Uzmanlar, mutlaka haftada iki defa balık tüketilmesini önermektedir.
Özellikle hamile ve yeni doğum yapmış annelerin, omega 3 desteği almaları için balık yemelerinin gerektiğini, çünkü omega 3 insan vücudunun üretmediği yağ asitlerinden olduğunu belirtmektedirler.
Somon, uskumru, istavrit, hamsi gibi balıklarda bulunan omega 3 yağ asitlerinin aynı zamanda, kalp damar sağlığını koruduğu da uzmanlarca açıklanmaktadır.
Balık çeşitleri kesin bilinmemekle birlikte deniz ve okyanuslar da 15.304 balık çeşidinin olduğu,
Türkiye'de, Akdeniz, Karadeniz, Ege, ve Marmara' da, çeşitlilik gösteren muhtelif sayılarda balık olduğu tespit edilmiştir.
Ticari açıdan değerlendirme de ise en çok, hamsi, istavrit, kefal, barbunya, sardalya, uskumru, mezgit, sargan, kalkan ve çipura balık çeşitleri sıralanmaktadır.
Sazan balığını bunlardan ayrı tuttum. Sazanın en önemli özelliği bir DİP balığı olmasıdır.
Tatlısu balığı sazanı, avlamayan yoktur. Oltayı attıktan sonra biraz nazlansa da mutlaka oltaya düşer.
Sazan balığı üretimi, dünyada ençok uygulanan ve verim alınan bir balık sürüsü çeşididir.
Genel olarak sürüler halinde yaşarlar, üreme dönemleri ise ilkBAHAR ve YAZ aylarıdır. AYILAR gibi kış uykusuna yatarlar.
Önce hamurla yemlenir, hamurlar av yapılacak bölgeye atılır, sazanların gelmesi beklenir. Biraz ürkek, yemin etrafında dolaşır, yemi aldığı anda oltaya düşerler.
Sazan balığı av sezonu Ağustosda başlar Aralık sonuna kadar devam eder.
Genelde, solucan, su dibindeki böcek ve pislikler ile beslenirler.
TÜRKMENLER, “tenkleme” denen ayrı bir pişirme şekliyle pişirip servis ederler.
Bir de belirtmeden geçemeyeceğim, çok zeki ve akıllı balık çeşidi olan Astronot balığı vardır.
Yine hertürlü hayat şartlarında yaşayabilen, birçok özelliği ve adı Kurt Balığı olan balık çeşidi vardır.
Bunlar, 600 metre derinlikte dahi yaşamalarına rağmen genellikle 80 ila 110 metre derinliklerde hayatlarını devam ettirirler. Bu balıkların en büyük özelliği, deniz ve okyanus DİPlerindeki canlıların hayat dengelerini düzenlemeleridir.
İnsanlara en ufak bir zararları yoktur.
TÜRKİYE’ DE SAZAN ÇEŞİTLERİ
Türkiye' de sayılamayacak kadar sazan çeşidi vardır.
DİPLERDE yaşayan, zaman kollayan, kendilerine uygun bir hayat tarzını yakaladıklarında ortaya çıkan, KÖPEK BALIKLARI gibi saldırmak için zemin kollayan, dışardan beslenen, içerden de beslenen çeşitleri olan, oltaya düşmeye her an hazır balıklardır. Bunlar için yemin çeşidi önemli değil, her türlü pislikle beslenirler.
Bir de anavatanı olmayan, nerden geldiği, neidüğü belirsiz, vatansız sazanlar vardır. Daldan dala atlayan kuşlar gibi, kuş beyinli olduklarından dolayı, her su da bulunurlar. Çamurlu, mırık, bataklık, bulanık, dibi görünmeyen pislik sularda dahi yaşayanları vardır. Bunların en önemli özelliği, bukalemun gibi pislik içindeki suyun rengine bile dönüşmeleridir.
BALIKLAMA ATLAMAK
Şimdi balıklara bir son verip beyinleri balık kadar dahi olmayan insancıklardan bahsedeyim.
Yaklaşık iki-üç yıl öncesine kadar yapılan bazı yanlış icraatları, muhalifleri tarafından, Akp düşmanlığını doruk noktasına ulaştırmıştı. Bu ayrı bir konu.
Fakat, MHP, ÜLKÜCÜLER ve Sn. Devlet Bahçeli, özellikle de TÜRK düşmanlığı on yıllara dayanmaktadır. Düşmanlıklarından da kesinlikle vaz geçmiyeceklerdir.
Böyle olması da çok doğal. Çünkü ÜLKÜCÜLER; Ülkelerinin gönüllü savunucuları, hayatını, canını dahi vermekten çekinmeyen adeta bir ordu gibi mücadelesini vermektedir. Yıllardır da ülkücüler üzerine türlü entrika ve oyunlar oynanmaktadır.
Dışardan gelen saldırılar zaten biliniyordu da, içerde ülkücü görünümlü fırıldaklar, MHP’ den zamanla elene elene yok oldular ve İpin ucu dışarda olan ip canbazları nihayet gerçek niyetlerini de alarak MHP den ayrıldılar.
Burada önemli olan nokta; hiçbir zaman bir araya gelemezler denilen, dış odaklı yönlendirmeler ile bir araya gelenler, kurulan Cumhur İttifakına saldırmaya başladılar ki, aldıkları emir o idi. Bunların bütün dertleri Sn. Erdoğan ile Sn. Bahçeli'yi alaşağı etmekti.
İŞTE BURADA ANLATTIĞIM BALIKLARIN FARKLILIKLARI, ANLAM KAZANIYOR.
Çünkü sazan balıkları, hafızaları zayıf, bilgi tutma yetenekleri oldukça kıt, öngörü kabiliyeti olmayan, bir yeme dahi gelip avlanılan, sonunda kendilerini ya fırında ya da tavada kızartılırken bulan hayvanlardır.
Sn. Cumhurbaşkanına, VATAN, MİLLET, BAYRAK, EZAN ve BEKÂ meselesini gözetmeksizin; yıllarca ağıza alınmayacak sözler söyleyen, en ağır hakaretleri yapan, yıkmak, yıpratmak için her türlü hareketi mübah gören bu zavallı yaratıklar, TÜRKİYE İTTİFAKI diye bir kavram ortaya atılır atılmaz, söyledikleri tüm kötü sözleri unutup, atılan yemi kapmalarıyla birlikte zokayı yuttular.
Bu sizce ne kadar ahlâki ve masum bir durumdur ?
Ama şunu unutmuştular. Karşılarında oldukça zeki, öngörüsü yüksek, Astronot balıkları ile, DİPLERİN DENGESİNİ DÜZENLEYEN KURT BALIKLARI vardı.
Herkes balıklama atlayamaz, DERİN SULARDA YÜZEMEZ. Denemeye kalksalar da sudan çıkmış balık gibi ortada kalakalırlar.
Hayvanlar aleminde hafızasındaki bilgileri en az tutabilen cins SAZAN BALIKLARI olmasındandır.
Önümüzdeki günlerde omega 3 eksikliği çeken balıkların, birbirini yiyecekleri günler yakın diye düşünüyorum.