Bazıları Cami Duvarına Siyiyor!

  Bu güç zehirlenmesi, bu kibir, bu başkalarını tahkir, bu mağruriyet, bu görgüsüzlük, bu riyakârlık, bu pervasızlık, onları hızla ahlâksızlık ve edepsizlik çukuruna götürüyor.   Hani bir laf var, “Efendiyi efendi eden uşağıdır” diye. Birilerini “padişah” yapan dalkavuk uşağa bakın ‘efendi’nin kimliğini çözersiniz.   Adam Van’lı ama Gaziantep’ten vekil. Adam, İstanbul Üniversitesi’nden mezun ama Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde asistanlık alıyor, “Ali Süavi” üzerine çalışıp İstanbul Üniversitesi’ne geçiyor, sonra Yüzüncü Yıl’da Yard. Doçent oluyor.   1999’da DYP’den Van milletvekili seçilmişken istifa edip AKP saflarına katılıyor. Önce Kültür sonra Millî Eğitim Bakanı yapılıyor ama adeta azledilip partide görevlendiriliyor.   O gün bugündür, “Ahmağa yüz, abdala söz vermeye gelmez” sözünü doğrulayan densizlikleri ile kamuoyunun gündeminde. Bir “mitomani” hastası! “Maymuna bak” hilesini pek seven efendisi de, işine geldiği için, onun bu hadsizliklerini görmezden geliyor.   “Akıllı bildiğini söylemez, deli söylediğini bilmez” diye tam da Kürtçü Çelik için söylemişler. Ne demişti 2010-KPSS kopya skandalında? “Birileri bu memlekette bir cemaat paranoyası oluşturmaya çalışıyor. Kar yağsa cemaatten bilecekler.” Şimdi o cemaat paralel, haşhaşi, darbeci!   O, “Stadyum törenleri kaldırılsın” diyen Maarif Nazırı! MEB’in 2004'te 135 ilköğretim okulu için açtığı 62 ihalede yolsuzluk tespit eden Kamu İhale Kurumu, Başbakanlıktan resmen soruşturma açılmasını istediği Maarif Nazırı! TV’de, “Camiye gittiğini özellikle göstermeye çalışan bürokratlar var.” diyen kadına, “Sen kaç kere cumaya gittin? Nerden biliyorsun?” diye soran adam!   “Gençliğe Hitabe ayet mi?” diyebilen molla! “Birkaç Mehmet’i şehit ettiler diye gündem olmamalı” diyen yobaz! Ahlâk bekçisi kesilip çift eşli yaşayana, “Adam hacı mı olur ulaşmakla Mekke’ye, eşek derviş mi olur taş çekmekle tekkeye?” atalar sözünü hatırlatmalı...   Padişahın oğlunun iş yapmasını “serbest piyasa ekonomisi”yle açıklamıştı bu allame. “Akıl bir attır, dizgini arifin elinde gerek” bilirsiniz; doçent de olsa, 17 Aralık operasyonunda "İçişleri bakanı oğlunun gözaltına alındığını sonradan öğreniyor.” diyecek kadar hukuk fakiri!   En son, Soma’da vatandaşa yumruk atarken videosu bile olan Padişahı savunmak için söylediği katmerli yalan: “Yalan! Öyle bir şey yok! Sadece bir iddia! Bir fotoğraf karesiyle yargılayamazsınız!”   “Efendiyi efendi eden uşağıdır” dediydik ya, cumbaba adayı Tayyip, İhsanoğlu için, "Buldular bir monşer halkın karşısına çıkardılar" ifadesini kullanıyor. Onlar için tek hedef Çankaya... Millî-manevî hiçbir değer, kural, töre tanımaz oldular. Dalkavuğu küstahlıkta ondan eksik kalır mı?   AKP’li Kürtçü, Tayyip’e TRT ve medyada daha fazla yer verildiği eleştirilerine, “Ses sanatçıları diye bir dernek kuruluyor. İbrahim Tatlıses veya Orhan Gencebay aday. Onların medyada göreceği ilgiyle bir taverna sanatçısının göreceği ilgi aynı olabilir mi?” gibi son derece seviyesiz, haddini aşan, edepten uzak bir yakıştırma yapıyor!   Ülkeye cumhurbaşkanlığı için medenî cesaretiyle aday olmuş Profesör İhsanoğlu’nu taverna şarkıcısına benzeten bir küstahlık! Arabesk müziği ile taverna müziği arasında ne fark var? Besen’in de, Gencebay’ın da müziği, Çelik’in de özendiği “Arabesk”, yani “devşirme”dir. Ama fark Gencebay ve Tatlıses’in Tayyip’in vitrininde “gösterici” olmasında değil mi?   İyice şirretleşen o densiz Kürtçü, muhalefeti suçlayayım derken iyice çamura batıyor: “Dünyanın en yalancıları, muhataplarını yüksek sesle yalancılıkla suçlayanlardır!”   Allah aşkına, önüne gelene “hain, haşhaşi, edepsiz, ahlaksız, namussuz, alçak, şerefsiz” diyen, doğmamış çocuğunu bile siyasetine yalan malzemesi yapan ve meydanlarda haykıra haykıra iftira savuran kim?   Ve... Şu, “Bizim memlekette en çok var olan insan türlerinden birisi de Musa gibi konuşup Firavun gibi icraat yapanlar” kim? Ülkenin en ünlü “takiyeci”leri kim? “Ar, Tanrı’dan korkmayana bardır” değil mi?   Hakikaten, şirazeden çıkanlar cami duvarına siyiyor! Bu işin sonu çok kötü olacak!