önlerine çıkan engelleri önemli ölçüde azaltacaktır.
Kadın istihdamı ve kadın girişimciliği çok önem verilmesi gereken bir konu. Önümüzdeki dönemde göreve geldiğinden beri gerek taşeron düzenlenmesi gerekse de diğer konularda canla başla çalışan ve çalışma hayatının içinden gelen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu'nun bu konularda teşvik edici çalışmalar yapacağını umuyor ve bekliyorum.
Geleceği inşa edenler kadınlar olacak. Kadınlardan korkmayalım, teşvik edelim. Önlerini açalım. Farkı kısa vadede millet olarak göreceğiz