Ülkemiz, üstüste yoğun bir seçim trafiğinden geçmiştir. Çok yoğun olan bu yol, oldukça virajlı, mayınlar ve barikatlarla döşenmiş bir yoldu.
Çok şükür ki, bu badireli yolu, ülkemiz, demokrasi içerisinde, milli iradenin tecelli ettiği, sonucun tebrik edildiği bir şekilde sağ salim bitirmiştir.
Kazanmadan kazandı algısı oluşturup, ortalığı velveleye veren bir İstanbul adayı; ikinci bir tekrar seçimle, her türlü ayak oyunları da sergilenerek, sayısal çoğunluk elde etmiş, milli irade kazanmıştır.
İstanbul ehil bir ele geçmiş midir ?
Tabii ki tartışılır ve bu sonuç çok “su götürür” bir durumla neticelenmiştir.
Artık seçimler geride kalmıştır. Acilen ülkemiz asli sorunlarına ve gündeme yoğunlaşmalıdır.
Bu arada, ülke genelinde yapılan yerel seçimler sonucunda, başkanlık koltuğuna oturan başkanlar ve yerel yönetimler, ülkenin ilgili birimleri tarafından, çok iyi takip edilmelerinin gerektiğini düşünüyorum.
Özellikle;
Maliyenin,
Emniyetin ve istihbarat teşkilatlarının,
İş kurumunun,
Cumhuriyet Savcılarının,
En önemlisi de, verilen sözlerin takibi ve icraatlar ile yapılacak ihaleler, VATANDAŞLARIMIZIN takibinde olmalıdır.
Şeffaflık bunu gerektirmiyor mu ?
Bir de TV' lerin yayınları, Gazeteler, özellikle ama altını çizerek yazıyorum özellikle SANAL ALEM.
İstanbul' da tekrar edilen seçimin tek galibi var, o da SANAL ALEM.
Sn. Devlet Bahçeli; “Teröristlere karşı PENÇE HAREKÂTINI yapan Türkiye, sosyal medyadaki ahlâksız fitneleri de ortadan kaldırmalıdır” diyerek, ülkemizde sanal alem ve sosyal medya denilen kavramların, içi boş, sadece insanların algılarıyla oynayan, insanları kendi istedikleri doğrultuda yönlendiren fütursuz bir alem olduğunu belirtmiştir.
Ülkemiz, dış ve iç güvenlikten, ekonomi, sağlık, eğitim ve tarıma kadar bir dolu sorunu varken; bir de böyle boşişler bakanlığı kurup bu tür gereksizlerle uğraşmak zorunda kalır hale gelmiştir.
(Özellikle sivil istihbarat ve emniyet istihbarata çok önemli görevler düşmektedir.” Sahte hesaplar” mutlaka kontrol altına alınmalı ve dürüst vatandaş korunmalı. Sanal alem için özel ekip oluşturulup, küfür, hakaret, maneviyat ve kişisel haklara saldırı kontrol altına alınmalıdır.)
Medya, basın, yazar özgürlüğü var,
İnsanların haber alma özgürlüğü var,
Milletvekillerinin dokunulmazlığı var,
Resmi kurumlarda, kurum çalışanlarının kurumlarında iş takip ederken ve işlem yaptırırken “işyerinde çalışan” önceliği var,
Burada, özgürlük, dokunulmazlık, öncelik; diğer insanların “insan hakları sınırına” kadar olmalıdır.
İnsan hakları sınırı aşıldığında; yetki karmaşası, başıbozukluk, kokuşmuşluk ve karmaşanın hortlaması kaçınılmaz hal alır.
Günlük hayatta, SANAL ALEMİN girmediği ev, yok desem abartmış olmam diye düşünüyorum.
Acaba, yerli yerinde, yeterince eğlendirmek, bilgilendirmek, insanların birbirinden haberdar olmaları anlamında kullanılıyor mu?
Kesinlikle hayır?
Terör; insanları öldürmek, katletmek, vatana, bayrağa, dine, inanca ihanet etmek, müstehcen yayınlar paylaşmak, küfür, argo sözler ve saldırmaksa;
İşte bunların hepsi maalesef SANAL ALEMDE oluyor.
Peki olursa ne olur ?
Adama seçim dahi kaybettirir, ne yazık ki kazandım diye ortada gezinenlerde hiç hak etmedikleri makamlarda kendilerini bulur.
Sn. Bahçeli' nin dediği gibi; “milli iradeye saygımız sonsuz ama İstanbul ehline teslim edilmemiştir.”
Ne yazıktır ki, ne üzücüdür ki, mazbata almaya YSK' na gidilecek.
O Yüksek Seçim Kuruludur ki; dokunulmazlıklarına güvenerek, “Kızılay’da yüzünüze tükürürler” diyecek kadar basit cümleler kuranlar tarafından ziyaret edilmek zorunda oldukları bir Kurum' dur.
SANAL ALEMDEKİ YOBAZLIKLAR, dokunulmazlıklar, öncelikler hakkında alınmış bir önlem var mı?
Hiçbir önlem de yok !
Ülkenin çok büyük sorunlarının yanı sıra ÇOK ACİL YENİ DÜZENLEMELERLE, daha fazla büyümeden, altından kalkılamayacak sorun yumağı oluşmadan BU SANAL ALEM TERÖRİZMİNE DE DUR diyecek yasalar çıkartılmalı.
Yarın çok geç olabilir.
DİPNOT:
YENİ OLUŞUM ADINDAKİ HAREKET HIZINI KESMEDEN çalışmalarına devam ediyor.
Önümüzdeki günlerin en büyük sorunu ve gündemi bu olacaktır.
Bu konuya ayrıca değineceğim. Şimdilik bir hatırlatmada bulunmak istedim.
Yalnız, şunu bilin ki !
BİZ BİRİZ SİZ HEPİNİZ.