Ak Parti ve MHP'nin seçim stratejisi belli; Cumhur İttifakı ile seçim sonucunu belirleme noktasında çok önemli bir şekilde ön aldılar. Aritmetik olarak da seçim sonucunu ve iktidar olmayı da garanti altına aldılar.
Birçok konuda olduğu gibi ittifaklar için de ‘'Her zaman iki artı iki dört etmez.'' sözünü hatırlayabiliriz. Bunu iki partinin birbiri ile uzun süre rakip olması ve diğer bir çok sebep üzerinden okuyabiliriz. Her şeyden öte iki farklı tüzel kişilik, farklı söylemleri var. Ancak, birisi Milli Görüş geleneğini esas alarak yola çıkmış ve Milli Görüş ile birlikte Merkez Siyaseti de içerisinde barındıran bir parti olmuş. Diğeri ise milliyetçi, ülkücü geleneğin temsilcisi olmuş ve neredeyse çizgisini hiç bozmadan bu günlere dek gelmiş yarım asırlık siyasal geçmişi olan bir parti. Devlet Bahçeli'nin liderliğindeki Milliyetçi Hareket Partisi geçmişte şiddet vb gibi devleti ve milleti koruma refleksi ile hareket eden tabanını şiddetten uzak tutması, teşkilatların geçmişte zaman zaman bulaştığı gayri hukuki olan tavır ve davranışlara karşı sert tedbir alması ve bu tür faaliyetlere karışanları gerek partiden gerekse de partinin gençlik örgütü olan Ülkü Ocakları'ndan uzak tutması ile farklı bir yöntem benimsemiş parti teşkilatlarını bu anlamda yönlendirmiştir.
Ak Parti ve MHP'nin birlikte olduğu Cumhur İttifakı'nın kamuoyunun % 54'ü tarafından, Ak Parti seçmen tabanından % 87,5 desteği olduğunu ve MHP'nin seçmen tabanından ise % 78,7'lik bir desteği olduğunu benim de yürütücüsü olduğum Optimar Araştırma'nın araştırmasında görüyoruz. Aynı araştırmada fikir beyan etmeyenlerin oranının da % 11,9 olduğu dikkate alınırsa rahatlıkla % 60'larda bir potansiyeli olduğu görülebilir.
Muhalefet tarafının ittifak senaryoları birden fazla olabilir. Muhalefet tarafından kimse HDP ile birlikte resmi bir ittifaka girmek istemiyor.
Anamuhalefet partisi CHP muhalefette kurulacak ittifakın merkezi olacaktır. CHP'nin 7 Haziran 2015 seçimleri öncesi üstü kapalı olarak HDP ile yaptığı ittifakı şimdi resmiyete kavuşturma gibi bir durum ile karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Bu ittifak resmiyete kavuşur ise parti sadakati % 80 olan CHP tabanının % 80'ini koruyacaktır. Parti sadakati % 90 olan HDP de parti tabanının % 90'ını koruyacaktır.
İyi parti ve Saadet partisinin oransal olarak çok büyük etkileri yok. İleride İyi Parti'ye MHP'den giden oyların ve CHP'den giden oyların bir kısmının kendi partilerine dönmesini bekliyorum.
Dolayısı ile 1 Kasım seçim sonuçlarını dikkate alıp; CHP'nin % 25,31 oy oranını ve HDP'nin % 10,76 oy oranını muhafaza edeceklerini varsayarsak CHP ve HDP'nin kuracakları ittifakın oy potansiyeli % 36'dır. Sayın CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun iddia ettiği gibi % 60'lar bir hayalden ibaret gerçeklikle alakası olmayan bir hayal üstelik.
CHP ve HDP ittifakına Saadet Partisi ve İyi Parti de ittifak içerisinde yer alsalar da en fazla çıkabilecekleri oy potansiyeli % 39'dur. Daha yukarı çıkabilmeleri bugünkü konjonktürde mümkün değildir.
Önümüzdeki dönemde söylem ve eylemlerindeki değişiklik üzerinden seçmen siyasal kararlarını tekrar revize edilebilir. Ancak, şu anki atmosferde Cumhur İttifakı rakipsiz gözüküyor.
Bunu Cumhur İttifakı'na mensup parti yöneticileri de bildikleri için daha çok yerel seçime dönük seçim stratejileri üzerinden çalışmalarını yoğunlaştırıyorlar.