Türk milleti bin yıllık vatanını asla terk etmez ve parçalatmaz.
Bugünkü bütün vurdumduymazlığımıza rağmen, medyanın bütün satılmışlığına rağmen bu milletin asil evlatlarından birileri bir gün bozkurtlaşıp karşılarına dikiliverir…
Mesela Mustafa Kemal’in ve Alparslan Türkeş’in yaptığı gibi…
İsterseniz tersinden başlayalım…
AKP’nin 3 yıllık memleketi çözme gafletiyle yaşadığımız olaylar, verilen şehitler, bölücülere sahip çıkan kimliksizlere rağmen, birileri “vazife başı”ndadır!
Güneydoğu’da polis tokatlayan azgın bölücüleri…
Ekranlarda “biz sırtımızı PKK’ye dayadık” diyen Kürtçü devşirmeleri…
Teröristleri bırakıp özel harekâtçıların bozkurt işareti yapmasına takan sözde medya müsveddeleri iş başındaysa…
Her meslekte olduğu gibi Türk milliyetçisi, vatansever Türk evlatları da iş başında…
Havuza düşmüş iktidar Pravdası medyanın es geçtiği şehitler adına…
Terör bölgesinde canlı yayın yaparken yanında bomba patlayan Nazlı Hanım… “Hanım” dedik diye sakın ola ki Kürtçü HDP’ye oy isteyen Nazlı Ilıcak’la karıştırmayın!
O Asena yürekli kadın, geçtiğimiz Ocak’ta da Dağlıca Karakolu’na gidip program yapmıştı.
Taaa Eylül-2014’te Suruç'ta güvenlik güçlerine taş atan HDP'li milletvekili Aysel Tuğluk'u canlı yayında, “Aysel Tuğluk bir avukat. Üstelik uzun süredir de milletvekili. Yani kendisine oy verenleri Meclis'te temsil ediyor. Ama elinde taş güvenlik güçlerini hedef alıyor. Yani çözümün bir parçası olması gerekiyor; ama bu görüntüler onu karmaşanın bir parçası olarak gösteriyor. Üstelik yasaları bir hukukçu olarak çok iyi biliyorken” diye eleştiriyordu.
Geçen gün de bu Asena yürekli Nazlı Çelik, canlı yayında Yüksekova görüntülerini ekrana getirerek Kürtçü HDP’li vekil Zeydan’a ağzının payını veriverdi:
“Bu görüntüdeki yer, Hollywood’da film seti değil. Asker ve polisler de figüran değil. Çevredeki binaların üzerindeki delikler de matkap deliği değil. Onlarca şehidin verildiği, pek çok teröristin öldürüldüğü Yüksekova’nın ta kendisi.”
O Zeydan denilen Kürtçü, TBMM’de Çelik’in kurmaca görüntüleri ekrana getirdiğini iddia ederek, haberle insanların kışkırtıldığını ileri sürecek kadar riyakârdı.
“Atatürk partisi” 'nın göbeğinde Apo sloganı attırmayacağım. Yiyen varsa atsın” deyince Antalyalılar onu alkış yağmuruna tutuyor!
3 yıl taşların bağlanıp itlerin serbest kaldığı dönemde bunalan meslektaşlarına bundan daha güzel moral aşısı olabilir mi?
Biraz gerilere gidelim ve nelere hasret olduğumuzu görelim:
Mayıs 2012’de, PKK'ya yapılan operasyona canlı kalkan olmaya giden BDP'li vekil Ayla Akat ve grubu karşılarında Emniyet Müdürünü buluyor. Kürtçü Akat, “Savaşı durdurmak için biz operasyon bölgesine gideceğiz" deyince Emniyet Müdürü, “Sizden aynı sorumluluğu bir karakol baskını olduğunda da bekliyoruz” cevabını çakmıştı!
Eylül 2012’de Kürtçü BDP’li vekil Balüken’in “Sen kimsin?” diye kafa tuttuğu bir polis amiri “Ben devletim!” dediğinde millet alkışlamıştı!
Ağustos 2014’te Askere kimlik sormaya cüret eden PKK’liler, aldığı “yumruk” cevabı ile neye uğradığını şaşırıp kaçarken “Asker bize saldırıyooorrr!” diye yaygara koparmaya kalkmıştı.
Ekim 2014’te, Bingöl'de iki meslektaşını şehit eden teröristin cenazesiyle yürümek isteyen DBP'lilere tepki gösteren Güvenlik Şube Müdürü Lütfi Çiçek "Konuşma sırası bizde. Serhildan'ı bize öğrettiniz, Türkiye'nin parçalanmayacağını, yıkılmayacağını da size öğreteceğiz” diye yüzlerine haykırmıştı!
Yine Ekim 2014’te bir Polis Müdürü, karşısına çıkan DBP'lilere, “Serhildan’ın ne olduğunu siz bize öğrettiniz, biz de size Türkiye'nin yıkılmayacağını öğreteceğiz” sözleriyle dikiliverdi!
Eylül 2014’te Kürtçe bilmeyen dandik Kürtçü Kışanak’ın: "Devletiniz bize söz verdi!" densizliği üzerine görevli Türk askeri, “Devlet benimse, topraklarımızdan çıkın!” diye bağırmıştı!
Bu vatan Türklerindir, hep Türk kalacaktır.
Bütün gaflet, dalalet ve ihanetlere rağmen… Bu millet çıkardığı nice Mustafa Kemallerle, Nazlı, Bostancı ve Çiçeklerle hep var olacaktır!
Mustafa ÖNDER