Kurban bayramında ibadet niyetiyle kurban kesmek, hür, mukim (yolcu olmayan), Müslim ve zengin kimseye vaciptir. Temel ihtiyaçlarından ve borcundan başka 20 miskal (80,18 gr.) altın veya bunun değerinde para veya eşyaya sahip olan kişi dinen zengindir; kurban kesmesi gerekir.
Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer seferde bulunduklarında kurban kesmemişlerdir. Şayet seferde olan kimse kurban kesmek isterse, kurban kendisine vacip olduğu için değil, nafile olarak kesebilir, kesmediği takdirde sorumlu olmaz.
İmam A'zam Ebû Hanife ile Ebû Yusuf'a göre kurbanın vacip olmasında akıl ve erginlik çağına gelmiş olma şart değildir. Yani zengin olan çocuğun ve delinin mallarından babaları veya vasileri kurban keserler. İmam Muhammed ile İmam Zufer'e göre kurbanın vacip olması için akıl ve erginlik çağına gelmiş olma şarttır. Bu itibarla zengin olan çocuklarla deli olanların mallarından kurban kesilmez. (Kâsânî, Bedayiu's-Sanayî, c. V, s. 64, Beyrut, 1974. ) Fetva da bu görüşe göredir, yani zengin de olsalar çocuklarla delilerin kurban kesmesi gerekmez.( İbn Âbidin, Reddü'I-Muhtar, c. V, s. 309. Ayrıca bak. Ö.Nasuhi Bilmen Büyük İslam İlmihali, Kurban ve Av Kitabı, sayfa:415)
Ailede Bir Kişinin Kurban Kesmesi Yeterli mi? Yoksa Tüm Aile Fertlerinin Kurban Kesmesi Gerekir mi?
İslâm dininde; ailede "mal birliği" değil, "mal ayrılığı" prensibi vardır. Yani bir aile içinde de olsa, herkesin malı, kendisine aittir. Bir kimse, babasının, eşinin veya oğlunun servetiyle zengin sayılamaz. Baba fakir olduğu halde oğlu; koca fakir olduğu halde karısı zengin olabilir. Bu bakımdan, aile içinde, diğer şartlarla beraber kimler dinen zengin sayılırsa, sâdece onlar kurban kesmekle yükümlü olurlar. Hepsi zengin sayılırsa, her birinin, ayrı ayrı kurban kesmesi gerekir. Aile içinde zengin sayılan kimse yoksa hiç biri kurban kesmekle yükümlü olmaz.