MEVLİD VE MEVLİD KANDİLİ NE DEMEKTİR?

Muharrem Günay SIDDIKOĞLU

Mevlid, doğum, doğum zamanı, doğum günü demektir. Mevlid Kandili ve ya Mevlid Gecesi, Rebiul-evvel ayının 11. gününü 12. gününe bağlayan gecedir.

Âlemlere rahmet, bereket ve İnsanlığın kurtuluşu için gönderilen son ve en büyük peygamber, Hz. Muhammed (sav) Milâdi 571 yılında yâni Hz. İsa’nın doğumundan 571 yıl sonra Kameri aylardan Rebiü'l-evvel ayının 12. gecesi doğmuştur. Bu mübarek geceye "Mevlid Kandili" denir. Peygamber efendimizin doğum günü, bütün Müslümanların bayramıdır.

O'nun doğduğu çağda dünyanın her tarafında cehalet, zulüm ve ahlâksızlık almış yürümüş, Allah inancı unutulmuş, insanlar kendi elleriyle yaptıkları putlara tapar hale gelmiş; İnsanlık korkunç ve karanlık bir duruma düşmüş, dünya yaşanmaz hale gelmişti.

Tarih: Milâdî 571, Nisan ayının yirmisi. Fil Vak’asından elli iki gece sonra. Kamerî aylardan Rebiülevvel ayının on ikinci gecesi. Mekke’de mütevazı bir ev. Günlerden Pazartesi. Vakit, vakitlerin sultanı seher vaktidir. Bu mütevazı evde ve bu eşsiz vakitte muazzam ve eşsiz bir hadise gerçekleşmiş ve Kâinatın Efendisi Hz. Muhammed (a.s.m.), dünyaya gözlerini açmıştır. Bu göz açışla birlikte âlem, sanki birden elem ve mâtemini unutarak sürura gark oldu. Karanlıklar, ânında nurla yırtılıverdi. Kâinat, sevinç ve heyecan içinde adeta:

Doğdu ol saatte Sultan-ı Din Nura gark oldu semâvât-ü zemin” diye haykırdı.

Abdülmuttalib, torununun doğumu şerefine verdiği ziyâfette çocuğun adını soranlara: "Muhammed adını verdim. Dilerim ki, gökte Hakk, yeryüzünde halk, O'nu hayırla yâdetsinler..." cevâbını vermiştir. Onun şerefine Cenâb-ı Hakk, her pazartesi günü seher vaktinde her iki âlemi rahmeti ile gark eder.  

Allah O’nu Âlemlere Rahmet Olarak Gönderdi.

Sevgili Peygamberimizin gönderiliş hikmet ve sebebi yüce kitabımızda şöyle anlatılır: “Vemâ erselnâke illâ rahmeten lil âlemin / Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik” (Enbiya:107)

Yâ eyyühennebiyyü innâ erselnâke şâhiden ve mübeşşirân ve nezîran. Ve dâiyen ilallâhi bi iznihî ve sirâcen münîrâ / Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeci, bir uyarıcı, Allah’ın izniyle Allah’a çağıran ve nur saçan bir kandil olarak gönderdik.” … (Ahzap suresi/ 45-46)

Sevgili Peygamberimizin tebliğ ettiği İslâm dini ile dünya aydınlandı, tek Allah inancı ile kalpler nurlandı. İnsanlar kula kul olmaktan kurtulup sadece Allah’a kul olmanın şuuruna erdiler. Eşitlik, adalet ve kardeşlik geldi. O'na inanan toplumlar gerçek huzura kavuştu. O'nun doğduğu gece, insanlığın kurtuluşu için çok hayırlı ve mübarek bir başlangıçtır.

Bu gece, Müslümanlar arasında yüzyıllardan beri büyük bir coşku ile kutlanmakta, Sevgili Peygamberimiz derin bir saygı ile anılmaktadır. Bu gecede mevlid-i şerifler okunmakta, salatü selamlar, tevbe ve istiğfarlar getirilmekte ve çeşitli ibadetlerle gece ihya edilmekte, büyükler ziyaret edilmekte küçükler ve yoksullar sevindirilmektedir.

Mevlidin Dinimizdeki Yeri Nedir? 

Mevlid Peygamberimizden (sav.) üç dört asır sonra icad edilen Kur’an ve sünnetin ruhuna uygun İslâmi bir adettir. Büyük Türk Âlimi Süleyman Çelebi tarafından yazılan ve asıl adı "Vesiletün'necat" olan mevlid kitabı O'nun doğumunu, üstünlüğünü ve mucizelerini en güzel bir şekilde dile getiren değerli bir eserdir.

Peygamberimizin doğum yıl dönümlerinde okunan mevlidleri saygı ile dinlemek, O'nun mübarek ruhuna salât ve selâm okumak hiç şüphesiz büyük milletimizin Sevgili Peygamberimize olan engin sevgi ve bağlılığının bir ifadesidir.

Bununla beraber, O'nun ahlâk ve fazilet dolu hayatını, O’nun sünnetini öğrenmek ve O’nu kendimize örnek almak başta gelen görevlerimizdendir. Asıl o zaman hem Allah’ın sevgisini hem de O'nun sevgisini ve hoşnutluğunu kazanmış oluruz.  

 

Muharrem Günay SIDDIKOĞLU  

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.