Bugün yazımıza bir fıkra ile başlayım istedim. Sonu güldürmeyebilir. Bazen acı gerçekler insanların canını acıtabilir ama adı üstünde bunlar gerçeklerdir.
Köyün birinde çok küfürbaz bir adam varmış, iki lafın arasına bir küfür koyar öyle konuşurmuş.
Köyde de görevinin icabı iyi niyetli, insanları doğru yöne sevkeden görev yatığı köyünde kötülük olmasın, kem söz söylenmesin, insanlar huzur içinde yaşasın diye gayret eden bir hoca varmış.
Hoca, bu küfürbaz adamı çağırmış, demiş ki,
- Bak kardeşim sana bir teklifte bulunacağım. Sen hiç küfür etmeden konuşacaksın, ben de sana bir çift öküz vereceğim. Tarlanda, tapanında kullanırsın, hem de günahtan kurtulursun, demiş.
Adam şöyle bir düşünmüş ve demiş ki,
- Hocam, başarabilir miyim ? Yine de denemek istiyorum, onun için isteğinizi kabul ediyorum, demiş.
Gel zaman, git zaman, adam verdiği sözüne uzun bir süre uymuş ama köy fetbaz dolu, haksızlıklar gırla gidiyor, adamı bir türlü rahat bırakmıyorlar. Adam her seferinde “La Havle” çekip oradan uzaklaşıyormuş.
Bir gün yine bir haksızlığa denk geldiğinde dayanamamış, hocayı çağırmış.
- Hocam, “ gel şu öküzlerini al götür, istemiyorum, küfürün sırası geldi,” demiş.
Yıllardır, bu ülkede yaşamış, belli bir siyasi görüşü olan, aldığımız aile terbiyesi, oy verdiğimiz partimizin, siyasi görüşümüzün, bize verdiği değerler doğrultusun da yaşadık geldik.
Son yıllarda olup biten gelişmeler, dişlerimizi sıkmaktan ağzımızda diş bırakmadı, ağlamaktan göz pınarlarımız kurudu, gözümüzde yaş bırakmadı, KAN AĞLAR olduk.
Bu ülkenin sigortası, olmazsa olmazı, her daim elini, vücudunu taşın altına koyan, gerektiğinde canını dahi vermekten çekinmeyen, ÜLKÜCÜLER, siyasi kanadı olan MHP hakkında görüşlerimi yazmak istedim.
Rahmetli Başbuğ zamanından tutun, günümüze kadar, MHP içinde hep kazan kaldıran, ayrım yapan çıban başları hiç eksik olmadı.
Günümüzde ise Bilge Lider Sn. Devlet Bahçeli'ye ;
- Koltuk sevdalısı dediler,
- MHP' ni iktidara taşımasına rağmen, yaptığı icraatları, yönetimini, devamlı eleştirdiler,
- Oy oranını, % 7-8 lerden %18 lere taşımasına rağmen yetersiz buldular,
- Bilgeliğini eleştirdiler,
- Türkiye' ye gelmiş, öngörüsü en yüksek liderlerden biri olmasına rağmen küçümsemeye çalıştılar,
- Ülke için tehlikeleri önceden görüp, o doğrultuda çizdiği yol haritalarını, görmezden geldiler,
- Ülkesi için hep doğru yerde durmasına karşılık, eleştirmekten vaz geçmediler,
- MHP' ne Lider olduktan sonra “ önce vatanım, sonra partim, sonra biz” sloganının hassasiyetini anlayamadılar,
Yazmakla, sıralamakla bitiremeyeceğimiz birçok meziyetine rağmen, söylemediklerini, yapmadıklarını bırakmadılar,
Çünkü bunun altında, muhalif olanların hep bir lider olma hırsı, “ben olmazsam kimse beceremez” saplantısı, önüne geçemedikleri ihtirasları vardı.
Ya da böl, parçala, yut amaçları doğrultusunda, dışardan ve/veya içerdeki hainlerden “aldıkları emirleri yerine getirme” gibi bir misyon üstlenmiştiler.
Halbuki, yıllarca Rahmetli Başbuğla birlikte bu davaya emek veren, hayatını ülkesi için adayan, bir Bilge Liderin karşılarında kale gibi duracağını hesaplayamadılar.
Her seferinde hüsrana uğradılar, uğruyorlar, uğrayacaklar.
Yıllarca ÜLKÜCÜLÜK taslayan, BOZKURT işaretleri yapan, kendilerine “iyi” adını veren güruh;
ÜLKÜCÜ ve BOZKURTLARIN, MHP' nin yıllarca mücadele ettiği, pkk' nın uzantısı hdpkk ve ATATÜRK' ün kurduğu parti olmaktan uzaklaşan, dhkpc' lilerin dahi içinde barınır hale geldiği cehape ile birleşmelerini,
Rahmetli Erbakan ve “milli görüşçü” kimliğinden uzaklaşanlar ile birleşenleri,
Sözde ben ülkücüyüm diyenler neyle izah edecekler acaba ?
MHP ni yetersiz gören asıl yetersizler !
Milletvekili seçimlerinde, yerel seçimlerde, neden MHP nin yetiştirdiği, bu parti ve bu davadan gelen, kişileri (!) aday gösterip seçilince de böbürlene böbürlene geziyorsunuz ?
El kayığında seçim kazanan sözde ülkücüler bunu neyle izah edecekler?
(Üstelik, hiçbir vatan, millet kaygısı taşımayanlarla birlikte olup)
Ben söyliyeyim...
Bunlar, tam bir projenin bir araya getirdiği, amaçlarının ne ülke, ne millet, ne bayrak olmadığı, ne pahasına olursa olsun Sn. Erdoğan ve Sn. Bahçeli' nin yokedilmesine yönelik bir görevlendirme üstlenmiş insan görünümlü kalabalıklardır.
Bu tespiti, şu olan ve olacak olaylarla da perçinleyelim.
Yıllarca Akp' nin ekmeğini yiyen, oradan nemalanan, hayatlarında göremeyecekleri mevki ve makamlara gelenlerin yeni parti kurma girişimleri.
Üstelik bunlar, kapalı kapılar ardında gizli görüşmelerle devam etmektedir.
Çünkü “verilen emirin” bu doğrultuda olduğunu düşünüyorum.
Bu yapılan hareketleri, bir ütopyadan öte gidemeyecek beyhude çırpınışlar olarak görüyorum.
Gidenleri ise şu şekilde ifade edebiliriz;
“Asıl azmaz, bal kokmaz, kokarsa yağ kokar” sözü de gösteriyor ki, kökü on yıllara dayanan MHP de, çürükler temizlenmiştir. Şimdi MHP ve ÜLKÜCÜLER, BOZKURTLAR gür bir sesle ve herzaman ki durdukları yerden haykırıyorlar !
“KALAN SAĞLAR BİZİMDİR.”
MHP nin yeni seçim sloganı ile yazımı bitirmek istiyorum
“ BİZ BİRİZ SİZ HEPİNİZ”