ÜÇAYLARLAR VE REGÂİB KANDİLİ

Muharrem Günay SIDDIKOĞLU

Halk arasında üç aylar olarak bilinen, Recep, Şaban ve Ramazan ayları, Rahman, Rahim ve keremi bol olan Rabbimizin biz Müslümanlara ikram ettiği pek bereketli ve feyizli bir zaman dilimidir.

Nasıl ki mekânlar içerisinde farklı mekânlar varsa zamanlar içerisinde de farklı zamanlar vardır. Cuma günü Müminlerin haftalık bayramıdır. Geceler içinde Kadir gecesi 364 günden, aylar içinde Üç Aylar diğer aylardan, Üç Aylar içerisinde de Ramazan ayı diğer iki aydan daha hayırlıdır. Hicri takvime göre Recep ayının ilk Perşembeyi Cumaya bağlayan gecesi Regaip kandilidir. Recep “Eşhur-u hurum/Haram aylar” denen her türlü savaşın ve vuruşmanın yasak sayıldığı Araplarca saygı ve hürmet gösterilen ayardan biridir. Bu haram aylar Zilkâde, Zilhicce , Muharrem ve Recep aylarıdır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz: “Recep Allah’ın ayı, Şâban benim ayım, Ramazan ümmetimin ayıdır.” buyurmuşlardır.  Ayrıca Peygamber Efendimiz Recep ayına girince. “Allahümme bârik lenâ fî recebe ve şabana ve beliğ ramazana. Ey Allahım, Recep ve Şabanı bize mübarek kıl; bizi Ramazan’a eriştir.” diye dua ederlerdi. (A. b. Hanbel, “Müsned”, 1, 259)

Recep ayı Cahiliye devri Arpaları’nca da kutsal sayılır, bu ay girer girmez, Araplar arasındaki kavgalar, savaşlar, baskın ve çapulculuk gibi kötü şeyler yasaklanırdı. Birbirleriyle dövüşen, ömürlerini kabile savaşları ve kan davaları ile geçiren Araplar Recep ayına girer girmez silahlarını bırakır ve zırhlarını çıkarırlardı. Hatta babasının katilini öldürmek üzere atına binen ve onu takibe çıkan bir adam bile Recep ayı girer girmez, babasının katiliyle karşılaşsa bile onu görmezlikten gelirdi. Recep ayının hürmetine ona saldırmaz, bu işi Ramazan sonuna bırakırdı. Herkes bu ayda kendisini emniyette ve huzurda hissederdi. Üzerimize İslam güneşi doğduktan sonra bu aylara izzet ve ikram daha da artırıldı.

Farklı mekânlar ve farklı zamanlar farklı insan, farklı Müslüman olmak isteyenler içindir. Bunun bilimcinde olmak ve bu farklı zamanları farklı şekilde değerlendirip feyiz ve bereketinden yararlanmak gerekir. “Recep“ kelime olarak “tercip” mastarından türemiştir ki tazim-saygı ve hürmet manalarına gelir. Bu aya, bu ayda tövbe edenlere rahmet yağdığı ve ibadet işleyenlere nûr indiği için “ÂSAP” adı da verilir.

Recep ayının ilk perşembeyi Cumaya bağlayan gecesi “Regâip Kandili”dir. Regâib, kelime olarak, rağbet olunan, değer verilen şey ve büyük ikram anlamlarına gelir.

Regâib gecesine halk arasında mübarek günlerin ilki olması bakımından “İlk Namaz” da denir. Rivayetlere göre Peygamber Efendimize ilk vahiy gelmeden önce Hira mağarasında bulunduğu sırada bu gecede Allah’a nasıl ibadet edeceği rüyasında gösterilmiştir. Ayrıca Peygamber efendimizin bu gecede anne rahmine düştüğü rivayet edilmiştir.

Deylemi’nin rivayetine göre Hz. Aişe (r.) şöyle buyurmuştur: “Peygamberimizi ‘Allah şu dört gece de rahmet yağdırır; Kurban bayramı gecesi, Ramazan bayramı gecesi; Şaban ayının on beşinci gecesi (Beraat kandili) ve Recep ayının birinci gecesi (yani Regaip kandili)’ buyururken işittim.” (İ.Gazali, Mükâfeşet’ül Kulûb/552 )

Peygamberimiz (s.) şöyle buyuruyor:

Beş gece vardır ki, Allah o geceler içinde kendisine yapılan duaları mutlaka kabul eder: Receb’in ilk gecesi, Şaban’ın onbeşinci gecesi, Cuma gecesi, Ramazan ve Kurban bayramı geceleri.” (İ.Gazali, Mükâfeşet’ül Kulûb, 553)

Bu mübarek gecede tövbe ve istiğfar etmek, nafile ve kaza namazlarımızı kılmak, Kur’an okumak, komşularımızı, aile fertlerimizi sevindirmek, büyüklerimizi ziyaret etmek veya uzakta iseler telefonla arayarak onların kandillerini kutlayarak geçirmekte; ayrıca sadaka vermekte büyük faydalar vardır. Bilhassa fakirleri, kimsesizleri, yaşlıları sevindirmeye azami gayret göstermek gerekir.

Sevgili Peygamber Efendimizin Şaban-ı Şerife de özel bir önem vermişlerdir.  Rasûl-i Ekrem ve Nebiyy-i Muhterem (s.) Efendimiz Şaban ayının faziletine şu hadisi-i şerifleriyle işaret etmişlerdir: “Şaban ayı, Recep ile Ramazan ayı arasında, insanların kıymetinden gaflete düştükleri bir aydır. Hâlbuki o, amellerin Allah’a yükseltildiği bir aydır. Ben de amelimin Allah Teâlâ’ya oruçlu olduğum halde yükseltilmesini isterim.” (Nesaî, Sıyam, 70; İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, nr. 9858; Beyhakî, Şuabu’l-İman, nr. 3540)

Zeyd b. Eslem (r.) anlatıyor: Rasûlullah Efendimize (s.) sadece Recep ayında oruç tutan bir topluluktan bahsedildi. Bunun üzerine Efendimiz:

Onlar Şaban ayında neredeler?” diye ikaz ederek, üç ayların hepsinin ayrı ayrı önemli olduğunu, birinde çok amel edip de diğerinin terk edilmemesi gerektiğini tavsiye etmişlerdir.” (Abdürrezzak, el-Musannef, Hadis no: 7858)

Recep Ayında Namaz Kılmak ve Oruç Tutmak

Recep ayı içinde otuz rekât namaz kılınır. Bu otuz rekâtın on rekâtı Recep ayının ilk on günü içinde kılınır. İkinci on rekâtı da ikinci on günü içinde kılınır. Üçüncü on rekâtı da üçüncü on günü içinde kılınır. Her rekâtta fatiha okunduktan sonra üç kere ihlâs suresi okunur, ihlası okuduktan sonra da üç kere de Kâfirun suresi okunur. Bütün rekâtlar bu şekilde okunarak tamamlanır. Bu namazın kılınma zamanı nafile namazların kılınacağı vakitlerdir. Belli bir vakti yoktur.

Selman-ı Farisi (r.) şöyle anlatmıştır: Rasulullah (s.) Recep ayının hilalini görünce, Selman-ı Farisi (r.) e hitaben buyurdular ki: “Ey Selman, erkek ve kadın müminlerden biri, Recep’de otuz rekat namaz kılsa, her rekatında bir Fatiha , üç İhlas ve üç Kafirun surelerini okusa , Allah Teala onun günahlarını siler ve ona ayın tamamında oruç tutmuş gibi sevap verir. O kimse gelecek yıla kadar namazlarını (bırakmadan) kılanlardan olur. Her gün için Bedir şehitlerinden bir şehidin ameli miktarı ameli yükseltilir. Recep ayında tuttuğu bir gün oruç için bir senelik, iki gün tuttuğu oruç için iki senelik günah, yedi gün tuttuğu oruç için cehennemin yedi kapısı o kişiye kapatılır, sekiz gün tuttuğu oruç için Cennetin sekiz kapısı o kişiye açılır, onbeş gün tuttuğu oruç ise o kişiye sema ve gök arasında nurdan bir merdiven hâsıl olur ecirleri oldukça yüksek olur. . Eğer Recep ayının tamamını oruçlu geçirir ve bu namazı kılarsa, Allah onu Cehennemden kurtarır, Cennete nail eder ve orada Hakk’ın yakınında olur. Bunu bana Cebrail (a.) bildirdi ve şöyle dedi: “Ya Muhammed! Bu namaz sizinle müşrikler ve münafıklar arasında bir alamettir Çünkü münafıklar bu namazı kılmazlar.’ Bu namaz her iki rekâtta bir selam verilerek kılınır on rekât bitince dua edilir.

Selman (r) der ki: “Ya Rasullallah! Bu namazı nasıl ve ne zaman kılmalıyım?“Ya Selman! Recebin başında on rekât kılarsın. Her rekatta bir Fatiha, üç İhlas ve üç Kafirun sürelerini okursun. Selam verdiğinde ellerini kaldırıp; “La ilahe illallahu vahdehu laşerikelehLehülmülkü ve lehül hamdü yuhyi ve yümitü ve hüve hayyün la yemütü , biyedihil hayr ve hüve ala külli şey’in kadir.” der ve ellerini yüzüne sürersin Ayın ortasında on rekât daha kılar ve onun da her rekâtında bir Fatiha, üç İhlas ve üç Kafirun surelerini okursun. Selam verince iki elini semaya kaldırır ve: “La ilahe illallahu vahdehu laşerikelehLehülmülkü ve lehül hamdü yuhyi ve yümitü ve hüve hayyün la yemütü , biyedihil hayr ve hüve ala külli şey’in kadir İlahen vahiden ferden sameden vitren ve lem yettehız sahibeten vela veleda” deyip ellerini yüzüne sürersin Ayın sonunda da , on rekat kılar , her rekatta bir Fatiha , üç İhlas ve üç Kafirun surelerini okur , selam verdiğinde ellerini kaldırıp: ‘ La ilahe illallahu vahdehu laşerikelehLehülmülkü ve lehül hamdü yuhyi ve yümitü ve hüve hayyün la yemütü , biyedihil hayr ve hüve ala külli şey’in kadir ve sallallahu ala seyyidina Muhammedin ve ala alihittahiriyne vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim” diye dua edersin Bu duanın sonunda dilediğini Allah -azze ve celle-‘den iste Duan kabul edecektir. Allah Teala seninle Cehennem arasında yetmiş hendek hasıl eder, her hendeğin arası, yer ile gök arası mesafe kadardır. Cehennemden afv beratı yazılır sırattan geçmene yol verilir. (Abdülkadir Geylani, Gunyetüttâlibin,550)

Bunun yanında illâki yukarıda anlatıldığı gibi namaz kılınır, başka türlü kılınmaz diye bir kural da yoktur. Kişi nasıl kolayına geliyorsa şartlarına ve tadili erkâna uymak kaydıyla dilediği şekilde ve dilediği kadar nafile namaz kılabilir.

Recep Ayında Bir Gün Oruç Tutmak, Bir Senelik Oruç Tutmak Gibidir

Abdullah ibn Abbas (r.) anlatıyor: “Rasûlullah (s.) bazı yıllar Recep ayında öyle oruç tutardı ki biz, ‘Galiba hiç yemeyecek (ayın her gününde tutacak)’ derdik. (Bazı yıllarda da öyle) yerdi ki biz, ‘(Galiba) bu ayda hiç oruç tutmayacak’ derdik.” (Beyhakî, Şuabü’l-İman, Hadis no: 3799)

Küçük yaştan itibaren Efendimiz’in (s.) yanında olan Enes b. Mâlik (r.) de şöyle anlatır: Rasûlullah’ın (s.) şöyle dediğini işittim: “Cennet’te Recep isimli bir nehir vardır. Sütten daha beyaz ve baldan daha tatlıdır. Kim Recep ayında bir gün oruç tutarsa Allah Teâlâ o kimseye bu nehirden su içirecektir.” (Beyhakî, Sünen, Fedâilü’l-Evkât, Hadis no: 8; Şuabu’l-İman, Hadis no: 3800; Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl, Hadis no: 24260)

Peygamber Efendimiz (s.) Receb-i şerif orucunun fazileti hakkında bir diğer hadislerinde ise şöyle buyurmuşlardır: “Bir kimsenin Recep ayında bir gün oruç tutması, bir senelik oruç tutması gibidir (o derece sevabı vardır). Yedi gün oruç tuttuğunda ise kendisine Cehennem’in yedi kapısı kapanır. Sekiz gün oruç tuttuğunda da Cennet’in sekiz kapısı ona açılır. On beş gün oruç tuttuğunda semadan bir münadi ona: ‘Geçmişte yaptığın bütün günahların bağışlandı. Kötülüklerin iyiliğe çevrildi. Haydi, yeni ameller işlemeye koyul!’ der. Kim bu ayda iyilik ve ihsanı artırırsa Allah da ona karşı ihsan ve nimetini artırır. Nuh’un gemisi Recep ayında yüzmeye başladı. Nuh (a.) bu ayda oruç tuttu ve kendisiyle beraber olanlara da tutmasını emretti. Nuh’un gemisi Muharremin onuna kadar tam altı ay bu halde seyretmeye devam etti.” (Beyhakî, Şuabü’l-İman, Hadis no: 3801)

Bir kimse Recep ayını oruçlu geçirirse onun için Allahu Teâlâ üç şeyi gerekli kılar:

“- Geçmiş günahları bağışlanır,

- Kalan ömrünün temiz geçmesini temin eder,

- Büyük huzura çıkılan kıyamet gününün susuzluğundan onu emin kılar.” Bu arada yaşlı biri ayağa kalktı ve:

- Ya Rasulellah!. Ben Recep ayının hepsini oruçlu geçiremem, buna gücüm yetmez, dedi. Bunun üzerine Efendimiz (sas) şöyle buyurdu:

“O halde ilkinden bir gün, ortasında bir gün, sonunda da bir gün tutarsın böylece ayın tümünü oruçlu gibi olursun. Zira yapılan iyilikler bire on sevap getirir. Ancak siz Recep ayının ilk cuma gecesini (Regaib gecesi) gaflet içinde geçirmeyiniz. Zira o öyle bir gecedir ki melekler o geceyi Regaib diye anlatırlar.

Şöyle ki;

O gecenin üçte biri geçtiği zaman semalarda ve yerde ne kadar melek varsa hemen hepsi Kâbe ve civarında toplanır. Allahu Teâlâ onlara:

“Ey meleklerim!.. Ne bu hal? Benden bir dileğiniz mi var ve benden dileyin ne dilerseniz.” Onlar şöyle derler:

“Rabbimiz!. Senden dileğimiz odur ki Recep ayında oruç tutanları bağışlayasın.”

Bir hadis-i şerifte:

“Recebi şerifin birinci gününde oruç tutmak üç senelik, ikinci günü tutmak iki senelik, üçüncü günü tutmak bir senelik küçük günahlara kefarettir. Üç günden sonra tutulan her gün için bir aylık küçük günahların affına sebep olur.” (Camiu’s sağirdan H. Cemal Eğretli s:366, A. Selaman Üç Aylar ilmihali, 75)

Recep ayı, Regaip kandilinden sonra ayrıca Miraç Kandili ile şereflendirilmiş bir aydır. Receb’in 27. gecesi Miraç, Şabanın 15. gecesi ise Beraat Kandilidir. Ramazanın 27. gecesini de bizzat Kur’an-ı Kerim’de  “leyletü’l kadri hayrün min elfi şehr (O Kadir gecesi ki bin aydan daha hayırlıdır.)“ denen, Kadir gecesidir.

Rasûlullah  bir hadisi şeriflerinde:

“Beş gece vardır ki onlarda yapılan dualar geri dönmez: Receb’in ilk gecesi, Şaban’ın yarısında olan gece (Beraat Kandili), Cuma gecesi, Ramazan ve Kurban bayramı geceleri “ buyurmuşlardır.

Cenab-ı Allah, zaman zaman kendisini unutan, nefsinin esiri olan biz kullarına bazı fırsatlar vermiştir. “İnsan“ sözcüğü ile “ Nisyan- Unutmak “sözcüğü aynı kökten gelir. “Hafıza-ı beşer nisyan ile maluldur “ diye boşuna denmemiştir. Unutmak dünya işleri ile ilgili olunca o kadar önemli değildir. Fakat kulluk ve kulluğun gerekleri ile ilgiliyse Allah korusun bizi felakete götürür. Bu aylar, unutkanlıktan, gafletten kurtuluş için birer fırsattır. Büyükler ” Recep ekim, Şaban bakım, Ramazan hasat ayıdır” demişlerdir. Bu ayları unutmayıp, bu aylarda farklı olmaya ve diğer aylardan farklı bir şekilde yaşamaya gayret gösterip. Recep ve Şaban’la temizlenip, Ramazanla kurtuluşa ermek gerekir.

Ashabın Üç Aylık Programı

Üç aylar gelince Sevgili Peygamberimizin ashabı şöyle bir program yaparlardı:

Sahabe-i Kiram Üç aylara girince, kendilerini Kur’an okumaya verirler, oruç tutarlar. Çokça salat-ü selamda bulunurlardı.

Ticaretle uğraşanlar borçlarını öderler, senelik hesaplarını yaparlardı.

Zenginler ise mallarının zekâtını hesap eder, fakirlere dağıtırlardı ki, ihtiyaçlarını alabilsinler, sıkıntılarını gidersinler. Böylece toplum neşe ve huzur içerisinde Ramazanı yaşasın ve bayram yapsın.

Hâkimler valiler, mahkûmlarla görüşürler, ekseriyetini affedip, tahliye ederlerdi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.