Vücudumuz bize Allah’ın eşsiz bir emânetidir. Bu emâneti, aldığımız gibi kusursuz ve noksansız teslim etmek, her şey bir yana, bizim fıtrat ve vicdan borcumuzdur. Üzerinde, fıtrat dışı ve keyfî olarak kalıcı tasarrufta bulunmaya yetkimiz olmadığı gibi, esâsen buna izin de yoktur.
Vücuda iğneler batırılıp, açılan deliklere boyalı maddeler konularak yapılan dövme, eski çağlardan beri yapılan bir cahiliye âdeti olup, sağlık açısından zararlı olduğu gibi, dinen de yasaklanmıştır. Nitekim dikkat çekmek, daha güzel görünmek amacıyla, yaratılıştan verilmiş olan özellik ve şekillerin değiştirilmesi İslam dininde, fıtratı bozma kabul edilerek yasaklanmıştır (Nisa 4/119). Hz. Peygamber (s.a.s.), süslenmek maksadıyla vücuda dövme yapmak, dişleri incelterek seyrekleştirmek gibi işleri, yaratılışı değiştirmek, fıtratı bozmak kapsamında değerlendirmiş ve bunu yapanların ve yaptıranların Allah’ın rahmetinden uzak olacağını bildirmiştir (Buhari, Libas, 83–87; Müslim, Libas, 33, 119.120). Dolayısıyla dövme yaptırmak caiz değildir.
Yüce kitabımıza göre insanın yaratılışını, fıtratını bozması, erkeğin kadına, kadının erkeğe benzemesi, dövme yapılması gibi insanın fıtratına ters olan şeylerin yapılması şeytanın istek ve arzularına uyup Allah’a isyan etmek demektir. Bu konuda Nisa suresinde şöyle buyrulmaktadır:
“…. (Yine) Allah’ın yarattığı (tabii şekil ve halleri)ni değiştirmelerini emredeceğim ve onlar da bunu yapacaklar.” (İyi bilin ki) kim de Allah’ı bırakıp şeytanı (ve benzerlerini) dost edinir (onun hoşlandığı şeyleri yapar)sa gerçekten o apaçık bir ziyana uğramıştır”. (Nisa 4/119)
Dövme, insan cildinde boya maddesiyle yapılan kalıcı şekil demektir. İnsanlar, çok eski zamanlardan beri vücutlarının çeşitli yerlerine dövme yaptırmışlardır. Bu adet günümüzde ise hızla yaygınlaşmaktadır. Batı’da gençler dövmeyi süslenme ve güzel görünme amacıyla yaparken, yurdumuzda ise dini bilgileri zayıf gençler arasında bir özenti ve güzel görünmek amacıyla yapılmaktadır.
Cahiliye döneminde Araplar dövmeyi süslenmek için yaparlarken; dövme ile bedenlerine çeşitli şekil ve suretler yaparak bununla mafsallarının güç kazandığına inanırlardı. Bugün ise bu tamamen bir özentiden öteye geçmemektedir.
İlkel dövme ana hatlarıyla, deriye yan yana küçük delikler açmak ve bu deliklere is, sürme, mürekkep, kına, çivit gibi boyalı maddeler doldurmak suretiyle yapılırdı. Bunun yanında bıçakla veya tırnakla derin yarıklar meydana getirerek yahut süslenecek kısımlara barut gibi yanıcı maddeler sürüp yakarak yapılanları da vardır.
Günümüzde ise bu işi meslek edinen modern dövmeciler özel olarak imal edilmiş elektrikli dövme kalemleri kullanmakta ve dövme yaptıran şahsın acı duymaması için de cildine sınırlı uyuşturma uygulamaktadırlar.
İlkel dövmelerin genellikle mavi renkte olmasına karşılık modern dövmeler çeşitli renklerde olmaktadır.
Hıristiyanlıkta tartışmalı olsa da İlahi dinler dövmeyi yasaklamıştır. Tevrat vücuda dövme yaptırmayı, ölü arkasından düzenlenen ağıt sırasında ağlayanın tırnaklarıyla yüzünü yırtması olayı ile birlikte ele almış ve "ölüler için bedeninizde yara açmayacaksınız, kendinize dövme işaret koymayacaksınız" (Levililer, 19/28) cümlesiyle her ikisini de yasaklamıştır.
Arapçada veşm kelimesiyle ifade edilen dövme, Hz. Peygamber devrinde Cahiliye çağının bir uzantısı olarak özellikle kadınlar arasında yaygın bulunuyordu.
En güzel şekilde yaratılan insanın tabii görüntüsünde değişiklikler yapılmasını hoş karşılamayan Hz. Peygamber, bu türden çeşitli uygulamalar yanında dövmeyi de yasakladı; dövme yapan ve yaptıran kadınlara Allah'ın lanet ettiğini bildirdi. Bir fiili işleyenin Allah tarafından lanetlenmesi onun haram olduğunu gösterir. (bk. Buhari, Libas, 87; Müslim, Libas, 119-120)
Konu ile ilgili hadis metinlerinde sadece kadınların zikredilmesinin sebebi, Arap toplumunda bugün olduğu gibi daha çok kadınların dövme yaptırmasıdır. Dövme yaptırmanın dini hükmü açısından kadınla erkek arasında fark yoktur.
Dövmeyi Yaptıran İnsan Nasıl Hareket Edecektir?
İmam Nevevi, sağlık bakımından zarar vermediği takdirde dövmenin vücuttan giderilmesi gerektiğini söyler. Yapılacak operasyonun vücuda zarar vermesi veya geride çirkin bir manzara bırakması sebebiyle dövme giderilemezse kişi tövbe etmekle günahından kurtulur. (Şerhu Müslim, XIV, 106)
Bundaki hüküm, dövmeyi yaparken kullanılan maddeye göre değişir. Şayet bu maddeler dinen necis sayılanların arasında bulunuyorsa, dövme de o hükme girer. Şayet temizse, o da temizdir. Bunda yapılacak şey, şayet ufak bir müdahale veya ameliyatla hallediliyorsa gidermeye çalışmaktır. Şayet giderilemiyor, buna da imkân bulunamıyorsa, o şekilde bırakılır. Çünkü Cenab-ı Hak kuluna kaldıramayacağı yükü yüklemez, onun üstesinden gelemeyeceği, yapamayacağı şeyleri istemez.
Dövme Abdeste ve Gusle Engel Olur mu?
Dövme derinin altındadır. Yani dış derinin altında yer alır. Abdest ve gusülde ise derinin altını değil, üstünü yıkamak farzdır. Dövme de derinin altında kaldığına göre, onun bedenin herhangi bir yerinde bulunması abdeste ve gusle mani olmaz. Üzerinin yıkanmasıyla abdest ve gusül sahih olur.
Ayrıca dövme, namaz kılmaya, ibadetlerin yerine getirmeye, camiye ve cemaate gitmeye, Kuran okumaya da asla engel değildir.
Dövme yaptırarak böyle bir günahı işlemiş olan kimse de Allah'tan mağfiret diler, tövbe istiğfar eder.
Asıl Tehlike Deri Üstüne Yapılan Geçici Dövmelerdir
Deri üstüne yapılan ve yapıştırılan geçici dövmelere gelince abdest ve gusül açısından asıl tehlikeli olan bu deri üstü dövmelerdir. Bu dövmeler suyun deriye geçmesini engellediği için, abdest ve gusle engel olur. Bu dövmelerin abdest ve gusül öncesinde vücuttan çıkarılması gerekir.
Dövmenin Diyanet İşler Başkanlığı, Din İşleri Yüksek Kurulunca da dinen yasak olduğu konusunda bir kararı vardır.
“Vücuda iğneler batırılıp, açılan deliklere boyalı maddeler konularak yapılan dövme, eski çağlardan beri yapılan bir cahiliye âdeti olup, sağlık açısından zararlı olduğu gibi, dinen de yasaklanmıştır. Nitekim dikkat çekmek, daha güzel görünmek amacıyla, yaratılıştan verilmiş olan özellik ve şekillerin değiştirilmesi İslam dininde, fıtratı bozma kabul edilerek yasaklanmıştır (Nisa 4/119). Hz. Peygamber (s.a.s.), süslenmek maksadıyla vücuda dövme yapmak, dişleri incelterek seyrekleştirmek gibi ameliyeleri, yaratılışı değiştirmek, fıtratı bozmak kapsamında değerlendirmiş ve bunu yapanların ve yaptıranların Allah’ın rahmetinde uzak olacağını bildirmiştir (Buhari, Libas, 83–87; Müslim, Libas, 33). Dolayısıyla dövme yaptırmak caiz değildir.” (D.İ.B.Din İşleri Yüksek Kurulu)
Din İşleri Yüksek Kurulu, "Dövme yaptırmak, abdeste veya gusle engel midir?" ve "Kalıcı dövme ile geçici dövmenin bu konudaki hükmü aynı mıdır?” soruları üzerine, şu cevabı vermiştir:
"Vücudunda dövme bulunan bir kimse mümkünse, sağlığına zarar vermeyecek yöntemlerle onu ortadan kaldırmalıdır. Bu mümkün olmazsa Allah’tan bağışlama dilemesi, yaptığına pişmanlık duyması gerekir. Yapıştırma yöntemi ile deri üstüne yapılan geçici ‘dövme’ ise suyun deriye ulaşmasına engel olacağından gusül ve abdeste engel olur."