KUTUNU KAYBEDEN LİDER

Muharrem Günay SIDDIKOĞLU

Eski Türk kültürüne ve Türk devlet felsefesine göre "Yüce Tanrı kut (Talih/nasip/şans/izin) verirse kişi hakan/idareci olur. Kutu toplamayan ve kuta layık olmayan bey ise kutunu kaybeder liderlik ve hakanlık makamından düşerdi. Eski Türk Töresine göre kutunu kaybeden lidere isyan etmekte meşru sayılırdı. Nitekim GÖKTÜRKLER zamanında İNAL KAĞAN kutu toplayamadığı için, ülkede birliği, dirliği sağlayamadığı için Yüce Tanrı kutunu geri almış ve İnal Kağan hakanlık makamından düşürülmüş yerine BİLGE KAĞAN hakan olmuştu.

Türk hükümdarı Tanrı tarafından kut ve ülüg (kısmet) ile donatıldığı için iş başına gelebilmektedir. Bu tarihi kayıtlardan da anlaşılıyor ki, eski Türk devletinde siyasi iktidar kavramı "KUT" tabiri ile ifade ediliyordu. Kutadgu Bilig'de açıklandığına göre : "Kutun tabiatı hizmet, şiarı adalettir....Fazilet ve kısmet kuttan doğar....Beyliğe (hakanlığa) yol ondan geçer... Her şey kutun eli altındadır, bütün istekler onun vasıtası ile gerçekleşir. Tanrı (iduk) tur... Bey bu makama sen kendi gücünle gelmedin, onu sana Tanrı verdi... Hükümdarlar iktidarı Tanrı'dan alırlar."(Kutadgu Bilig Beyit: 674- 676, 1430, 1933, 1960, 5469,5947. beyitler) 

Eski Türk hâkimiyet anlayışına göre ülkede birliği ve dirliği sağlayamayan, sefere çıkmaktan aciz olan ve töreye aykırı hareket eden hakanları/liderleri Yüce Tanrı cezalandırır ve onları hakanlık makamından düşürür ve kutu toplayacak ülkede birlik ve dirliği sağlayacak Türk milletini zaferden zafere götürecek yeni bir hakanı hakanlık makamına oturturdu.
Yusuf Has Hacip, Türk devlet başkanlarına ve idarecilerine hitaben yazdığı eserine KUTADGU BİLİG (KUT KAZANMA BİLGİSİ) adını vermiş ve bir kişinin kuta layık olması için hangi özellikleri taşıması gerektiğini eserinde uzun uzun anlatmış aynı zamanda beylerin çevresinde yer alacak kadroların dürüst, bilge ve ehliyet sahibi olmasının önemine dikkat çekmiştir.

BEYLERİN/İDARECİLERİN ÇEVRESİ

Yusuf Has Hacib "Beyler iyi insanları kendilerine yakın tutmalı, kötüleri çevrelerinden uzaklaştırmalıdır" der:
"Beyler iyi insanları kendilerine yakın tutarlarsa, kötüler de işlerinde iyi hareket etmeye mecbur olurlar." (Kutadgu Bilig 888. beyit)
"Beylerin etrafını kötüler çevirirse memlekete tamamen kötüler hâkim olur" (889. b.)
"Kötü serbest kalırsa, iyi ortadan kaybolur; iyi hâkim vaziyette olursa, kötü ortadan kalkar. " (890. b.)
"İyi insanları kendine yakın tut; kötülerden (ehliyetsiz-liyakatsizlerden) uzak dur; zararları dokunur." (1378. b.)"Ey bey, işi işin ehline, işe yarayana, hareketi doğru ve dürüst olana ver." (1759. b.)
"Tanrı bir kimseyi mes'ud etmek ve yükseltmek isterse, ona ehliyetli ve dürüst hizmetkârlar (kadrolar) verir." (1761. b.)
"Eğer yükselttiğini tekrar düşürmek isterse, ona gün göstermeyen hizmetkârlar verir." (1762. b.)
"O bilgisiz idare dizginini eline alır ve bu odun onu takip eder; böylece işi bozulur ve toz-dumana katılır." (1763. b.)

İDARECİNİN GÜCÜ SINIRSIZ DEĞİLDİR

Eski Türk kültürüne göre hakanlar sınırsız güç sahibi değildiler Tanrı'ya ve Töreye karşı sorumlu idiler. "TÖRE KONUŞUNCA HAKAN SUSAR" , "ZOR KAPIDAN GİRERSE TÖRE BACADAN ÇIKAR" sözleri hakanların sınırsız güç ve otorite sahibi olmadığının en açık göstergeleridir.
Eski Türk hâkimiyet anlayışına göre hakanlarda/liderlerde aranan en önemli özelliklerin başında "ALPLİK, BİLGELİK, ERDEMLİ OLMAK, GÖNÜL ADAMI OLMAK, BOZKURT OLMAK, DEMOKRAT YAPILI OLAK" gibi özellikler yer alırdı. Türk hakanları/İdarecileri hem bilge hem alp hem de gönül adamı olmak zorunda idiler. Onlar kimseye kin tutmazlardı. Devleti his ve heyecanlarına göre değil töreye göre idare ederlerdi.

HEM BİLGE HEM ALP HEM DE GÖNÜL ADAMI ALPARSLAN TÜRKEŞ


20. yüzyılın Türk liderleri arasında bu özellikleri taşıyan tek lider merhum liderimiz ALPARSLAN TÜRKEŞ'ti O hem bilge ham de alp bir liderdi. Hem Yunus yürekli Türk düşmanlarına karşı ise Yavuz bilekli idi. Kimseye kin gütmezdi, gönül adamı idi. Siyasi hayatında sık sık GÖNÜL SEFERBERLİĞİ ilan eder, davaya, partiye küsmüş, dışlanmış insanları bir araya toplar gücümüze güç katardı.
Bu gün her zamankinden daha çok ülkücü hareket içerisinde birliği, dirliği sağlayacak, küskünleri, dargınları barıştıracak, demorilize olmuş kadrolara yeni bir şevk ve heyecan verecek, kutu toplayacak, yeni bir gönül seferberliği ilan edecek herkesi kucaklayacak ve ülkücü kadroları iktidara taşıyacak lider ve kadrolara ihtiyacımız vardır. Çünkü çevremizde ve dünyada gelişen olaylar, ktidar olma sırasının ülkücü kadrolara geldiğine işaret ediyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.