17-25 Aralık’tan beri çatlaklar büyüyor. Önce cemaatle düşman oldu. Sonra Gül’ü tasfiye etti. Sırada Arınç, Çiçek ve Babacan gibiler var. Onu kendilerine “rol model” ilan eden çingenelerin “yüzyılın devlet adamı ödülü” vereceği Padişah, “Çingene çorbası”na döndürdüğü memlekette katrilyonluk kaç-ak sarayında cumhura reislik edeceğine hala ona buna talimat vermekle meşgul... Merkez Bankası’na faizi düşürmek için yapmadığı baskı, tehdit kalmadı. O tehdit ettikçe dolar yükseliyor, borçlarımız artıyor, şirketler sıkıntıya giriyor. Öyle sanıyorum ki onun yüklü miktarda doları var ve bile bile ateşini körüklüyor. Gözünü güç ve para hırsı iyice bürümüş anlaşılan... O konuştukça millet batıyor. Çok dillendirdiği “faiz lobisi” kendisinden başkası değil! Aylar öncesinden toplantılarda Bank Asya’nın batık olduğunu söyleyebiliyor. Havuz beslemesi basın yatıp kalkıp “Başkanlık sistemi” ile oyalarken... AKP borazanı RTÜK Başkanı, toplantı salonuna çağırdığı özel güvenlikçilerle üst kurul üyelerine gözdağı vermekle meşgulken... Artık AKP’nin resmi yayın organı olan TRT, saatlerce Bank Asya’ya “el konulduğu”nu duyurdu. Haber asparagastı ve el konulma söz konusu değildi. Oyunun başrolünde jöleli Yiğ-it Bulut vardı. Dandik, pespaye, tasmalı ve TMSF yosması yandaş medya bayram etti... Sabah, “Ban Asya’ya TMSF operasyonu”; Yeni Şafak ise “Gereği yapıldı” başlığı attı. Milliyet ise “Bank Asya’da TMSF dönemi” dedi. Ülkenin bankasına el konulmasını alkışlayan müstemleke basını karşımızdaydı yine! Üstelik yine yalan yazarak... Her zamanki iki yüzlülük, çift kişiliklilik yine arz-ı endam ediyor... Yandaki fotoğrafta kim var? Fethullah ve Tayyip... 1996’da Bank Asya’nın açılış törenindeler... Güle oynaya kurdela kesiyorlar! Tansu Çiller, Abdullah Gül ve İhsan Kalkavan ile birlikte... Sevgili Burak Özcan’ın deyimiyle, “Dün açılışta boy gösterdikleri yere bugün ‘in’ diye girdi”... Akşam polis baskınıyla Bank Asya’ya giriyorlar. Hukuk mukuk viz gelir... Bankada kaos yaratıp milletin parasını çekmek için kuyruk oluşturacağı ümidiyle bekleşiyorlar... Baltayı üçüncü defa taşa vuruyor, intikam silahı geri tepiyor! Birincisi 17-25 Aralık baskınındaki panikleriydi, tam bir suçüstü haliydi. İkinci balta AOÇ’ye Başbakanlık diye kaçak yapılan saraya el koyup imparatorluk sarayı ilan etmekti. Millet, başkanlık yalanıyla nasıl bir tiranlığa, diktatörlüğe özendiklerini anlamıştı. Üçüncü defa geri tepen silah, Bank Asya’ya yapılan baskın oldu. Bank Asya’daki durumun onu delirttiğini sanıyorum. Milletin parasını çekmek için kuyruk oluşacağını sanıyordu. İnadına para yatırmaya koştu halk... Bu siyasi düşmanlığın ilk emaresini 2013’te İçişleri Bakanı Ala, dolar stoklayanlardan bahsederek vermişti. Sonra Padişahın, Bank Asya’nın anahtarlarını masasında istediği söylendi. Kini o kadar büyüktü ki, bir toplantıda “O banka batmış” diyerek banka batırmaya yönelik maniplasyon yapan Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçti. Ve gece bankayı bastılar, genel müdür atadılar. BDDK ve TMSF yetkilisi için vekillik sözü verildiği ayyuka çıktı. Basın toplantısına bırakın “muhalif” gazeteleri, banka ortağı Zaman ve Samanyolu muhabirlerini sokmadılar! O kadar tembihliydiler... Ve... Padişah vesayetindeki Serok Ahmet demiş ki: “Bank Asya hukuki kriterlere uymamıştır. Bank Asya'ya el koyma siyasi bir karar değil” Güler misiniz, ağlar mısınız? AKP’nin beslediği canavar kendini yiyor! Mustafa ÖNDER