Aşağıdaki cümleler Adana Büyükşehir Belediyesi’nin mevcut CHP’li belediye başkanına ait. Bu sözleri seçimden kısa süre önce katıldığı ulusal bir yayında sarf etmişti.
“Belediye Başkanı olduğumuz yerde hiçbir insanı işten atmayacağız. Benim için bir sürü adamı işten atacak deniliyor. Biz hayatımızın hiçbir aşamasında kimseyi işten çıkarmadık. Tam tersine sırtında teri kurumadan maaşlarını veririz.”
Sayın CHP’li belediye başkanı bu sözleri, henüz hiç birisini yerine getirmediği, hatta hayata geçirmek adına adım dahi atmadığı diğer tüm popülist vaatleri ile birlikte dile getirdi. Ancak bu popülist söylemler Adanamızı, Adana insanını ve ülkesini çok seven bir insan olarak söylüyorum ne yazık ki fiiliyatta tam tersi istikamette cereyan etmekte ve tabiri caizse Adana Büyükşehir Belediyesi’nde bir “işçi kıyımı” yaşanmaktadır. CHP’li Belediye başkanı göreve geldiği günden bu yana Belediye Daire Başkanlıkları başta olmak üzere Belediye bünyesinde çalışma yürüten, faaliyet gösteren bağlı şirketlerin hemen hemen tamamında iş tanımlarının aksi istikamette bir fiilleri olduğu noktasında hiçbir gerekçe göstermeden, ispat, delil ortaya koymadan; sadece siyasi düşünceleri ve hayat görüşlerinden dolayı yüzlerce kardeşimizin işine son verdi ve vermeye devam ediyor.
Üstelik bu kıyımı yaparken insanlık onuruna hiç yakışmayacak şekilde işten çıkarma bildirimlerini geç saatlerde cep telefonlarına atılan kısa mesajlarla işçi kardeşlerimize ulaştırıyor. Hiçbir fiili, hukuki delil ve ispata dayanmayan bu işten çıkarmalarla mağdur ettiği kardeşlerimizin bir kısmının ise adeta mağduriyetlerini katlamak için İş Kanunu’nun 29.maddesini kullanarak “İşsizlik Maaşı” almalarının önüne geçmesi de yine ne yazık ki ayrı bir fecaat.
Şu anda CHP’li belediye başkanının yaptığı tam tanımıyla; Milliyetçi Hareket Partimize gönül vermiş kardeşlerimize karşı duyduğu kin ve nefretin dışa vurumu, fiili yansımasıdır. Yapılanlar net ifade ile tam bir “siyasi soykırım” uygulamasıdır. Alın teri ve üstün gayretleri ile evlerine helal ekmek götürme çabasında olan işçi kardeşlerimizi üstelik mesnetsiz çeşitli genellemelerle (bankamatikçi vs) işlerinden etmek, siyasi hedef ve düşüncelerin mağduru haline getirmek en hafif ifade ile insanımıza, insanlığımıza ihanettir.
Bilinmesini isterim ki; biz bu siyasi soykırıma, insanlık onurunu zedeleyici tutum ve davranışlara, mesnetsiz yaftalamalara ve iftiralara, helal kazanç kapıları ellerinden alınan işçi kardeşlerimizin mağduriyetlerine, yaşanan işçi kıyımına, süregiden bu maksatlı tutuma, beceriksiz mevcut yönetimin emek hırsızlığına asla sessiz kalmayacağız. Mağdur kardeşlerimizin meşru dairede, kanunlar çerçevesinde gasp edilen haklarını yeniden kazanmaları için elimizden gelen tüm desteği verirken aynı anda sesleri olmaya da devam edeceğiz.
Sosyal devlet söylemlerini ve anlayışını kimseye bırakmadan tekellerine almaya çalışan, ancak icraatta mağduriyet yığınları oluşturan bu anlayışa karşı sesimizi her platformda yükseltmeyi ve aziz milletimize gerçekleri gösterme noktasındaki gayretimizi kesintisiz sürdüreceğiz.
Kamuoyuna Saygıyla…