Koltuk, siyasi ikbal, rant ve güç zehirlenmesi hiç semtine uğramadı…
Türkiye Cumhuriyeti ve asil Türk milletinin beka, huzur ve refahı dışında bir şey düşünmedi…
Tekrar ediyorum; hiç aldatmadı ve aldanmadı…
İnadına hep haklı çıktı!
*
Sabır, cesaret, feraset, tecrübe, akıl ve vicdan ölçüleri hep önde oldu…
Maddi ikbal derdi zaten hiç olmamıştı…
Öncesini saymıyorum…
Sabahın erken saatlerinden gecenin geç saatlerine kadar, Türk milletinin, Ülkücü Hareket’in mutlu geleceği için çabalıyor 20 senedir!
O’nun adı Devlet Bahçeli…
Türk dünyasının ümidi…
*
2010’lardan beri son yıllarda başımıza gelenler için hep uyardı, çareler sundu, dinlememişlerdi, hep haklı çıktı…
O’na “içeride ve dışarıda” kurulan kumpasların haddi hesabı yok!
7 Haziran ve sonrası zincirleme yaşanan affedilmeyecek “ihanetler”i birer birer defetti.
Kürşat gibi bir avuç Bozkurtu ile bütün oyunlara direndi, “insan” olarak çoğumuzun dayanamayacağı vefasızlıklara sabır ve tecrübesiyle “sadakat ve liyakat”i öğretti…
Samimi, sıcak ve “lider” tavrı ve belagatiyle yakından tanıyanlarına umut aşıladı…
Olan biten karşısında, şaşkın, kararsız, yönünü şaşırmış kitlelere yol verdi, yol gösterdi.
Hareket’in bünyesine alçakça nüfuz etmeye kalkışan virüsleri ustaca temizledi…
İlham ve azim kaynağı oldu…
O “kaynak”, 15 Temmuz kahpeliğinde Ankara’da bir kartal gibi süzüldü, millete ilham, demokrasi ve hukukun öncüsü oldu…
*
“Yenikapı”daki “Yüce Türk milleti!” nidası, “yerli ve milli bir şahlanış”ın çimentosuydu!
Gerisi geldi…
Atatürk’ün emaneti Cumhuriyeti ileri seviyeye taşıma isteğini iktidara kabul ettirdi.
16 Nisan, yeni bir dönemin temeliydi… Öncü oldu, şeklini tasarladı…
Çevremizdeki ateş çemberini, yılların birikimi hataları tek tek çözmek için hep fedakârlık yaptı, “intihar ediyor, MHP’yi bitiriyor” safsataları ile perdelemeye kalktılar…
Terör, sınırlarımızdaki tehdit, Ortadoğu ve Kudüs’teki tehlike ve sosyal bünyemizdeki mikrobun temizlenmesi için öncü oldu, hükümete el verdi…
İİT’de ve BM’de çıkan “Kudüs kararı” inanın O’nun gayretlerinin meyvesidir…
Ve şimdi, Cumhurbaşkanlığı sisteminin ana mecrasına oturması…
Seçimin anayasa ve kanunlar çerçevesinde yapılması, hülleye başvurulmaması için kurguladığı “cumhur ittifakı” kanunlaşmak üzere…
*
Bir defa daha hatırlatalım dedik..
Çünkü…
Ülkücü Milliyetçi Hareket, 18 Mart 2018 Pazar günü Büyük Kurultay yapacak…
Şundan emin olunuz ki, Türkmen Beyinin istediği, 21. Yüzyılın “Türk asrı” olmasıdır!
18 Mart’ta bunun ilk fişeği atılacaktır.
18 Mart dediğin, Çanakkale Zaferidir… Kahramanlık destanının yıldönümüdür…
Bu tarihler tesadüf değildir…
Esenboğa tarlalarında kaosa koşanların isteğiyle oraya buraya taşınmış tarih de değildir!
Bu asil adama, lideri olduğu teşkilatlar olarak muhteşem bir bayram yaşatmak boynumuzun borcudur!
Afrin yollarında Mehmetçik’e “Kızılelma” dedirten bu kutlu davanın Bozkurt’una 2019 yolunda muştular, Türk dünyasına güven, düşmanlarına korku veren bir birliktelik sunmak, 26 Kasım’da yaşattığı onbinlerce Ülkücünün buluşmasını “milyonlar”a taşımak vazifemizdir!
Yeni bir zafer bizi bekliyor…
Bir bayrak rüzgâr bekliyor…
Turan bizi bekliyor…
O bizi hiç aldatmadı, hep haklı çıktı…
Unutmayın, Ata’nın, Başbuğ’un emanetini burçlara taşımak mecburiyetimiz var, bahanemiz yok!
Ülkücü istiklal ve istikbal hiç bu kadar yakın olmamıştı…
Hani bir defa daha hatırlatalım dedik!