15 Temmuz sonrası Erzincan adliyesi 15 Temmuzdan önce kamu görevlisi hatta Cumhuriyet savcısı bile olmayan kripto FETÖcü cübbeli bir terörist militanın hazırladığı sözde iddianameye göre yani oluşturulmuş bir kumpas iddianameye göre en önemlisi de Türk milleti adına geçen ay böyle tür skandal karar verdi.
İlginç olan 15 Temmuzdan önce iddianameyi hazırlayan ilgili Cumhuriyet savcısı ve yine iddianameyi kabul eden mahkeme hâkimi meslekten ihraç edilip tutuklanmış olmasına rağmen nedense Erzincan adliyesi sanki bir kuyruk acısıyla skandal kararlar vermeye halen devam etmesinin izahatı yoktur.
Peki, 15 Temmuz sonrası duruma ilgili Cumhuriyet savcıları meslekten ihraç edilip tutuklandıklarına göre malum buna benzer konuyla ilgili işlemler sokakta ki herhangi bir kişinin işlemlerinden farksız olmaz mı?
Ben gazeteciyim.
Yıllardır FETÖyle en ağır şartlarda tek başıma bir ordu gibi mücadele ettim. Bu terör örgütünün benimle uğraşmasının sebebi budur.
Ama maalesef Erzincan adliyesi mahkemelerine anlatamadığım derdim budur.
Benim bir özelliğim daha var ki, örgütün benim üzerimde yoğunlaşma sebeplerindendir.
Çünkü darbe girişiminde bulunacaklarını biliyordum ve buna ilişkin beyanım Erzincan adliyesi resmi kayıtlarına dört kez geçmiştir.
Türkiye’de FETÖnün askeri darbe yapacağını savcılık kayıtlarına 15 Temmuzdan iki yıl öncesinde geçiren İLK ve TEK ADAM BENİM.
MİT Tırları olayına karışmış meslekten ihraç edilip tutuklanan TSK’nın içinde kripto FETÖcü üniformalı teröristlerden sözde generaller İbrahim Aydın ve Hamza Çelepoğlu gibi vatan haini kripto FETÖcü üniformalı terörist militanlara sevgi beslemem mümkün değildir. Ama yine dava dosyasında bahse konu olan adıma açılmış bana ait olmayan tarafıma zorla isnat edilen sosyal medya hesabında paylaşımları ben yapmadım.
Asıl ilginç olan ise haklarındaki mahkeme dosyalarının basına sızmasıyla istihbarat raporlarıyla sabit olan meslekten ihraç edilip tutuklanan ve ağırlaştırılmış müebbetle yargılanan İbrahim Aydın ve Hamza Çelepoğlu’nun MİT Tırları davasından dolayı haklarında her hangi bir kesinleşmiş karar var mı yok mu bilmiyorum. Ama eğer tarafıma zorla isnat edilen suça konu ilgili sosyal medya hesabında ki paylaşımda FETÖcülerse ve vatan hainleriyse hainlere hain demekten dolayı ceza almış olmuştur.
Eğer haklarında kesinleşmiş bir mahkeme kararı yoksa o zaman benim dosyamında bekletilmesi gerekirdi.
Dediğim gibi haine hain demek suç değildir.
Tekrar belirtiyorum. Türkiye’de ne zamandan beri devlet memurlarının vatana ihanet etme ve hainlik yapma gibi hakkı var ki, vatana ihanet eden hainlere hain demek neden suç olsun.
Erzincan mahkemeleri sanki Pensilvanya’nın uydusu ve FETÖ’nün ana karargâhı gibi cemaatin bekası için bilerek, keyfi ve menfi Türkiye Cumhuriyeti devletin bekasını, kudretini ve egemenliği küçük düşürecek aşağılayıcı gibi ve en önemlisi de geçmişe dönük asla telafisi ve izahatı bile mümkün olmayacak skandal kararlar vermesine devlet ne zaman dur diyecek.
Bu skandal davadan çok kısa bir süre öncesinde yine buna benzer bir skandal davalar arasında “FETÖye FETÖ demek suç” gibi Erzincan mahkemelerinin kararlarına devam etmesine kim en engel olacak.
Erzincan mahkemelerinin art arda yüzlerce skandal kararlarıyla Türkiye Cumhuriyeti devletine bağlı bir kurum gibi değil de sanki devleti tehdit edip meydan okumasına ne zamana kadar devam edecek.
Yine tekrar ediyorum. Erzincan mahkemelerine göre;
Vatan hainine hain demek suçmuş!
Teröriste terörist demek suçmuş!
FETÖ’ye FETÖ demek suçmuş!
Ey devlet yetkilileri duydunuz mu? Bu ayıp da size yeter.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin kudretini ve egemenliğini tehdit eden yüzlerce skandal kararlarıyla devlete meydan okuyan Erzincan mahkemelerinin kararları bir utanç belgeleridir.
Sözden ziyade Erzincan mahkemelerinin skandal kararlarını her defasında sürekli Adalet Bakanlığı ve HSK’ya şikâyet etmeme rağmen neden susuyorlar. Niye bu skandal kararları görmezlikten geliyorlar.
Devlet hiçbir zaman bu kadar sanki aciz çaresiz yetersiz ve yorgun düşmemişti!
Ben bir şerefli Kıbrıs gazisi merhum bir babanın evladı olarak Erzincan mahkemelerinin yüzlerce skandal kararlarından utanıyorum.
Artık gerisini başta devlet olmak üzere Adalet bakanlığı ve HSK düşünsün.
Bu ülke de acaba Adalet bakanlığı ve HSK ne zaman adam gibi görevini yapacak önümüzde ki günlerde göreceğiz.