Başbakanlık diye yaptıkları saray külliye diye bir güzel yerleştiler…
“Rejim” de askıdaydı, “iki başlı sistem”de…
7 Haziran’daki tokattan sonra bir süre “sistem” falan demediler.
Saraydaki ne yaptı etti, koalisyon kurdurmayıp ülkeyi seçime götürdü!
Olumsuz ne varsa hep onları “aldatıp kandıranlar” yüzündendi!
Bir türlü sağlam, güvenilir paralel dost bulamadılar…
Önce cemaat, ne istedilerse verdikleri halde, 17-25 kazığı attı.
Sonra da PKK/HDP…
1 Kasım’a palazlanan terörün gölgesinde, milleti milliyetçilik ve ekonomik istikrar yalanı ile kandırarak girdiler.
Kandırıla kandırıla kandırmayı öğrenmişler, medya baskısıyla halka korkunç bir algı operasyonu yaptılar, önlerinde tek engel olan MHP’ye uyguladıkları kumpaslarla ülkücüleri bile kandırmayı başardılar…
Yüzde 12’lik kemik Ülkücü Hareket, ne yaptı etti MHP’yi meclise soktu.
Çözüm, eşitlik, yeni Türkiye, istikrar, terör, kepenk kapatma vs kargaşası içinde vatanın bir parçasında isyan provaları başlayıverdi…
Bahçeli ve MHP’nin dedikleri bir bir çıkıyordu, apışıp kaldılar…
Kaldılar ama MHP’yi etkisizleştirmenin bir yolu olmalıydı, genel başkan adayları ürettiler, ellerindeki medyada hergün birini konuşturuyor, partiyi kaosa sokmaya çalışıyorlardı…
İktidar olur olmaz “yeni anayasa” ve asıl hedef “başkanlık” sahneye çıkıverdi.
İşsizlik, enflasyon, zam, mülteciler, dış politikadaki rezillik, güneydoğudaki terör, akan kan önemli değildi.
Olan biten çift başlılıktandı ve çare başkanlıktı, çare onunla gelecek istikrardı!
Hiç ders almamışlardı…
Hâlbuki…
İmralı ve Kandil’in isteklerini bir bir yerine getirdiler, “terörist”le masaya oturdular, Güneydoğu’da taşları bağlayıp itleri serbest bıraktılar, evcil sandıkları itler soysuz çıktı, devlet ilan etmeye kalktı…
Şimdi Ergenekon’a hapsettikleri asker ve özel harekâtçılarla it avına çıktılar!
Ellerinde kalan tek mermi “istikrar”dı…
Daha 2,5 ay geçmeden AKP’nin o yalan balonu ellerinde patladı!
İşsizlik yüzde 11’e dayanmış…
Asgari ücrete yapılan 300 lira zam daha vatandaşın eline geçmeden elektriğe zammı bindirdiler.
Emekliye verilen 100 lira çoktan uçtu.
Otoyol ve köprülere yapılan zamla açtıkları delikleri kapatmaya yöneldilerç.
Vergileri insanları boğacak hale getirdiler.
Hadi gözünüz aydın, emekliye zam geldi der demez, ekmek de zamlandı.
Elektrik, su, otogaza bindirdikçe bindirdiler.
Enerji nakil hatlarının geçtiği ülkede benzin 4,25 lirada çakılırken, dünyada petrol fiyatı dibe çakılıyordu…
Har vurup harman savurdukları bütçenin kocaman deliğini yamamak için ehliyetler, nüfus kimlik cüzdanları yeniden değişime girdi, parayla!
Aracınıza binmeniz için trafik sigortası mecburi ama araba fiyatına sigorta ücreti istenen ülke olduk…
Kaçağın ve merdiven altı üretimin zirve yaptığı ortamda yeniden sigara ve alkollü içeceklere zam yaptılar…
Rus ve terör krizleriyle tepetaklak olan turizme rağmen, müze ve ören yerlerine girişe fahiş zam yapmak da istikrar içinde…
Dolar 3 lirayı aşmış… Olsun, askerlik bin Avroya!
Hadi fakirliğe alıştık da huzurumuz ne olacak, huzurumuz?
Mandacı aydınlar türemiş, eşkıya başkaldırdı, analar değil bütün millet ağlıyor…
Güneydoğu’da halk terörden yılmış, göç ediyor.
Ankara’da, İstanbul’da, Diyarbakır’da bombalar patlatılıyor, onlarca can gidiyor.
Olsun, saraydakinin canı sağ olsun, yeni anayasa paketindeki başkanlık var olsun!
Nur topu gibi bir “yeni anayasamız” olacak, istikraaarrrr!
Ve…
“Booommm!”
AKP’nin istikrarı patladı, 2019’a kadar nasıl dayanırız dersiniz?