“BEN YORULDUM HAYAT…”

Mustafa ÖNDER

 

-Mustafa Pehlivanoğlu’na selam olsun-

 

“Ben yoruldum hayat…”

Sazın bam teline vuruyor adam… Piyanonun en yumuşak tuşuna…

Gözyaşına dokunmayan Ülkücü var mı?

İçimde en yaman davaların mahkemeleri kurulmuş… En zalim hâkimleri karşımda…

Yağlı urganlarla uğraşırken “zart” diye bir saz…

İçime ilmek ilmek bir kilimi dokuyor sevda yüklü… Kavuşamamış, mahsun…

Sonra kurşun gibi piyano tuşları… Bam! Bam!

Ha Dursun Önkuzu, ha Fırat be yiğidim, ağlatmayın beni…

Sonra adam gibi bir adam, kılığı kıyafeti yerinde, öyle saç baş dağınık değil, öyle darmadağınık kıyafette değil, öyle esrarkeş “modunda” değil, bir delikanlı… Takım elbiseli, kıravatlı, saçı başı traşlı Mümin diye bir sanatkâr…

Papyon kıravatlı beyaz gömlekli bir saz sanatkarıı çalışıyor…

Hani Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dinlediği gibi..

“Gözümden gönlümden düşen düşene… Gözdağı verme…”

Gözdağı dediğin nedir çocuk?

“Ben yanıldım hayat, vurma yüzüme…

Yol verdim sevdanın en delisine…”

Nasıl bir sevda, de bana, darbelerin karanlık gecelerinde yağlı urgan geçerken boynuna anacığına iki satır mektup mu çocuk?

“Bismillah”lı, “Ne mutlu Türküm diyene”li iki satır, “Hakkınızı helal edin” diyen son satır mı çocukk?

“O yüzden ömrümden giden gidene…

Şu yalnız başımı eğdirme benim…”

Yol bulamadık Mustafa, her yön karmaşık, her yön çapraşık…

Sen yağlı urganda cennet yolunda, biz Araf’ta taht kavgasında çocuk…

Neyine eğdirmem başını çocuk, neyine?

“Yol verdim sevdanın en delisine…” Mustafa…

“O yüzden ömrümden giden gidene” Mustafa…

Gidenler! Yağız atlara binip gidenler!

Hayatı kör ve topal atlara bırakıp gidenler!

Beni yetim, öksüz bırakıp gidenler…

Olmadık yerden karşıma çıkıp ahkam kesenler!

Darbe, mapusane, darağacı, görüşmeci bekleyenler…

İkbal, istiklal ve istikbal ümit edenler…

“Ben pişmanım hayat sorguya çekme…”

Deyin bana “eskiler”, “yeniler”, “Taş medreseliler”…

“Dilersen infaz et, kar etmez dilime,

Sözlerim ağırdır dokunur kalbe

Şu suskun ağzımı açtırma benim…”

Gerisi laf ü güzaf… Gerisi tevatür… Gerisi sevda…

Gerisi Atatürk, gerisi Başbuğ, gerisi dava…

“Şu suskun ağzımı açtırma benim…”

Mürekkep bitti… “Ben yoruldum hayat…”

 

Mustafa ÖNDER

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.