AKP sinsice Türk ve Atatürk düşmanlığını sürdürüyor.
Bir “arena” merakları var…
Kendilerini Roma imparatoru sanıyorlar… Neredeyse gladyatörler de sokacaklar!
TDK’nin Türkçe Sözlük’ünde “arena” için: “Fransızca. 1.isim. Boğa güreşi, yarış, oyun vb gösteriler yapılan alan. 2. Siyasi çekişmelerin geçtiği yer.” diyor.
“Stadyum” ise, Latince kökenli isim. “Takım oyunları, atletizm karşılaşmaları ve çeşitli törenlerin yapılabilmesi, seyircilerin de bunları izleyebilmesi için oturma yerleri olan alan, stat.” demek.
Şimdi sadece futbola hizmet eden ama AKP’den önce 19 Mayıs, 23 Nisan, 29 Ekim gibi milli bayramların kutlandığı yerlerdendi statlar.
Lideri “topçu” olan AKP, eski statları yıkarak durmadan yeni statlar yapıyor. Birçok ilde “Atatürk, 19 Mayıs” adını taşıyan statların yerine yapılanlara “Arena” adını verip sinsice Atatürk adını siliyorlar.
Antalya Atatürk Stadını yıkıp yenisine Antalya Arena dediler, Eskişehir Atatürk stadının yerine Hatay Arena, Samsun 19 Mayıs Stadı yerine Samsun Arena dediler…
Yeni anayasadan Türklüğü ve Türkçeyi silmeye çalışan ve “Türkçe’nin ilim dili olmadığını” iddia edip Osmanlıca ve Arapça sevdalı milliyetsiz zihniyetin bu Fransızca “arena” merakı psiko-sosyal bir hastalık emaresi…
Hiç “Türk” demedikleri gibi asla “tek dil” de demediler…
İçlerindeki Kürtçülük zaman zaman depreşiyor. Malatya Belediyesi Seyit Onbaşı Sokağı’nın adının “Ahmet Kaya Sokağı” olarak değiştirdi…
Bu Cumhuriyet isimleri ile oynama merakı Gül’le başlamıştı.
“Ne mutlu Türküm diyene lafını tutup her yere yaza yaza Türkiye aslında ilkel bir hale dönmüştür. Bu laflar Türkiye’nin geçmişte bütün insanları İslam kardeşliği etrafında toplayan bütünlüğünü tehdit eder anlama gelmiştir” diyen Gül, “Güroymak”a, “Norşin” dedi.
RTE, “Türkçe ile felsefe yapılmaz” diyor Osmanlıcaya hevesleniyordu. Hâlbuki 2012’de Türkçenin en zengin dillerden olduğunu söyleyen de kendisiydi.
Bütün dertleri aslında Atatürk ve devrimleri. Harf inkılâbı için “Sabah kalktığımızda dilimiz yoktu” diyecek kadar ileri gitmişlerdi.
Milleti çözen kafa, dilde de çözülmeye adım atmaktan çekinmedi. Diyarbakır “Amed” oldu, hatta Cumhuriyet’in TFF’si Amedspor adını kabul etti. Tunceli’ye Dersim dediler.
Eğitim Bakanı “Molla Kasım”ın icraatından memnun AKP kadroları “10. Yıl Marşı”nı faşist marş olarak niteledi. “Ne mutlu Türküm diyene” sözünü silerek Türkün hafızasını silmeye çalışıyorlar.
Türkiye’ye değil, Kürtçülüğe hizmet ediyor. “Türküm, doğruyum, çalışkanım”dan rahatsız olup Andımız’ı yasakladılar.
Yaşayan, görevde ve siyasî otorite olan kişilerin adını üç-beş densizin teklifi, yardakçılığı, kraldan çok kralcılığı nedeniyle oraya buraya vermek gaflettir, edepsizliktir.
Hele hele yıllarca posta adresi, mekân tarifi olarak yerleşmiş cadde veya sokağın adını değiştirip bir siyasetçinin, bir ünlünün adını vermek halka hakarettir; anıları silmek, millî bilinci, tapu kayıtlarını yok etmektir, tarihe ve sosyolojiye saygısızlıktır.
Bir kimlik o isimler... Müştereklerde birleşip “millet” olmanın, yaşanılan toprağı “vatan” bellemenin belleğidir. Ama memleket vefasız, tarih ve dil bilincinden yoksun şuursuzlarla dolu. “Kırşehir” adını değiştirelim diyen valiyi de gördük. Bu kafayla “Bozcaada”ya da bir isim uydururlarsa şaşırtmaz!
Samsun’da “Barış Bulvarı”nın adı “Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı” ve “Cağaloğlu Caddesi”nin adı da “Abdullah Gül Bulvarı” olarak değiştirildi, Erzincan’da “75. Yıl Bulvarı”nın adı “Binali Yıldırım Bulvarı” yapıldı.
Yozgat-Yerköy’deki Atatürk Bulvarı’nın adı “Bekir Bozdağ” oldu.
Bir ara Mudanya’da restore edilip kültür merkezi yapılan eski kiliseye “Faruk Çelik Kültür Merkezi” adı verilmişti, şimdi adı “Trilya Kültür Merkezi”...
Küçükçekmece’de yapılan merkeze önce “ArenaMega Gösteri Merkezi” dediler, sonra Tayyip bey “Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi” yapıverdi. Beykoz’daki “Feridun Karakaya Sahnesi”, “Ahmet Mithat Efendi Kültür Merkezi” adını alırken, “Necip Fazıl Kısakürek” adını alan kültür merkezi de yeniden “Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi” oldu.
Diyarbakır’daki “Dağkapı Meydanı” birden “Şeyh Sait Meydanı” oldu; Elazığ’da halkın “PTT Meydanı” dediği yere, “İzzet Paşa Meydanı” adını taktılar. Hatta Tayyip uğruna, Şanlıurfa’daki “Topçu Meydanı”nı “Rabia Meydanı” yaptılar! Yandaşlar, Adapazarı’ndaki meydana Filistinli “İzzettin El Kassam” demeye kalktı.
Van-Erciş’te yıkılarak yeniden yapılan “Atatürk İlköğretim Okulu”na ”Tenzile Ana İlkokulu” adını koydular.
Ama bu açtıkları kapıdan Kürtçüler de girip Erciş’teki “Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı”nın adını “Celadet Al Bedirhan” olarak değiştiriverdi!
Seçimden seçime milleti aldatan AKP, sinsice Türk ve Türkçe düşmanlığına devam ediyor… Ama tarih asla affetmeyecek ve bu devran böyle gitmeyecek!