Sevgili Peygamberimizin Recep ayının 27. Gecesi uyanıkken Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya oradan da gökyüzüne yükselip Cenâb-ı Hak’la buluşup, görüşmesine Miraç diyoruz.
Bu olay Kur’an-ı Kerim’le ve Hz. Peygamberimizin ifadeleriyle sabittir. İnkârı insanı küfre götürür. Bu olaya, İsra ve Miraç olayı denir. İsra; gece yürüyüşü; Miraç ise, yükselmek demektir. İnsanoğlu'nun yaşarken ulaştığı en yüce yükseliş ve en büyük derece Miraç'dır. Miraç, Allah elçisinin Allah'a eriştiği andır. Allah (c.c.) Sevgili Peygamberimiz ile "ses ve harf aracılığı" ve başka bir aracı da olmadan doğrudan görüşmüştür. İslam âlimleri Hz. Peygamberimizin Allah’ı gözleri ile değil kalp gözü ile gördüğünü nakletmektedirler. Bir istisna olarak gözleri ile gördüğünü söyleyenler de vardır. Kesin olan şey bir görüşmenin gerçekleşmiş olduğudur. Kur'an ayetlerini getirmekte aracılık yapan Cebrail adlı ulu melek bile Hz.Muhammed'in vardığı noktaya varamamış, "yanarım" demiştir.
Miracın Mescid-i Aksa’ya kadar olan ve İsra denen bölümü Kur’an’da şöyle anlatılır:
“Kulu (Muhammadi) gecenin bir bölümünde - kendisine bir kısım ayetlerimizi (kudretimizi yansıtan belgelerimizi) göstermek için - Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah (bütün noksanlıklardan) yücedir, münezzehtir. İşiten ve gören O’dur.” (İsra-1. âyet)
İsra ve Miraç olayının ikinci merhalesi olan Miraç ise Sevgili Peygamberimizin Mescid-i Aksa’dan başlayarak semânın bütün tabakalarını geçerek ilâhi huzura kabul edilmesidir ki bu kısım Necm suresinde şöyle anlatılır:
“And olsun ki O’nu (Cebrail’i) bir kere daha hakiki suretinde gördü. Sidre-i Müntehâ’da gördü ki, onun yanında Me’vâ cenneti vardır. O zaman Sidre’yi Allah’ın nuru kaplamıştı. Gözü ne şaştı, ne de başka bir şeye baktı. And olsun ki Rabbinin âyetlerinden en büyüklerini gördü.” (Necm,53/11-18)
İsra suresi 1. ayette değinilen olay, "Mi'rac" ve "İsra" olarak bilinmektedir. Sahih hadislere göre bu olay Hicret'ten bir yıl önce meydana gelmiştir. Hadis ve diğer siyer kitaplarında çok sayıda Sahabeden bu konunun ayrıntılarını anlatan rivayetler nakledilmektedir. Enes bin Malik, Malik bin Se'se'e, Ebu Zer Gıfari ve Ebu Hureyre (Allah hepsinden razı olsun) olayın ayrıntılarını rivayet etmişlerdir. Bunların yanı sıra Hz. Ömer, Hz. Ali, İbn Abbas, Ebu Said el-Hudri, Huzeyfe bin Yeman, Hz. Aişe vs. (Allah hepsinden razı olsun) olayın bazı bölümlerini nakletmişlerdir.
İsra suresi 1. Âyette Kur'an, yolculuğun sadece bir bölümünü, Mescid-i Haram'dan Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya gidişi anmaktadır. Burada anlatıldığı üzere bu yolculuğun gayesi Allah'ın kuluna bazı ayetlerini göstermek istemesidir. Kur'an bundan başka ayrıntılara değinmez, fakat biz diğer ayrıntıları hadislerden öğrenmekteyiz:
Bir gece Cebrail (a.s), Hz. Peygamberi (s.a) Burak üzerinde, Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya götürdü. Hz. Peygamber (s.a) orada diğer peygamberlerle birlikte namaz kıldı. Daha sonra göğün çeşitli tabakalarına yükselen peygamberimiz orada bazı büyük peygamberlerle karşılaştı. En sonunda göğün en yüksek tabakasına ulaştı ve Allah'ın huzuruna çıktı. Başka önemli emirlerin yanı sıra beş vakit namaz da işte burada emredildi. Daha sonra Peygamber (s.a) Mescid-i Haram'a geldi. Birçok hadise göre bu yolculuk sırasında ona (s.a) cennet ve cehennem de gösterilmiştir. Güvenilir hadislerden öğrendiğimize göre Hz. Peygamber (s.a) ertesi gün bu olayı anlattığında Mekkeli müşrikler onunla alay ettiler ve müminlerden bazıları da bunda şüpheye düştüler.
Allah ve Peygambere inananlar mucizeye de inanırlar. Nitekim Hz. Hatice’den sonra Müslüman olmak şerefine inanan Hz. Ebu Bekir bu olaya duyar duymaz tereddütsüz tasdik etmiştir. Müşrikler: “Ey Eba Bekr, senin arkadaşın Muhammed, bir gecede Mekke’den Mescid-i Aksaya oradan da göklere çıkıp Rabbi ile görüştüğünü iddia ediyor: Sen bu işe ne dersin dediler. Ebu Bekir, tereddütsüz:
- Muhammed söylüyorsa doğrudur deyip tereddütsüz tasdik etmiştir. Bu yüzden kendisine “Sıddik” lakabı verilmiştir.
Sahih rivayetlere göre: Miraç’ta Peygamber Efendimize üç büyük hediye verilmiştir:
- Bakara suresinin son kısmı (Son iki ayet; amenerrasûlü..)
- Beş vakit namaz, ki “Mü’minin Miracıdır.”
- Allah’a ortak koşmadıkları halde büyük günah işleyen müminlerin bağışlanacağı müjdesi. ( kul hakkı hariç.)
ŞEFEAT: Her Peygamberin makul bir duası vardır ki hemen hepsi bu hususta acele edip (Dünyada dile getirmiştir) Ben ise duamı ümmetim için şefaatte bulunmam arzusuyla Kıyamet gününe bıraktım. Ümmetimden Allah’a bir şeyi ortak koşmadığı halde ölen kimse inşaallah buna nail olacaktır.” (Müslim / İman, Buhari / Daavat, Tirmizi / Daavat)
“Lailahe illallah diyen cennete girer.” İmam-ı Nevevi diyor ki : “Allah’ın varlığına ve birliğine inanıp (şirk ve ortak koşmayan) şahadette bulunan her müvahhid, ya affedilerek hemen Cennete konulur, ya da gereken cezayı çektikten sonra oraya alınır. Cehennem ateşinin ona haram kılınmasından maksat ise, orada ebediyen kalmayacağıdır.” demiştir.
Peygamber efendimiz Sidre-i Münteha’da Cebrail’i yalnız bırakıp arşa yükseldi. Selam vererek huzuru bakiye vardı ve “Ettehiyyatü lillâhi vessalavatü vet tayyibât” (Dil ile beden ile mal ile yapılan ibadetler, bütün selamlar, senâlar ve dualar Allah içindir) dedi. Yüce Allah, Peygamberimizin bu hitabına “Esselâmü aleyke yâ eyyühennebiyyü ve rahmetüllahi ve berekatüh” (Selamım, rahmetim ve bereketim senin üzerine olsun Ey Nebim, Ey Peygamberim) diyerek selamını aldı. Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz, “Esselâmü aleynâ ve alâ ibadillâhissalhîn” (Selam bize ve Allah’ın salih kulları üzerine olsun) dedi. Sonra : “Eşhedü enlâilâhe illallah” (Ben şahitlik ederim ki Allah’tan başka Tanrı yoktur” dedi. Rabbi şu cevabı verdi: “Eşhedüenne Muhammeden abdühü verasulühü” Ben de şahitlik ederim ki Muhammed O’nun kulu ve elçisidir.” İşte Tahiyyat duasını okumak açısından da namaz mü’minin Miracı ve Cenâb-ı Hak’la konuşmasıdır.
Hem bu geceyi hem de gündüzünü bir fırsat bilip iyi değerlendirmek gerekir. Büyükleri ziyaret, komşulara ve yardıma muhtaçlara yardımda ve ikramda bulunmak, Kur’an okumak, nafile namaz kılmak, oruç tutmak, dua ve zikir yapmak yapılacak işlerin başında gelir.
Hacet Namazı
Miraç gecesinde Yatsı namazından sonra 12 rek’at Hâcet namazı kılınır. Her rek’atta Fatihadan sonra 10 ihlâsı şerife okunur.
Namazdan sonra 4 fatiha, 100 defa “Sübhanallahi velhamdülillahi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber. Velâ havle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyilazîm”, 100 defa estağfirullah el azîm, 100 defa salevâti şerife okunup dua edilir.
Kandiliniz mübarek olsun.
Muharrem Günay SIDDIKOĞLU