Bütün İmparatorluklar ve Devletler gibi, Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluklarını da, yönetim zaafiyetleri yıkmıştır.
Elbette ki, bir çok sebebi vardır fakat, yönetim zaafiyeti derken;
* Toplumu aydınlatamaması buna rağmen, toplumun gerisinde kalması.
* Din, Kültür ve Medeniyet yolculuğunda, başka toplumların etkisinde kalarak, kimlik ve benlik kayıbı yaşaması.
* İlimde devşirme alimlere iltifat etmesi, bilimde ise çağın gerisinde kalması.
* Sanatkara ilgisizlik ve sanata gerekli alakayı göstermemek.
* Devlet erkanında rüşvet ve suistimalin yaygınlaşması.
* İdâre ile ahali arasında ki kopukluk.
* Etrafındaki, yakın ve uzak devletlerdeki gelişmeleri ve değişimi görememeleri.
* Ekonomideki olumsuzluklar.
* Eğitimdeki yetersizlikler.
Kastettiklerimiz bunlardır.
Elbette ki, bunlara ilave edilecek, edilebilecek başka başlıklar da vardır.
Günümüze gelirsek;
Yakın sayılabilecek bir tarihte (Cumhur İttifakı) ile hayata geçen siyasî birliktelik ile, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tarihten ders alma yeteneği sergilemeye başlamıştır.
Kaygı vericilikten, umut verici bir döneme geçildiği görülmektedir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ile Hükümette istikrar sağlanması amaçlanmış ve hedeflenen istikrar yakalanmıştır.
Sonuç olarak;
Tarihten ders çıkartılmış olsa da, kamu düzeni, kanunlar, uygulamalar yeni hükümet sistemine uygun ve uyumlu halde değildir.
Yeni yönetim sisteminin kurum ve kurallarıyla oturmamış olması, eski hastalıkların devam edeceği anlamı taşımaktadır ki, tarihin tekerrür etme hali, Allah esirgesin, kapımızı çalmaya devam edecektir.
Cumhur İttifakı doğru bir birlikteliktir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi çağı yakalamaktır.
Kurum ve kuralları yeni sisteme entegre etmek kaydıyla.