Büyük Türk milletinin geleceği olan ve mirasımızı devredeceğimiz TÜRK GENÇLİĞİ üzerinde oynanmak istenen yeni bir “OYUN” adı;
“Z KUŞAĞI,”
Belirli bazı kesimler tarafından büyük bir OY potansiyeli olarak görülen bu kuşağa takılan, zırvadan ibaret uydurma bir benzetmedir.
Bilindiği gibi bu uyduruk sözcüğün kapsadığı kesim 15-24 yaş aralığındaki Türk gençliğidir.
Türk gençliği, yozlaştırılamayan, maneviyat ve inançlarından taviz vermeyen, imanlı, itikatlı, ülkesini, milletini, dinini, manevi değerlerini canından önde tutan, damarlarında asil kan taşıyan yüce gönüllü bir güçtür.
Yıllardır hedefinde olan ve bu gayelerinden bir türlü vaz geçmeyen, dört bir yanımızdan saldıran mihraklar, bu uydurma sözcükle yine gençliğimizi bir oyun içine çekmeye çalışmakta olduğunu görüyoruz. Üstelik bu oyunun baş aktörleri, ne yazık ki, koynumuzda beslediğimiz Türk görünümlü Türk düşmanlarıdır.
1936 yılında ilk defa Türkçe GEOMETRİ kitabını yazan Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'tür.
Cebirin atası ya da kurucusu Muhammed bin el-Harezmî’ dir.(Harezmi)
Bilindiği gibi cebir ve geometri derslerinde x,y,z,a,b,c... harfleri kullanılır. Genelde bu harfler “bilinmeyeni” ifade eder.
O halde Türk gençliğine “z kuşağı” ifadesini kullananlar acaba ne amaçla bu ifadeyi kullanmaktadırlar? Türk gençliğinin hepsi birbirinden kıymetli ve 15-24 yaş aralığındaki bu kesim bilinmeyen bir kesim midir? Ben bu soruyu sormaktan bile imtina ediyorum. Çünkü Türk gençliği pırıl pırıl, gelecek vaat eden, zeki, ahlaklı, akıllı bir gençliktir.
Hiç kendi kendinize sordunuz mu?
Atatürk Türk gençliği hakkında yüzlerce söz söylemiştir. Neden, z kuşağı veya buna benzer saçma sapan ifadeler kullanmamıştır?
Çünkü, O bir dehadır.
Peki, kendini “Atatürkçü” şeklinde lanse eden ve dillerinden Atatürk ismini düşürmeyenler neden hâlâ bu yanlış ifadeyi kullanmakta ısrar ediyorlar?
Atatürk'ü tam tanıyamayan ve anlayamayanlar, kendi partilerinin Atatürk’ün partisi olduğunu iddia edenler hatta Atatürk ismini dahi anmak istemeyenler için, Atatürk' ün bazı sözlerini size aktarmak isterim.
***“ Milletin bağrından temiz bir kuşak yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım ve gözüm arkamda kalmayacak.” derken, acaba kuşak kelimesini söylerken x, z, y şeklinde neden bir ifade kullanmamıştır?
“Gençliği yetiştiriniz. Onlara bilim ve kültürün olumlu fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Özgür fikirler uygulamaya geçtiği zaman, Türk milleti yükselecektir.” derken, z kuşağı ifadesini kullanmayıp “gençlik” kelimesini kullanmakla eksiklik mi yapmıştır?
“Rica ile, merhamet dilenmekle bir millet ve devletin şeref ve istiklali kurtarılamaz. Türk milleti gelecek nesiller için bunu unutmamalıdır. 19 Mayıs güven, sevinç, hareket günüdür.” derken, “gelecek nesiller” sözünü kullanınca; Atatürk z kuşağı demediği için Türk gençliği 19 Mayıs’ın anlamını kavrayamamış mı oluyor?
“Biz her şeyi gençliğe bırakacağız...Geleceğin ümidi, ışıklı çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir.”
Atatürk, bu kadar cümle kurarken, geometri kitabını ilk Türkçe yazmasına rağmen Türk gençliğiyle ilgili, hiç x, y, z ve benzeri uydurma sözler kullanmamıştır.
Peki bu konuşmalarının 19 Mayıs gençliğini kapsadığını bal gibi anlamadık mı?
Yani 15-24 yaş arasına hitap ettiği belli ve tabii ki anladık. O zaman gençliğimize, ne olduğu bilinmezlikler ifade eden belirsiz sözcüklerle hitap etmenin altında yatan gaye nedir?
Cevabını siz kıymetli okurlarımızın hakkıyla vereceğini umut ediyorum.
***Türk gençliğine daima EVLATLARIM diye hitap eden rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş:
“Hepiniz birer Türk Bayrağı’sınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin yere düşürmeyin.”
“Gençliğimizi büyük bir savaş beklemektedir. Bozgunculuğa, tembelliğe, ahlaksızlığa, cehalete, yalancılığa karşı büyük bir savaş.” derken, bugünleri görerek, Türk gençliği hakkında söylediği yüzlerce veciz sözleriyle birlikte sadece üç cümle ile özetlemiş, Türk gençliğine verdiği önemi bu cümleler ile ifade etmiştir.
***MHP’nin Genel Başkanı Bilge Lider Sayın Devlet Bahçeli ise Türk Gençliği Büyük Kurultayında yapmış olduğu konuşmada:
“Yürekleri vatan, bakışları bayrak, duruşları mızrak olan Türk gençliği nerede diye soranlara işte burada diyorum.
Dimdik ayakta olduklarını haykırarak bildiriyorum. Ülküsünde eriyen kavruk yüzlü yiğitler burada. Geleceğin teminatı Türk gençliği bu salonda” diyerek, Türk gençliğinin tezgâhlanan tüm oyunlara rağmen dimdik ayakta olduğunu ifade etmiştir.
Yine, TBMM Grup Toplantısında yaptığı bir konuşmada z kuşağı ifadesine çok net ve çok açık olarak şöyle demiştir:
“...Biz kuşakları x, y, z ile ele almıyoruz. Bu ayrımın alfabenin diğer harflerine kadar ulaşacağını, buradan da sonuç çıkmayacağını görüyoruz.
GENÇLER ÜZERİNDE HESAP YAPAN ÇAKAL SURETLERİNİ GÖRÜYOR, EMELLERİNİ TAKİP EDİYORUZ. 15-24 yaş grubunda yaklaşık 13 milyon kardeşimiz bulunmaktadır. Türkiye’nin genç nüfus oranı AB ülkelerininkinden çok daha fazladır. Bu stratejik gücümüzün apaçık delilidir. Türk gençliğinin aklını bulandırmaya, duruşunu bozmaya çalışan iç ve dış mihrakların ana gayesi, bu güçten çekinmelerinden dolayıdır.” diyerek, Türk gençliği üzerinde oynanmak istenen oyunlara dikkat çekerek buradan bir sonuç çıkaramayacaklarını belirtmiştir.
SONUÇ
Gençliği 1980 öncesi ve sonrasında geçen, Türk gençliği üzerine oynanan ve hâlâ oynanmak istenen oyunları yakından bilen biri olarak;
Bugün artık bilinçli, ahlaklı, okuyan, araştıran, imanlı, itikatlı, vatan, millet ve bayrağına bağlı,
Türk gençliğinin;
Küresel güçlerin, içimizdeki ve dışardaki güçlerin oyununa gelmeyeceğini görüyorum,
Önce vatanım, sonra ben diyen gençliğin gümbür gümbür geldiğine inanıyorum.