ALINTERİ, KELLE VE ŞEHİT!

Mustafa ÖNDER

  Eskilerin deyimiyle “bina ile zinaya kaldığımız” korkulan devir... İstanbul’u, Ankara’yı, Bursa’yı her yağmurda selin vurduğu, hortumların ortalığı darmadağın etmeye başladığı devir... Haram rantiyeyle yetim ve kul hakkı üzerine kurulan saltanatlar... Karşılarına çıkan herkesi alçak, namussuz, darbeci, hain ilan edebilen bir tayfası... Evlerinde kasalarla para bulunduran, ayakkabı kutularında para saklayan, çikolata kutularında rüşvet alan, milyarlık saat takan, akşama kadar paraları sıfırlayamayan, altın kaçakçısı rüşvetçiyi hayırsever işadamı ilan edenler... Başörtüsü, din iman, muhafazakârlık, millî irade falan filan... Cami bombalayacaklar, darbe yapacaklar, casuslar diye ordunun subaylarını yıllarca içeride tutmanın, insanların ve ailelerinin şeref ve namusu ile oynamakta sakınca görmeyen vicdansızlık... 17-25 Aralık yolsuzluklarını unutturmak adına onca polis ve ailesini dağıtmak, zan altında bırakmak günahının vebalini de taşıyacaklar... Kanun ve yönetmeliklerden sıyrılıp yandaşa ihale vermek için Kamu İhale Kanunu’nu 113 kez değiştirerek yamalı bohçaya çeviren din tacirleri... Bakana aşkla bağlanıp devlet çiftliklerine göz diken, TMSF eliyle ondan bundan el konan şirket ve fabrikalara oturan iş adamları... Devlet bankasından verilen krediyle bedava medya patronu yapılanlar... İhale almak için oluşturulan havuza para aktaran kişilikler... İktidar yandaşı olunca yasa, mahkeme kararları falan vız gelen arsızlar... Devletin Başbakanlık Sarayı bile yasa dışı bu ülkede... Erzurum’da çöken kayak tesislerinin müteahhidi AKP’li bir işadamı ve Kalkınma Bakanının çocukluk arkadaşı,“İslami-helal”otel kuran bir dinci... Sadece arsası 1,5 milyar olan BMC’yi 751 milyona alıp dindarlık taslayanlar... Kalyon’un sahibi olduğu Zirve Holdinge, Sabah-atv’nin verildiği havuzcular... Bu memlekette, patron adına Cumhurbaşkanı adayı Tayyip’e bağış yaptırılan asgari ücretli işçiler... Vergide cimri, lükste bonkör âleme ait 2008’deki jet uçağı sayısı 55 iken 98’e ulaşmış. Meşhur Cengiz İnşaat’tan Fettah Tamince’ye, Çarmıklı’dan Hamdi Akın’a ve Ilıcalı’ya kadar jetleri var. Para, lüks, kayırma, devlet hortumu ve kanlarını emdikleri emekçiler... Son olay 10 işçiyi 32.kattan yere çakarak hayatlarını söndürdü. Yine patron dedi ki: “Sektörel vaka...” Yine emanetçi yetim Ahmet dedi ki: “Onlar şehit... Arkalarından birer Fatiha okumalıyız...” Bunun kaderle, tevekkülle ne alakası var? 301 işçinin öldüğü Soma’da da “işin fıtratında var” demişlerdi. Yine ölenlerin ailelerine maaşla işi kapatacaklar 3-5 gün sonra da unutulacak. Alınterini, emeği, bilek gücünü taşeron şirketlere kiraya verdiler. Asgari ücrete, kimi zaman aylarca alamadıkları maaşa çalıştırılıyorlar. 10 işçinin öldüğü rezidansta inşaatın erken bitirilmesi ve firmanın kârını artırabilmesi için İstanbul Valiliği’nce gece-gündüz çalışma izni bile verilmiş. Sahibi de Bakliyatçılık yaparken AKP döneminde yandaşlık ödülü milyarlara kavuşan şirket, AKP’nin erzak paketlerinden köşe olup TOKİ müteahhidi olan Torunlar... Stadı yıkıp rezidans diken görgüsüzler... 20 dönüm diye 500 milyona alınıp 50 dönüme çıkarılan araziye rezidans... Ve onlara “kamu yararı gerekçesiyle gece-gündüz çalışma izni” verenler... Olayı protesto etmeye gelen vatandaşa karşı betonu korumaya koşan devlet-polis.... Görev süresinde 5 bin işçinin öldüğü çalışma bakanının istifa etmeyişi... Yetim Ahmet ise memleketinde başbakanlık havası atıyor, padişahı gibi uçaktan Konya-Alanya yolunun 2,5 saate ineceği müjdesi veriyor. Rantın yol inşaatında olduğunu o da kavramış! Asansörde 10 ölü verilen inşaat ile Soma faciasının iş güvenliği sorumlusu da aynı şirket... Fakir fukaraya iş ve aş yerine verdikleri torba torba kömürü çıkarıp devlete satan Soma’daki şirketle ortak yanları var. 7 Ağustos’ta çatısı uçan rezidans 10 işçinin öldüğü aynı inşaatta, aylar önce 19 yaşındaki bir işçi 15. kattan, üzerinde durduğu sepetin halatının kopması sonucu, yere düşüp ölmüştü. Yandaş medya olayı yazmadı çünkü okkalı reklam aldılar. Bunca talan, hortumlama, hırsızlık, soygun yetmemiş olmalı ki, fakir fukarayı ümitle beklettikleri torba kanuna sinsice ilçelerin sınır değişimini koyuyorlar. AKP’li belediyeye yeni rant kapısı olsun diye... CHP’li Ataşehir’in bir mahallesini AKP’li Ümraniye’ye bağlayıverdiler. Yolsuzluk operasyonunda gözaltına alınan Ağaoğlu’nun işini görecekler yani... Bunca cinayetin, soygunun, hırsızlığın üstüne perde olsun diye Beşiktaş taraftarı Çarşı grubunu müebbetle yargılayacaklar... Gezi’de darbe yapacaklarmış! Bir de taa Galler’e kadar Obama ile görüşmeye gidip Pensilvanlıyı istediler... Laf olsun torba dolsun, günahların üzeri Feto ile örtülsün diye... Bunca acıya, gözyaşına, aha, harama, günaha rağmen geceleri nasıl uyuyorlar acaba? Ölenlere Fatiha okuyup “şehit” diyerek mi? Ama onlar “kelle” değil miydi ağalar?   Mustafa ÖNDER mustafaonder35@gmail.com  

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.