Malum, AKP geldiğinden beri “adalet” ile oynuyor.
“Adalet”, TDK Türkçe Sözlük’te, “1. Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, türe. 2. Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme. 3. Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları. 4. Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme, doğruluk” olarak açıklanıyor.
Adında “adalet” olan parti, adaletle köşe kapmaca oynuyor!
Yargıtay Başkanlığı 516 üyesine 18-19 Temmuz’da Ankara’da olmaları için uyarmış…
Ama 21 Yargıtay ve Danıştay üyesi, Yargıtay önünde toplanarak düzenlemenin geri çekilmesini talep etti ve Meclis'in kabul ettiği yasayı “yok” hükmünde ilan etti.
17-25’te duvara toslayanlar, DGM’den ÖYM’ye ve Sulh Ceza Hâkimliğine evrilen özel mahkemelerle, HSYK, YSK, Yargıtay ve Danıştay’da değiştirmedik sandalye bırakmama oyunu oynamaya devam ediyor.
Bazı dairelerde aleyhte kararlar çıktıkça, yeni kanunlarla yine kadro değiştirecek yüksek mahkemeler…
Kanun, TBMM’den geçti ama Saray’ın onayında…
Bu oyunda yedikleri “terör şamarı”ndan sonra yine TBMM’de “dokunulmazlığı kaldırma” kandırmacasına soyunan AKP, MHP’nin öncelikle “terör suçlusu HDP’liler yargılansın” demesine rağmen bütün vekillerin bekleyen dosyalarına çevirdi işi…
Dokunulmazlığın kaldırılması sonucu ilk mahkemeye giden de Bahçeli oldu…
MHP’yi ve Bahçeli’yi bununla sindireceklerini sanıyorlardı.
Bahçeli hakkındaki 12 fezlekenin 7'si Cumhurbaşkanı'na hakaret iddiasında…
Bir Bozkurt’un adalete güvenmek, adaletin tecellisi için savaşmaktan başka amacı olduğunu bilemediler…
Ama o Bozkurt, inancı ve ömrünü verdiği Ülkücülüğün 9 Işık’ının “hürriyetçilik ve şahsiyetçilik, ahlakçılık, toplumculuk” ilkelerinde kendini bulan milli vicdan, adalet ve milli iradeye güven ve saygıyla hareket etti…
O Bozkurt, Bursa mitingindeki konuşmasından dolayı, “Vur de vuralım, öl de ölelim” diye haykıran Ülkücülere “Onun da zamanı gelecek” dediği için, Atatürk Cumhuriyeti’ne, laik parlamenter sisteme kafa tutan ve ülkeyi terör bataklığına sürükleyenlere karşı dik durduğu için hakkında açılan “halkı tahrik” suçlamasıyla ifadeye çağrılmıştı…
O Bozkurt, hâlbuki devleti bölmeye yeltenen PKK itlerine karşı haykırmıştı… Çünkü Ülkücü, zamanı geldiğinde vatanı, milleti ve bayrağı için ölmeyi de bilir, kan dökmeyi de…
Bir yerlerden yargıya talimat vermeye alışmış AKP zihniyeti, sinsi emellerinin karşısında tek başına savaşan Bahçeli’yi, “halkı tahrik etmek” gibi bir saçma ihbarla savcıya ifade vermeye çağırtmıştır.
O Bozkurt’u, ahlaksızlığı, hortumculuğu, adaletsizliği, vatana, millete ve bayrağa ihanetinden dolayı ifadeye çağıramadılar!
O, ne yaptığından emin, devletinin savcısına gidip ifadesini verdi.
Çıkışta yaptığı açıklama manidardı:
“Savcılığımızın daveti üzerine bilgileri sunmak üzere adliyeye gelmiş bulunuyoruz. Çağrılar çok nazik bir üslupla olmuştur. İşlemler de aynı çerçevede olmuştur. Fezlekeler yoluyla muhatabı kimse rahatlıkla gelmeli, yargıya güvenmeli. Savcılarımızın çağrılarına icabet etmeli. Bildiklerini anlatarak bu konu üzerinde de Türkiye'de adaletin yükselişinin güzel bir örneğini ortaya koymalıdırlar!”
Hatırlayın, daha önce birkaç PKK uzantısı HDP’li çağrılmış olmasına rağmen, Selo efendi, “Dokunulmazlıkları mı kaldırdılar, kendileri bilir, boyun eğmeyeceğiz. Belediyelere kayyum mu atıyor, boyun eğmeyeceğiz, kabul etmeyeceğiz” diye eşkiyalığa devam ediyordu.
Savcıların gönderdiği çağrıları tanımayan, adalet kaçkını ve hukuksuz PKK uzantısı Kürtçü HDP’lilerin kimi yurt dışına kaçtı, kimi mahkemeye kafa tutup ifadeye gitmedi…
Ama O…
Kendi beyanıyla, “Devlet adamı nezaketinde çağrıldığı Adliyede devlet nezaketinde ifadesi alınarak” adalete inancını gösterdi, ilgilileri adliyeye davet etti.
Savcılıkta verdiği şu ifade ibretliktir:
“Bu ne yaman çelişki. Cumhuriyet savcıları Türk devletine ve Cumhuriyeti'ne sahip çıkmayıp iktidar sahiplerinin talimatlarını bekler ya da onların hoşuna gidecek kararlar verirlerse o vakit devletin bekası tehlikeye girer. Ülkemiz şu anda böyle acı tehlikeli bir süreçten geçmektedir.”
Adalet, er geç tecelli eder.
Bu memleketin bekası Ülkücü Hareket’in ve lideri Bahçeli’nin omuzlarındadır.
Çünkü Bozkurtlar, birer adalet savaşçısıdır…