Asena dediler olmadı, Topuklu dediler tutmadı, Anatürk dediler olmadı, Başbakan dediler, daha tüzüğü aşamadı, şimdi “Başbuğ Meral” diye bağırışıyorlar!
Şuursuzluğun tavan yaptığı devirdeyiz!
Aynen 1997’deki gibi…
Başbuğ’a başkaldıran şuursuzluk tekerrür ediyor!
Ne Ülkücülük, ne Türk milliyetçiliği ideolojisi, ne de Başbuğ Alparslan Türkeş’in kutlu davası umurlarında…
Ablalarını genel başkan yapıp hızla iktidara koşacaklar ve ganimete konacaklar!
İhtiras, intikam ve iktidar!
Bir bilseler Ablalarının etrafındaki çemberi…
Bir fark edebilseler, Ülkücü olmayan güruhu…
Yok ille bir hayal kırıklığı yaşayacaklar…
Herşeyi anlarım da “Başbuğ Meral” narası atan gafleti anlamak mümkün değil!
Bindirilmiş kıtalar, Bolu’da yağmur altında Ablalarını karşılıyor.
Başlıyorlar “Başbuğ Meral” diye tempoya…
Ablaları müsaade etmeyince, bu sefer “Başbakan Meral” diye tepiniyorlar!
Bu güruha “Başbuğ” sloganı attıran kafanın Ülkücü Hareketle ne alakası olabilir?
Hadi kara gözlüklü, ikbal peşindeki tayfayı anladık da, samimiyetle “değişim” diye tutturan Ülkücü kardeşlerimizin “Başbuğ Meral” demesi nasıl açıklanabilir?
Bu davanın lideri Alparslan Türkeş Beydir ve Türk milliyetçilerinin Başbuğ’u odur!
Yedi nehirde avlanıp MHP’yi kumpasa almaya kalkan devşirmelere bir Ülkücü nasıl “Başbuğ” diyebilir? Hem de kendilerine “Bir sürü geri zekalı” diyen birine!
Bu kötü örneklerden, Erzurum’da Ülkücü ağabey olarak namlanmış biri, “Doğunun Başbuğu” etiketi takılmış biri, ihtiras içinde Devlet Beye iftira attıktan sonra Türkeş Beyin kemiklerini sızlatmasını artık yadırgamıyoruz.
Bu akla ziyan değişim fırtınası ve paradigma metaforu içinde, sadece ve sadece “koltuk” için kardeş kavgasına tutuşturulan Ülkücülerin mankurtlar gibi Başbuğ Türkeş’ini unutup Ablalarına “Başbuğ” yaftası yapıştırabilmesine ne denebilir?
Belli ki bu kitleleri birilerinin parası ve otobüsleri ile şehir şehir dolaştırıp orada burada slogan attıranların ar damarı çatlamış…
Ülkücü Hareket’i “yapı” olarak gören, eskiden MHP’de görev almış bir Ülkücü hâkimi HSYK’ye şikayet eden Ablalarına “Başbuğ” diyen zavallılar…
Kahrolası bir hırs, “iktidar” havucu ile kandırılmış Bozkurtları, Doğru Yol’ıun Kıratı ve ANAP’ın çiçekten çiçeğe konan Arısına benzetmeye çalışıyor, galiba başarılı olmak üzere…
Genel Merkez’in 10 Temmuz’da Arena’da kongre çağrısına rağmen, kendini Çağrı Heyeti yerine koyarak hukuk tanımazlığını bir kez daha ortaya koyan S.Oğan efendi de ayrı bir ihtiras örneği… Ablanın gölgesinde kalmak istemeyen bir figür…
Fırıldak İsmail ise yarım aklıyla “Maral Abla Efsanesi” üretiyor, yalakalık kolay değil tabii…
Mafya, sermaye, cemaat, medya destekli bu muhterisler, 9 Işık ve Başbuğ’dan hiçbir iz bırakmamaya kararlı…
Kırk çanaktan nemalanıp Türk milletinin son ümidi MHP ve Türk milliyetçilerini sömürerek AKP’nin ve Başkanlık’ın önünü açacaklar…
Sonrası tufan…
İddia ediyoruz ki, Ablaları başkan olsun, sahtekâr medya o gün MHP’yi gündemden düşürecek ve seçimlerde de asla yer vermeyecektir.
Bu işin sonu hüsrandır…
Ülkücü Hareket’in kalesinde Allah’tan Devlet Bey vardır ve güvencedir.
Yeter ki Devlet Bey, kozları doğru kullanarak mevcut süreci iyi yönetsin ve bu ihanet ve Ablalarına “Başbuğ” diyen çakal sürülerine fırsat vermesin…
Yoksa Ülkücü Hareket’in geleceği yine karanlık ve çile!