Bir an, acaba dedim bir film setinde miyiz? Acaba, Battal Gazi filmi burada mı çekiliyor? Acaba, Padişah filmin bir sahnesinde pat diye Kaç-Ak Saray’ın merdivenlerinden inip gelecek mi? Sayın Bahçeli bile, “Merak ediyorum, Sayın RTE, bir gün hangi kıyafetle sarayda görünecektir!” demekten kendini alamamış! İnternette ortalık yıkılıyor... İtibar, şeref, haysiyet, güç, gurur, kibir mizah konusu! Laik, üniter ve sosyal hukuk devletinin reis-i cumhuru sarayda... Cumhuriyet’in Cumhurbaşkanlığına yaptığı hiçbir köşkü beğenmiyor, Osmanlının köşk ve saraylarını tercih ediyor. “İtibar” uğruna devletin milyarlarını şaşaaya harcamaktan çekinmiyor. “Millet” sokaklarda donarak ölürken... Milyonlarca genç işsizken... Parasıyla 333 bin gence aylık 2 bin liradan bir yıl maaş ödenebilecek sarayda caka satıyor! Trajedi... “İtibarlı devlet”, Ermenek’te vatandaşına 5 liralık kara lâstik gönderiyor! Bu işte bir gariplik var. 1071 öncesinden haberi olmayan, asla “Türküm” demeye dili varmayan, Türkçeyi küçümseyen, Selçuklu ve Osmanlı diye yırtınan saray, eski tebası Filistinlilerin liderine tarih gösterisi yapıyor... “İmparatorların imparatoru” olarak 16 Türk devletinin askerleri arasında Battal Gazi edasında Kaç-Ak Saray’ın merdivenlerinden iniyor. Filistin Devlet Başkanı Abbas’ı merdivenlerde karşılıyor. Arkasında güya devrin kıyafetleriyle 16 Türk devletini temsil eden askerler! Salonda da Muhafız Alayı... Sadece Mehter eksik! Allah vere de şu meşhuuur “eski” Ülkücü müsveddeleri, “Asıl milliyetçilik budur!” demese bari! Dikkat edin, o fotoğrafta Filistinli Abbas hiç mutlu değil nedense? İngiliz Guardian bile bu sahnedeki askerlerin kıyafetlerinin inandırıcı görünmediğini ve Türk tarihindekilere göre fazla ışıltılı olduğunu yazmış. Ama o sahne için havuzun yosması Sabah’taki manşete bakın: “2 bin yıllık mesaj... İslam karşıtlığını kışkırtan Batıya mesaj” Dönme Türkiye ise demiş ki: “Abbas’a Saray’da tarihi karşılama!” Breh! Breh! Hakanların hakanı! Seçimden önce Türklüğü ayakları altına alıp sarayda uyduruk tarihî kıyafetlerle Türk’ü sergilemek nasıl bir ruh halidir? Önünden kibirle geçtiği askerlerin devletlerinin adını sayamayacak bir çift kişiliklilik değil de ne? Canlı yayında “Başkanlık isterim” deyip on dakika sonra “Ben öyle bir şey demedim” diyen bir kendini inkâr! Kumpas kumpas askeri, adli, bürokratik vesayeti kırdıran kahraman, kendi hanedanının vesayetini yine askerlerin mızrakları altında kuruyor. İşin acı yanı bu senaryonun teklifi Muhafız Alayı’ndan gelmiş... 16 Türk devleti bayrağını saray içinde de yaşatalım demişler, Padişah da kabul etmiş. Hatta geçtiğimiz 30 Ağustos resepsiyonunda uygulamaya sokmuşlar. “Millî iradenin Başbakanlığı”na yapılan Kaç-Ak Saray’a el koyarak hegemonyasını çoktan ilân etmişti... 1150 odaya saraya kendi sadaretini de yerleştirdikten sonra boşuna Kolkoparanoğlu Ahmet,“Ben Sadrazamım” diye ortalıkta rolü gereği geziyor zaten! Her şeyi gibi muhafazakârlığı, demokratlığı, adaleti, ekonomisi sahte AKP’nin Padişahının saltanat merakı nereye kadar tırmanacak merak ediyoruz. Yine de... Bu işten Yeşilçam kârlı çıkabilir. Hazır bir muhteşem saray, dev uçaklar, zırhlı araçlar, atlı birlikler, hazır figüranlar, altın kaplama ayakkabı kutuları ile dolu saray kasaları ve hazır hakanlar hakanıyla mükemmel bir film seti... Senaryo bile hazır: “2071 Tayyip Hanedanı!” Hadi görelim sizi!