Havalimanında çalışan polislerin kıyafetlerindeki zevksizliğe, birde özel güvenlikçilerin bıyıkları eklenecek...
Danıştay, özel güvenlikçi birinin başvurusunu değerlendirmiş ve havalimanındaki güvenlikçilerin, asker ve polislerin kılık kıyafet yönetmeliğine tabi tutulamayacağına karar vermiş...
Bugüne kadar kurallar gereği, bıyık ve sakal bırakma yasağı Danıştay kararıyla yönetmelikten çıkarılmış...
Yani havaalanında bıyıklı ve sakallı özel güvenlikçi görürseniz şok olmayın...
Her şeyi abarttığımız gibi bunu da abartmayız inşallah diyelim...
*
Gelelim havalimanı polislerinin yeni kıyafetlerine...
İhale kime verildi bilmiyorum ama bu kadar zevksizlik olur...
Turkuaz rengi bu kadar fütursuzca, kaba bir şekilde her yerde kullanılmaz ki...
Omuzlarda yer alan parçalar aşağı devam etse bebek mama önlüğü kıvamında olabilirmiş...
Mesela cep üzerinde ince bir turkuaz çizgi, veya göğüs kısmında turkuaz rengi bir Türk lalesi yeterli olabilirdi...
Önlerinde ki bilgisayarlarının durduğu, işlem yaptıkları masalar da turkuaz rengi olmuş...
Bazı renkler ölçülü kullanılmalı..
Kullanılan turkuaz rengi, kıyafetlere ve ortama asalet ve kibarlık katabilirken göz yorgunluğuna sebep olacak bir aşırılık katmış...
Ne kadar çok Turkuaz kullanırlarsa o kadar çok Türk olunacağını zannediyor olabilirler mi?
Stilist rengi bedava bulmuş gibi heryere boca etmiş..
*
Gelelim "Turkey" yazısına...
Türkiye Cumhuriyeti havaalanlarında, İngilizce "Turkey" yani bizde "Hindi" anlamıyla eş değer kelime, pasaport polislerinin göğsüne neden yazıldı?
Hangi uçuk akıllının önerisiyle bu karar alındıysa, ben bir Türk vatandaşı olarak reddediyorum...
Senede defalarca havaalanı kullanan biri olarak itiraz etmeye hakkım var...
Pasaportumu uzatırken, gereksiz bir işgüzarlık sebebiyle kimsenin benim sinirlerimi zıplatmasına izin vermem...
Orada görevliye bir iki kelime söylersem başım belaya girecek...
Tövbe yarabbi deyip geçsem içime sindiremem...
Sabrımız sınana sınana ermiş olup uçacağız yakında...
Biz İngiliz sömürgesi miyiz?
Hangi ülkenin havaalanında, polislerin göğsünde başka milletin diliyle ülke adı yazar?
Hani millilik?
Sonra Türkiye'ye gelenler hep İngiliz turist mi?
Ülkemizin adını, Türkiye kelimesini çağrıştıran bir başka yabancı dilden alıp yazsaydınız bari...
Mesela bir kaç örnek vereyim..
Almanca: Turkei, Arnavutça: Turqi, Fransızca: Turquie, İtalyanca: Turchia...
Şaka bir yana...
Neden Türk'ün ülkesinde Türkçe değil?
Biz milliyetçiler hep diyoruz; Türkçe konuş, Türkçe düşün, Türk gelenek göreneklerine göre yaşa, siz diyorsunuz “Biz o kadar çok İngiliz (Amerikancı) olduk ki göğsümüze bile gururla yazarız.”
Oldu olacak "Polis" değil "Police" yazsaydınız...
*
Tarihi, doğal güzellikleri ile dünyanın ilgisini çeken ülkemiz, her yıl binlerce turiste ev sahipliği yapıyor...
Coğrafi konumuna bağlı olarak hava, deniz, kara ve demiryolu sınır kapılarına sahip Türkiye’de, 101 deniz, 64 hava, 30 kara ve 8 demiryolu olmak üzere toplam 203 sınır kapısı var...
Bu kapılarda yaklaşık 3 bin personelle, bin 350 kontuarda polisler pasaport kontrolu yapıyor...
Ve artık hepsinde, İngilizce “Turkey” yazılı bu garabet kıyafetli polislerimiz pasaport kontrolü yapacak...
Gelen İngiliz hariç diğer milletler kapıdan yanlış ülkeye geldik diye geri dönerse sorumlu sizsiniz...
Herkes İngilizce bilmek zorunda mı?
*
Geçmişe gidip “Turkey” kelimesini inceleyelim...
İngilizler ve Amerikalılar ne zamandan beri Türkiye'ye "Turkey" diyor?
Dilbilimci Mario Pei'nin teorisine göre, 15. yüzyılda İstanbul'u alan Osmanlılar, yabani kümes hayvanlarını Batı Afrika'da bulunan Gine üzerinden Avrupa'ya ihraç etmeye başlamış...
Bu nedenle Avrupalılar hindiyi Türkler ile özdeşleştirmişler...
İngilizler hindiye önce "Turkey Cock" (Türkiye Horozu) demişler. Zamanla bu isim "Turkey Coq" olarak kısalmış ve en sonunda da yalnızca “Turkey” olarak kullanılmaya başlanmış...
Aslında durum bizde de farklı değil. Bizde Hindistan'dan geldiğini düşünerek Hindi demişiz...
Bizim gibi Fransızlar da “Hindistan Tavuğu” diyorlar...
Hintliler ise Peru'dan geldiğini düşünüp “Peru” demişler...
Malezyalılar, “Hollanda tavuğu”...
Komboçyalılar, “Fransız tavuğu” demiş...
Yani her ülke ilk kim getirdiyse o ülkenin adını vermiş...
Sonuç olarak Avrupa’nın hindiyle tanışmasından yüzyıllar sonra Türkiye Cumhuriyeti kurulunca, İngilizler ülkemizin adını “Turkey” olarak kendi dillerinde kullanmaya başlamışlar...
*
Yalnız uzun araştırmalarıma rağmen Türkler “Turkey” adını ne zamandan beri kullanmaya başlamış, onu bulamadım...
Türk Dil Kurumu’na da sordum, “Vallahi bacım bizde öyle bir kelime yok git onu üniformaya yazanlara sor kökeni nerden geliyormuş” dediler...
Polislerimizin üniformalarına Turkey diye yazan bilirkişiden derhal tarihi belge ile bu konuyu aydınlatmasını rica ediyorum...
Beynimiz yanmadan, sabrımız taşmadan ve en önemlisi kimlik erezyonuna uğramadan...
Acilen, ACİLLLL...