Birlikte hareket edebilmenin ilk şartı aynı dili konuşmaktır.
Aynı dili konuşmanın tek şartı ise, ortak yazı dilini kullanmaktır.
Maalesef, Türk dünyası bundan yoksundur.
Üç Yüz milyona yaklaşan dinamik nüfusu ile, insanlık aleminin lokomotif gücü Türk milletidir. Yine de, tarihin ve coğrafyanın değerlerinden ve avantajlarından istifade edememektedir.
Çünkü ortak dil birliğine sahip değildir.
Bişkek'te çıkan bir gazeteyi Ankara'da okuyamıyoruz, İstanbul'da basılan bir romanı, Almata'da okutamıyoruz.
Kazakistan, Özbekistan'ı anlamaz.
Türkmenistan, Azerbaycan'ı anlamaz.
Üniversitelerin Türkoloji bölümlerinde ki bir kaç akademisyen haricinde, yazılan eserlerden, karşılıklı olarak anlama imkanımız dahi yok.
Dünya Üç Yüz milyonu ilgi ve merakla izlerken, bizler; bir birimize karşı, konuşulana sağır bir vaziyetteyiz.
Ortak bir dinimiz var, ortak bir dilimiz yok.
Ortak bir tarihimiz var, ortak bir dilimiz yok.
Ortak bir kültürümüz var, ortak bir dilimiz yok.
Aynı dili konuşmadığımız da, aynı coğrafyada olsak bile, ayrışıyoruz, yanlızlaşıyoruz.
Anadoluda kısmen Farslaşan, Araplaşan, Batılılaşan Türkçe, Asya da, Rusça'nın istilasına uğramış olabilir. Şimdi değilse ne zaman, baştaTürkiye Cumhuriyeti Devleti olarak,Türk Devletlerinin Devlet adamlarının inanç ve uğraşıları ile, bilim insanlarımızın özveri ve ülküleri ile ortak yazı dili, bütün Türk devletlerine tarihi bir görevden daha öte, bir emir olmuştur.
Türk Dünyasının bütün bireyleri;
Cengiz Aytmatov'u
Hüseyin Nihal Atsız'ı
Aynı yazı dili ile okumadığı, okuyamadığı müddetçe, Ahıska Türklerinin Fergana'da, kardeşleri tarafından yaşadığı acılar, başka şehirlerde yine yaşanacaktır.
Ortak yazı dili olmadıkça;
Türk Dünyası Kıbrıs'a bakışını değiştiremeyecek, Karabağ'a duyarsız kalmaya devam edecektir.
...
Gaspıralı İbrahim Bey'i rahmetle yad edelim.
Dil'de, Fikir'de, işt'e birlik.