TÜRKİYE'DE TERÖRİZMİN DÜNÜ BUGÜNÜ

Metin ŞEKER

Terörle mücadelemizde hep birlikte bir beyin jimnastiği yapalım ve 1995 yılının bir televizyon programına gidelim. 32. Gün programında o dönemin parti liderlerinin konuşmalarından kesitleri bir hatırlayalım.

Programa katılan ve konuşmalarını size aktaracağım liderlerin hepsi şu anda rahmetli olmuş bu ülkeye hizmetleri geçmiş insanlardı.

Tartışma konusu, TERÖRİZM ve Türkiye'nin terörizmle mücadelede Avrupa’nın Türkiye’ye bakışları ve kendi ülkelerindeki terörizme bakışlarındaki tezatları şeklinde yorumlayabiliriz. Her ne kadar o konuşmalarda ABD geçmesede, son yıllarda ABD’ nin PYD ve PKK ya verdiği desteği de görmezden gelemeyiz.

Mesut Yılmaz, “...Türkiye gibi bir ülkede bölücü terörün bu kadar azgınlaştığı, bölücü teröre karşı 10 yıldan beri silahlı mücadele veren bir ülkede TÜRK ASKERİNE İŞGAL ORDUSU DİYENLER, GERİLLAYA KURTULUŞ SAVAŞÇISI DİYENLER, ATATÜRK’E SÖMÜRGECİ, İŞGALCİ DİYEN İNSANLAR cezalandırılmalı mı, cezalandırılmamalı mıdır?...”

Alparslan Türkeş, “...İngiltere’de mesela İRA’yı övmek yasaktır, Almanya’da Nazizmi övmek, Hitlerizmi övmek o yönde bir takım yazılar yazmak yasaktır, demokrasi olan memleketlerde yasaklanmıştır. Fransa’da mesela bir Korsika meselesi var, Korsika Halkı İtalyanca konuşur, İtalyan Halkıdır ama Fransız Anayasası kesinlikle yasaklamıştır. Her türlü bölücülüğü yasaklamıştır...”

Bülent Ecevit, “... Batılı politikacıların onlarla ilgisi yok onlar sadece bölücü terörü teşvik hürriyeti sağlansın istiyorlar. Onların Türkiye için demokrasiden anladıkları bu. Ama kendi memleketlerine gelince başka türlü düşünüyorlar... Bize baskı yapan batılı politikacı, hükümetlere karşılık olarak Türkiye şunu yapabilir. Birkaç örnek vermek gerekirse, Almanya’da, Fransa’da, İngiltere’de terörü teşvik karşısında ne gibi müeyyideler getirilmiştir, biz de inceleyelim aynısını alalım İngiltere, Fransa, Almanya; Türkiye bizdekinden daha ileri demokrasiye, daha ileri özgürlüğe lâyıktır diye düşünmüyor. Onlar ne kadar kısmışsa bizde o kadar kısalım, oraya razıyım. TERÖRÜ TEŞVİK EDİCİ, TERÖRE CESARET VERİCİ NİTELİKTE YAYINLAR YASAKLANMALIDIR. ŞİMDİ TERÖRÜ TEŞVİK EDEN BİR YAZAR TERÖRİSTTEN DAHA SUÇLUDUR. ÇÜNKÜ TERÖRİST CANINI ORTAYA KOYUYOR, TERÖRİSTİ TEŞVİK EDEN MASADA, MASA BAŞINDA OTURUP GÜVENLİK İÇİNDE FİKİR BEYAN EDİYOR. TERÖRİSTTEN DAHA SUÇLUDUR. Söylemek istediğim şu terörü hangi nedenle olursa olsun, terörü yüreklendirici, destekleyici yayınlar, demeçler karşısında batılı demokrasilerde ne kadar kısıntı varsa bizde de o kadarı olacak...”

O zaman, yıl 1995, şimdi 2021, aradan geçmiş 25-26 yıl ve biz hâlâ terörizm ve teröristlerle mücadele ediyoruz. Terörün ülkemize ekonomik yükü ve insanlarımızın psikolojik çöküntüleri bir yana verdiğimiz binlerce şehitlerin kan borcunu kim ödeyecek?

Bir tarafta terörün belini kırmak isteyen iktidar, bunu beka sorunu olarak gören, elini, yüreğini, vücudunu taşın altına sokan MHP, asker, polis, korucular, diğer taraftan da hâlâ terör örgütlerini terör örgütü olarak görmeyen, hatta kol kola birlikte yol almaktan çekinmeyen, seçimlerde dahi aynı ittifakta yer almaktan gocunmayan bir muhalefet cephesi.

Sırtını ypg, pyd, pkk’ya dayayanlar, pyd’ye terör örgütü diyemeyenler, demirtaş hapisten çıkmalı diyenler, hatta onunla kahvaltı yapmak için sıraya girenler, HDP kapatılsın denildiğinde kıyamet koparanlar ama HDP binalarında terör örgütüne ait pankartlar, afişler, malzemeler bulunduğunda gıkı çıkmayanlar, terör örgütü ile cansiperane birşekilde mücadele eden asker, polisimize satılmış ve militan diyebilecek kadar zıvanadan çıkanlar saymakla bitecek gibi değil.

Muhalefetlerini sadece ve sadece Sn. Bahçeli ve Sn. Erdoğan gitsin de, ülke ne olursa olsun üzerine inşa edenlerle mi,

BİZ bu terörü bitireceğiz?

Herkes bir takım taraftarı, sevdiği bir rengi, gönül verdiği bir partisi, dinlerken hoşlandığı müzik olabilir. Herkes bir diğerini sevmeyebilir ama saygı duymak zorundadır. Kimsenin kimseye hakaret etme hakkıda yoktur, haddi de değildir. Hele ülkeyi bölmek, parçalamak, kundaktaki bebekleri öldürecek kadar gözü dönmüş cani olamaz.

MHP Genel Başkanı Sn. Devlet Bahçeli; TBMM’de yaptığı son grup toplantısındaki konuşmasında söyledikleri, yukarda yazdığım Türkeş, Yılmaz ve Ecevit’in konuşmalarını, daha net anlaşılabilir bir şekilde açıklık getirmiştir. Tabii anlayabilene ve terörün kökünü kazımak isteyenlere...

“...HDP demek PKK demektir,

HDP demek ihanet demektir,

HDP demek kundağa sarılı bebeklerimizin ölümü demektir...

... CHP Genel Başkanı, şiddetten rahatsızsa, İP’in başındaki kişi de şiddetle arasına mesafe koymuş ise öncelikle katile katil, caniye cani, teröriste terörist demesini öğrenmelidir ...” demiştir.

Sn. Bahçeli ve merhum Mesut Yılmaz'ın dediği gibi, peki bu ülkede yaşayıp, teröriste terörist diyemeyenler, cezalandırılmalı mı, cezalandırılmamalı mıdır?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.