Oslo’da kurulan tezgâh tıkır tıkır yürüdü.
Önce barış geldi, analar ağlamadı, 13 yıllık felâket iktidarı 7 Haziran’da yediği şamarı, istikrarsızlık, bilerek yaratılan terör ve onunla sun’i mücadele ile atlatmanın, planladıkları Başkanlık ve “eyalet sistemi”ne geçişin yolunu açtılar.
1 Kasım’da halka ölümü gösterip sıtmaya razı ettiler.
Mankurtlaştırılan millet bunlara ekonomik sebeplerle oy verdiğini sanıyordu.
AKP hemen halktan sakladığı asıl amacına yöneldi.
Acil anayasa değişikliği ile Başkanlığa yani tek adam diktasına geçmek tek hedefleri.
İnsanı ürküten emareler aslında şaşırtıcı değil, hep yalan söylediler.
Biz, “21. Asır Türk asrı olacak” derken...
“Türk” adını anayasadan daha önce de silmeye kalkışmışlardı. “Andımız”ı bu amaçla kaldırdılar.
“’Ne Mutlu Türk’üm diyene’ lafını tutup her yere yaza yaza, Türkiye aslında ilkel bir hale dönmüştür. Bu laflar Türkiye’nin geçmişte bütün insanları İslam kardeşliği etrafında toplayan bütünlüğünü tehdit eder anlama gelmiştir.” diyen AKP’li Gül’dü.
Ne demişti RTE: “Türkiye’nin yarınında artık Kemalizme ve Kemalizm benzeri rejimlere, sitemlere yer yoktur... Bizim için en üst belirleyici, İslam’ın etkileridir. Her şey ona göre belirlenir.”
"Gazetenin bir tanesi yazmış 'Türkiye Türklerindir' diye. Ahlaksız bu, hayâsız" diyen de RTE idi.
“AKP ile hepimiz Türk olmaktan kurtulduk” diyen AKP’li İl Başkanı Aziz Babuşçu idi.
AKP MKYK üyesi Aktay’ın “Türk diye bir ırk yoktur” sözünü unutmadık.
AKP’li Kuzu’nun “Anayasadan Türk kelimesini çıkarmalıyız” sözünü de unutmadık.
Bunların Türkiye dışındaki Türklere de sahip çıkmadığını Uygurlardan, Türkmenlerden de biliyoruz. Mecliste Türkmenleri savunan MHP’li Uzunırmak ve Oğan’ın AKP’lilerin saldırılarına muhatap olduğunu da biliyoruz.
AKP’nin izniyle Türk düşmanı papaz 6. Konstantin’in kemiklerinin ayinle İstanbul’da gömüldüğünü de unutmadık.
AKP’nin, TSK İç Hizmet Kanunun 35. Maddesini değiştirerek askerliğin eski tanımındaki “Türk vatanını, istiklal ve cumhuriyetini korumak için...” bölümünü çıkararak, askerliğin “Harp sanatını öğrenmek ve yapmak sanatıdır” şekline dönüştürmesini de hatırlıyoruz.
600 yıllık İmparatorluk’tan kalan topraklarda İstiklal Harbi ile Türk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde Türk, Boşnak, Kürt, Zaza, Gürcü, Çerkez, Pomak, Çingene, Arap, Laz, Süryani, Ermeni, Yahudi, Rum, Yezidi yaşıyor.
Bize Çanakkale’de de İstiklal Harbi’nde de “birlikte” savaştığımız masalı anlatılır oldu. Oysa sadece Çanakkale’de ülkeye sıçrama yaptıracak “okumuş” Türk nesli yitirildi!
Bu 92 yıllık devletin adı da Türk’tür, halkına da “Türk milleti” denir.
Anayasalarımız hep böyle yazdı ama AKP değiştirmeye kalkıyor.
MHP’ye “hayırcı” damgasının vurulma sebebi de bu... Başkanlık uğruna “millet” deyip durdukları kimliksiz bir halk yaratma çabasındalar ama bindikleri dalı kesiyorlar.
Sahte bir “Osmanlıcılık” oyunu ile Türk oğlu Türk Osmanlı devletini “ümmetçi” gösterip onun rolüne soyunan bir “lider”le bir çıkmaza gidiyorlar.
Dediklerinin aksine tarihte Türk etnik bir kimlik olmadı, Türk devleti Osmanlı da bile.
AKP, terörün sebebini bile Türklüğe bağlamıştı. Kendi kurduğu vatanında, “Sen ‘Türk’üm’ dersen, başkaları da kendi etnik aidiyetini öne çıkarır” diyecek kadar Türk’e husumet içindeler.
Saçma sapan “anayasal vatandaşlık” dediler, olmadı; “Hepimiz Türkiyeliyiz” dediler, olmadı; bakalım şimdi ne demeye kalkacaklar?
Cumhuriyet’e “reklam arası” diyecek kadar padişahlığa hevesli AKP, Türk milletinin hiçbir derdine deva olamayacak, aksine 4 yıllık son döneminde devleti uçurumun kenarına sürükleyecektir.
Yüzde 49,5’un yeniden kazandırdığı ihtiras ve güç zehirlenmesinin getireceği millet yararına bir sonuç yoktur.
Sünnî-Alevî mezhep tartışmasıyla AKP, 60 milyonluk Türk nüfusu bile parçaladı.
Geriye kalanın 11 milyonu Kürt-Zaza, 2 milyonu Boşnak, 1 milyonu Gürcü, 2 milyonu Çerkez, 800 bini Arap, 80 bini Laz, 1 milyonu Arnavut, 700 bini Çingene, 60 bini Ermeni, 20 bini Yahudi, 15 bini Rum kökenli...
İşin ilginç yanı 1915’te öldürüldüğü söylenen Ermenilerin bir kısmının Kürt olarak yaşaması! Apo katili de bunlardan, Parmaksız Zeki denilen Sakık da bunlardan. “Yaşasın ezilen halkların dayanışması” sloganı bundandır.
Türkçe’nin ilim ve sanat dili olmadığını, Osmanlıca’nın üstünlüğünü dandik bilim adamlarıyla şırınga ettiler. Ne RTE, ne Davutoğlu asla “Türk milleti” demiyor. Laiklik ve Türklüğe alerjileri var.
Unutulan şeyin, Türk milletinin İslâm’ı kabulünden önce de büyük bir millet olduğu...
AKP-HDP ortaklığının meyveleri alınıyor; HDP, Öcalan ve özerklik karşılığı başkanlığı verecek.
Büyükşehir Belediye Kanunu ilk işaret fişeği idi.
Davutoğlu’nun Türk toprağına “Mezopotamya” lafı boşuna değildir.
Cumhurbaşkanlığı sözcüsü, Türkiye’de Türk milleti dışında bir halk olduğundan bahsettiğine göre geleceğimiz karanlık...
Sözcü Kalın, “Bütün halk kesimlerinin temsil edildiği yeni bir anayasaya ihtiyaç var. Yeni anayasa hukuka, insan haklarına saygılı olacak ve kuvvetler ayrılığı ilkesi sağlanacak” açıklaması yapıyor.
Kaos, terör, kan, istikrarsızlık ve koalisyonla korkutulan zavallı Türk milletinin oy verip iktidar yaptığı AKP’nin, ülkenin acil ihtiyaçları dururken anayasa değişikliğine sarılması tam bir ikiyüzlülüktür.
“Saray” sevdası ile Türklük imha edilmek istenmektedir. Oslo’nun gereği!
Ama Türkiye Türklerindir!
Mustafa ÖNDER
mustafaonder35@gmail.com