15 Mayıs 1919 - 9 Eylül 1922
Ülkemiz Yunan işgalinde iken, Hasan Tahsin tarafından Yunan'a sıkılan kurşunun önemine dikkatinizi çekmek isterim...
15 Mayıs 1919 günü sabah saat 07.30 sıralarında, Hasan Tahsin, Konak Meydanı'nın Kordonboyu kısmında, koyu renkli takım elbisesini giymiş vaziyette bekliyordu...
Sabah saat 9'a doğru, Pasaport Limanına Yunan gemileri çıkarma yapmaya başlamıştı...
Yerli Rumlar, ellerinde Yunan bayraklarıyla ordusunu karşılıyor, gemilerden inen askerler işgal edecekleri mahallelere dağılmak üzere hazırlanıyorlardı...
Yunan askerlerinin yürüyüşleri başladığı esnada, Hasan Tahsin bir anda kalabalığın arasından sıyrılarak ön tarafa geçti...
Tahsin’in yüksek ve gür bir sesle, “Olamaz, olamaz! Böyle ellerini sallaya sallaya giremezler!” şeklinde bağırdığı duyuldu...
Daha sonra silahı ile düşmana ilk kurşunu sıktı!
İlk anda, Basile Delaris ve Jorj Papakostos isimli, Efsun Alayından iki askeri öldürdü...
Bu ateşin ardından, Yunan askerleri tarafından süngülerle şehit edilen Hasan Tahsin, henüz 31 yaşındaydı...
Yunan'a, öleceğini bile bile kurşun sıktıran bu iradeyi damarındaki asil Türk kanından alıyordu...
Hasan Tahsin ülkücüydü. Milliyetçilik kanında bir hücre değil, âdeta tüm vücudunu kaplayan bağımsızlık ülküsüne aşkla bağlıydı...
O bir hikâye yazmış ama hikâye kahramanı gibi hayalî değil, gerçek vatansever bir Türk evladıydı...
Hasan Tahsin’in attığı bu ilk kurşun, Anadolu’nun genelinde büyük yankı uyandırmış, Aydın, Denizli ve Balıkesir yöresinde, işgale karşı direniş başlatmış, bu ruh âdeta tüm vatana sirayet edip bağımsızlık fitilini ateşlemişti...
Ne manda ne de toprağımızın parçalanarak yok olması Türk'ün Anadolu’ya hapsedilmesi hazmedilemezdi...
Bu kan nesilden nesile hâlâ tertemiz, dipdiri...
Uyuduk, uyutulduk bir süredir...
Bu arada onlar mesafe aldılar...
Yıllardır İzmir, belediyeler eliyle yine işgalde…
İzmir, bu kez de Mason ve FETÖ simsarlarının elinde adeta tüm Türkiye'ye üstten bir bakışla ele geçirilmiş, şehrin tüm güzelliğini gölgeleyici bir anlayışla yönetiliyor...
Güzel İzmir LGBT'nin âdeta üssü haline getirildi..
Bu şehirden tüm Türkiye'ye pompalanan LGBT kutlamaları ve son Belediye Başkanının açıklamaları Hasan Tahsin'in kemiklerini sızlatıyor...
Biran önce İzmir yeniden millî kimliğine kavuşmalıdır...
Kuşatma bir sonraki yerel seçimlerde doğru aday ile yarılmalı ve “Son kurşun” oy sandığında vücut bulmalı, İzmir Hasan Tahsin'e hediye edilmelidir...
Kendisini minnet ve rahmetle anıyorum...