AKP, SİYASÎ ŞİZOFRENİDİR

Mustafa ÖNDER

 

PKK ağzı ile “Anadolu ve Mezopotamya” diye konuşan, Aynel Arap’taki teröristlere “Rojova’ya selam”ı yollayan Serok Ahmet’in hükümetindeki saray köstebeği...

Dolmabahçe mutabakatıyla eli kana bulaşan bakanın biri...

32 gün CHP’yi, 2 kere MHP’yi oyalayan Serok Ahmet’in o köstebeği, sarayın oyununu sürdürüp erken seçim kararıyla MHP ve Bahçeli’ye yükleniyor.

Belli ki karşılarında direnen sadece Bahçeli kalmış...

Müstemleke bakanı gibi Dolmabahçe Sarayı’nda PKK/HDPlilerle poz verip bebek katilinin isteklerini okuyan o bakan, “Türkiye’nin seçime gitmesinin sorumlusu Devlet Bahçeli’dir” demez mi?

Bu kadar yalanı bir şizofren söyleyebilir!

MHP kaç defa “4 şartımızı kabul edin koalisyona hazırız” demedi mi beyzadem?

Neydi bu 4 şart?

Bir: Anayasanın ilk dört maddesi değiştirilemez üzerine protokol...

İki: Çözüm sürecine son ve suçluların adalete teslimi...

Üç: Cumhurbaşkanı’nın saraya çekilmesi...

Dört: 17-25 Aralık sanıklarının adalete teslimi...

Eeee, kabul ettiniz mi? Hayır! Zaten hiçbir şey görüşmeye gelmemiş, sadece “erken seçim hükümeti” için destek istemişsiniz!

Bu yalanlarınızdan, gerçekleri çarpıtmanızdan, kapalı kapılar ardında film çevirmenizden bıktık, usandık!

Bu seçim sizin sonunuz olacak!

İkiyüzlü, yalancı, yolsuzluğa batmış, devleti çökertmiş, terörle müzakereye oturup azdıran bir hükümetin bakanı, çaresizlik ve kendi tuzağına düşmüş olmanın şaşkınlığı içinde Bahçeli’ye saldırıyor:

“Sayın Bahçeli beyefendi bir insandır. Ama yazılı metin okurken tam bir canavara dönüşüyor. Sayın Bahçeli’de kişilik bölünmesi var. Devletin tepesindeki isme, Sayın Cumhurbaşkanı’na hakaret ediyor.”

Kişilik bölünmesi bu köstebekte, Serok Ahmet’tedir, millet gördü!

Dolmabahçe’de Ala ile hindi gibi kabara kabara PKK bildirisi okuyan zavallı kafa, 7 Haziran hezimetinden sonra PKK düşmanı kesiliverdi!

Allame köstebek, kalkmış bir de, “Bahçeli Cumhurbaşkanı’nın erken seçim istediğini nereden biliyor?” diye sormaz mı?

“Cumhurbaşkanı’nın AKP’ye bir telkini ve tavrı söz konusu değil.”

Vah! Vah vaaahhh! Zekaya bakar mısınız? Yalakalığın bu kadarına pes denir!

Milleti salak, herkesi kendisi gibi alık ve saray kuklası sanıyor zahir!

7 Haziran’da eşekten düşen AKP, travma geçiriyor.

Saray, 60 gün koalisyon kurdurmadığı AKP Genel Başkanını ikinci defa seçim hükümetini kurmakla görevlendiriyor. Millî iradenin tecelli ettiği TBMM’de 550 vekilden hiçbirine görev vermiyor, siyasî partileri yok sayıyor. Hiçbir teamül ve değer umurunda değil!

O da korkudan cesaret edemediği AKP’li bakan adayları yerine, kalkıp CHP, MHP ve HDP’den bakanlık teklif ettiği isimleri basına yansıtıyor.

Bu Bizans oyununu, bu siyasi ahlaksızlığı kabul edebilecek CHP ve MHP’li yok!

MHP’nin hiçbir vekilin asla kabul etmeyeceğini bildiren açıklamasına rağmen Serok Ahmet, Ülkücü Hareketi kumpasa düşürmek için MHP’nin üç önemli ismi Tuğrul Türkeş, Meral Akşener ve Kenan Tanrıkulu’na bakanlık teklif ediyor.

Tamam, AKP bir çıkar partisidir, hiçbir kanun, teamül ve ahlâki değer taşımaz ama MHP bir “dava”nın siyasî teşekkülüdür, onun için sadece “milletin menfaatleri ve devlet önemli”dir. Bu kirli hükümete hiçbir Ülkücü asla katılmaz!

Karşısına kale gibi dikilen MHP üzerine kirli oyunların deşifresidir bu!

Saray, yandaş havuz medyasına, ak trollere, sahte anketçilere ne kadar MHP aleyhinde çalışma yaptırırsa yaptırsın MHP’den bir tuğla sökemez!

Nitekim Tanrıkulu, partiyi istismar ettirmemek için genel başkan yardımcılığından istifa etme yiğitliğini gösterecek iradeyi göstermiştir!

Meral Akşener de zaten “beni satın alamazlar” deme cesaretini göstermişti, görevi reddetti!

Tanrıkulu’nun istifası Davutoğlu’na bir demokrasi şamarıdır!

Akşener’in reddi ahlak dersidir!

Eli kanlı şizofrenlere irade, akıl, ahlak, millî değerler uğruna verilmiş bir derstir!

Zavallı Tuğrul Türkeş’i ise biz asla MHP’li ve Ülkücü saymadık, elma kurduydu partide.

Meşrebinin gereğini yapıp koltuk için AKP-HDP hükümetinde görev almayı kabul etmesine şaşırmadık!

Başbuğ’un kemiklerini sızlatan çapsız kimlikli Tuğrul’un bu görevi kabul edeceği, saraya koşa koşa gidişinden belliydi. Babasının bile görev vermediği bu çift kişilikli adamın MHP’de barındırılması zaten hata idi.

Ülkücü Hareket, en önemli devresinde ihanete soyunan Tuğrul Türkeş’i asla affetmeyecektir! İblise kölelik eden bir evlat, artık ne Başbuğ’la ne de MHP’yle anılamaz!

Şu iyi bilinmelidir, merhum Başbuğumuzun ailesine dönük “hatır”ı kalmamıştır!

“Mektupla bakanlık” devri başlatan şizofrenler, devleti şeytanileştirdi.

“Stratejik çukur”undaki Serok Ahmet’in teklifi hakikaten şahsî ikbal uğruna yıllardır AKP’nin hangi fırıldaklarla iktidarda kaldığının da göstergesidir.

Saray, menfaati için Davutoğlu eliyle Kürtçülere, bölücülere “bakan” olarak devletin odalarında dolaşma fırsatı vermiştir!

Bu ahlaksızlıktır, delilik alâmetidir, siyasî şizofrenidir!

Ne pahasına olursa olsun bu akan kanın, bunca hırsızlığın arsızlığın hesabı mutlaka sorulacaktır.

Denecek tek şey, Türk milletinin 1 Kasım’da bu kafaya kesin cevabını vermesidir!

DİKKAT!

Bunca kirli oyunun döndüğü günde interneti çökerten AKP iktidarı, ne yaparsa yapsın milletin yekvücut olmasını asla engelleyemez!

Korkunun ecele faydası yok ey siyasi şizofrenler!

 

Mustafa ÖNDER
mustafaonder35@gmail.com
facebook.com/mustafaonder15
twitter.com/mustafaonder07

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.