Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” (Hud/112); “Şu bir gerçek ki, Allah size emanetleri (devlet yönetimini), ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor.” (Nisa/58) ayetleriyle dosdoğru olmayı devlet yönetiminde emanetleri ehline vermemizi ve insanlar arasında mü’min kâfir ayrımı yapmadan adaletle hükmetmemizi emreder.
İslam’da devlet iki önemli temel üzerine kurulur. Bunlardan birincisi Allah’a iman, ikincisi adalettir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Allah’tan korkun, adâletten ayrılmayın, yerle gök adâlet üzerine kurulmuştur” Hadisi ile adaleti emretmiştir. Haz Ali ise "Devletin dini adalettir" buyurmustur. Adalet: Her şeyi düzenli ve dengeli yapmak, yerli yerinde davranmak, her şeyin hakkını vermektir. Adalet zulmün zıddıdır. Allah’a eş ve ortak koşmaktan sonra en büyük zulüm haksızlık ve adaletsizliktir. İslam dininde adalet: Dini, dili, ırkı, rengi, kültürü, mevkii ve bilgi farkı gözetmeden insan olmaları yönünden eşit davranmak ve insanlara haklarını vermektir.
Adaleti Ayakta Tutun Dilinizi Eğip Bükmeyin
Âyette de mealen şöyle buyrulur:
“Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutun, kendiniz veya ana babanız veya en yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahitlik eden kimseler olun. Haklarında şahitlik yaptığınız kimseler, gerek zengin ve gerek fakir olsunlar. Allah onlara sizden daha yakındır. Onun için haktan ayrılıp da nefsinizin arzusuna uymayın. Eğer adaleti yerine getirmekte veya şahitlikte dillerinizi eğer-bükerseniz veya büsbütün yüz çevirirseniz, hiç şüphesiz Allah, ne yaparsanız hakkı ile haberdardır.” (Nisa 4/135)
“Ey iman edenler! Allah için adaleti (hakkı) ayakta tutan (hâkimler), adalet timsâli şahitler olun. Bir kavme (Topluluğa) duyduğunuz kin sizi adaletten ayırmasın… “ (Maide suresi 8. Ayet)
Bu ayetlerden de anlaşılıyor ki, adaletin haricine çıkan kimse zalimlerin arasına dahil olur ve cezasını görür.
Yüce dinimiz İslâm’a ve Türk töresine göre Yüce Allah insanı "adalet" için, "adaletin/kanunların tatbiki" için idarecilik makamına getirir. "Beylik" yani idarecilik törenin, adaletin ve hukukun uygulanması için konmuştur. Bu düşünceler Kutadgu Bilig' adlı eserde şöyle anlatılır:
"Kanun ve adalet ile ülke genişler ve dünya düzene girer; zulüm ile ülke eksilir ve dünya bozulur"(b. 2034). “Adalet eğrilirse kıyamet kopar" (b. 808)
Bir Devlet Başkanı Adaletsizlikle Ayakta Kalamaz
Ünlü Selçuklu veziri Nizamül Mülk meşhur eseri Siyasetnâme’de:
“Bir melik (devlet başkanı-İdareci) inkâr ve küfürle (imansızlık ve kâfirlikle) ayakta kalır; Fakat adaletsizlikle ayakta kalamaz” der. Yani kafir bile olsa adaletle halkını idare ederse ayakta kalır. Müslüman olduğu halde adaletsizlik ederse, adaleti, kanunları çiğnerse yok olur gider.
Muhammed’in Kızı Fatıma Bile Hırsızlık Etse Onun Da Elini Keserim”
Başta Sevgili Peygamberimiz olmak üzere o’nun halifeleri özellikle Hz. Ömer adalet konusunda bizlere örnek olmuşlardır.
Kureyş eşrafından bir kadın hırsızlık yapmıştı. Suçu sabit olunca, kabilesinin büyükleri bir araya gelerek Hz. Peygamber (s.a.v.)in huzuruna çıktılar:
“- Ya Resûlullah kızımızın kısası yapılırsa bu bizim için bir zül olur. Onu affediniz diye yalvardılar. Efendimiz (s.a.v.):
“Allah’a yemin ederim ki, eğer Muhammed’in kızı Fatma bile hırsızlık etse, onun elini keserim.” buyurdular.
Diğer bir hadise:
Hz. Ömer (r.a.)in hilâfeti zamanında oğlu bir suç işlemişti. Durum, Hz. Ömer’e bildirildi. Hak ve adalet güneşi olan, şehamet ve celâdet sahibi Hz. Ömer, oğlunu muhakeme etti ve nihayet hüküm verildi. Kısas yapılacaktı. Bu, Allah’ın emri ve Kur’an’ın hükmüydü.
Hz. Ömer tereddütsüz, hükmü icra edecek… Sahabelerin gözleri dolu… Kadın ve annelerin gözleri yaşlı… Hakkın karşısında bütün başlar eğik.
Kısas tatbik edilip, ceza üçte ikisini geçtikten sonra oğlunun güç ve takati kesilmişti. Hararetten ve susuzluktan perişan bir vaziyetteydi. Gözleriyle babasını aradı. Şefkat dolu bakışlarla yüzünü babasına çevirdi, perişan ve bitkin bir sesle:
“Baba su.. Bir yudum su…”dedi.
Adaletli Ömer, hak ve hakikati incetmeyen o büyük insan, oğluna seslendi.
“Oğlum… Cezan bitinceye kadar sana su verilmeyecektir. Eğer sonuna kadar dayanır, ölmezsen; hakkındır, veririz içersin suyunu. Eğer cezan bitmeden ölürsen, gider suyunu cennette inşallah Resulullah’ın yanında içersin.
Hz. Resulullah (s.a.v.) Ömer ne yapıyor diye sorarsa sen de:
“Ya Resulullah! Ömer, Kur’an’ı okuyor ve hükmünü tatbik ediyor dersin.”
Adalet, dinin, devletin temelidir. Şunu hiç kimse unutmasın ki; Zulüm ile âbad olanın sonu berbat olur.