Hz. Âdem’den beri dindar görünerek insanların dini duygularını istismar ederek insanları yoldan çıkaran ve onlardan çıkar sağlayan şeytan ve şeytan tıynetli kişi ve kadrolar her zaman görülmüştür. Kur’an-ı kerimde hem cinden olma hem de insandan olma şeytanlara ve onların düşmanlıklarına dikkat çekilir:
"Böylece Biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. (Bunlar) aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar."(Enam sûresi, 6/112)
Ayeti kerimede geçen şeytan tabiri, yaldızlı sözlerle insanları baştan çıkartan cinler ve insanlar için kullanılmıştır.
Bu ayeti kerimenin nüzûlundan sonra "Hz. Peygamber (s.a.v.) Ebu Zer (r.a)'e: 'Cin ve insan şeytanlarından Allah'a sığındın mı?' buyurmuştu. Ebu Zer: 'İnsanın da şeytanları var mıdır?' dedi. 'Evet onlar, cin şeytanlarından daha şerlidir' buyurdu." (ENAM 112-113, Elmalılı tefsiri; Ayrıca Bak İbni Kesir, Enam 112. ayetin tefsiri)
Kur’an-ı kerimde şeytanın insanlara mü’min ve dindar görünerek yaklaşması ve yoldan çıkarmasına başka ayetlerde de yer verilir:
"Beni azdırdığın için, andolsun ki, Senin doğru yolun üzerinde onlara karşı duracağım. Sonra önlerinden, artlarından, sağ ve sollarından onlara sokulacağım; çoğunu Sana şükreder bulamayacaksın" dedi.” (ARAF:16-17)
Şeytanın insana soldan yanaşması kendi kimliğiyle ve açıkça insanı yoldan çıkarmak şeklindedir.
Allah’a inanan ve ona kulluk yapmaya çalışan, ama İslâmî bilgisi, kitap sünnet bilgisi zayıf olan Müslümanlara şeytan genellikle sağlarından yaklaşır. Mü’minmiş gibi görünerek, muttakiymiş gibi, hayırhahmış gibi görünerek, nasihatler ederek ve de Allah adına yeminler ederek iyi bir Müslüman kimliğinde gelir.
Nitekim Şeytan Hz. Âdem’e ve Hz. Havva’ya da böyle, onların hayırlarını isteyerek, onlara Allah adına yeminler ederek yaklaşmıştı. Nitekim Rabbimiz Lokman sûresinde bu konuda Müslümanları şöyle uyarmaktadır:
“Ey İnsanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Babanın oğlu, oğulun da babası için bir şey ödeyemeyeceği günden korkun. Allah'ın verdiği söz şüphesiz gerçektir. Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın. Allah'ın affına güvendirerek şeytan sizi ayartmasın.” (Allah ile aldatmasın) (Lokman 33)
Araf suresi 33. Ayette anlatılan şeytanın insanı aldatması, “Allah nasıl olsa affeder” veya “Çok günah işledin nasıl olsa Allah seni affetmez” şeklinde rahmetinden ümit kestirmek ve azabından emin kılmak şeklindedir.
Bizi ilgilendiren asıl aldatma ise Araf suresi 16 ve 17. Ayetteki aldatma şeklidir ki, şeytan burada asıl kimliği ile görülmez. Karşımıza son derece dindar birisi olarak çıkar. Sağdan sokulmak veya sağdan yanaşmak dindar, doğrucu, din âlimi gibi görünmesi sağdan yanaşması demektir. Bu durdum dindar siyasetçi, politikacı olarak da tezâhür eder. Tefsir âlimleri sağdan yanaşmayı bu şekilde açıklamışlardır. Peygamber Efendimiz de insana sağdan yanaşan kişi ve kadroları Ebu Hureyre’den rivayet edilen bir hadisi şerifte aşağıdaki şekilde açıklamıştır:
“Kıyamete yakın bir takım topluluklar türeyecek, bunlar dini vasıta kılarak dünyayı yiyecek, dini midesine alet edecek. Sözleri şekerden tatlıdır, fakat kalplerinde birer canavar gizlenmiştir. Adalet-i İlahiye’nin tecelli edeceği gün Allah (CC) onlara şöyle hitap edecektir: “Siz benimle mi gurura kapıldınız, yoksa bana karşı mı cür’etkar davrandınız?” (Tirmizi)
Bu gün gerek Türkiye’de gerekse İslam coğrafyasının tamamında Müslümanlar en büyük zararı dindar görünen siyasi kadrolar başta olmak üzere insanlara sağdan yanaşan ins şeytanlardan görmektedir. İslam toplumu sağdan yanaşan bu şeytanlara karşı uyanık olmalıdır.
Muharrem Günay SIDDIKOĞLU