BU ARSIZ VE REZİL SÖMÜRÜYE DUR DEMELİYİZ!

Mustafa ÖNDER

Allah sonumuzu hayretsin…

            Son yıllarda sürüklendiğimiz sosyal çözülmenin en büyük sebeplerinden biri din sömürüsü..

            O derece arsız, pervasız, vicdansız, imansız bir kimliğe büründüler ki, zavallı cahil bir kitlenin masum inançlarından palazlanmaktan utanmaları da kalmadı…

            Cemaati, tarikatı, yazarı, çizeri, sarıklısı, cüppelisi, el birliği ile Müslüman Türk milletinin sosyal bünyesini adeta kemirmekte yarışıyorlar.

            Arsızlık, iffetsizlik, ahlaksızlık o boyutlara geldi ki, sonunda MHP lideri Devlet Beyi bile çileden çıkardılar!

            Memleketin boğuştuğu siyasi ve askeri tehditler, inanın bu sosyal cephedeki tehlikenin yanında bir hiçtir!

            *

            Akılsız, ilimsiz, mantıksız, Allahsız ve kitapsız bir sürü, memlekette cirit atmaktadır.

            Bu tükenişe milli duruşu olan, ciddi anlamda manevi dokunuşu bulunan bir iman ehline hasretiz…

            Din adına, Allah adına kendilerine kisve yaratanlar, siyasi hayata din adına şekil vermeye kalkan şarlatanlar, sabrımızı, imanımızı fazlasıyla zorlamaktadır.

            Toplum ahlakı mevzi ve irtifa kaybetmektedir.

            Elinoğlunun topla tüfekle yapamadığını, içimizdeki zındıklar becermeye çalışıyor!

            Buna asla tahammül edemeyiz!

            *

            Evlatlarımıza, çocuklarımıza musallat olan ahlaksız istismarlar, katlanılacak gibi değildir…

            Allah muhafaza bu gidişat bu asil milleti infiale sürükler…

           Haber bültenleri hergün arsızca, ahlaksızca, rezilce kadın, bebek, çocuk demeden işlenen sapıkça suçlarla dolup taşmaktadır.

            Bunlar birer münferit olay olmaktan ötedir…

Bu gidiş nereyedir?

            Devlet Bey’in deyimiyle, “Allah için durup sorgulayınız, tertemiz bir sabinin gözüne, emzikli bir yavrunun günahsız yüzüne, bu şartlar altında nasıl bakacağız, onlara ne anlatacağız?”

            *

            Memleketin her yanını saran cemaatler, vakıflar, camiler, ticari kuruluşların Allah ile aldatarak işledikleri maddi ve manevi cinayetlerin hesabını soran çıkmayacak mı?

            Ar damarları, Allah korkuları da kalmamış, sarıklı, sakallı, cüppeli, din tüccarlarının memleketin içinde ve dışında aleni taht kavgalarına şahit olan bir Cumhuriyet Savcısı çıkmayacak mı?

            Ne Cumhuriyet, ne inkılâp kanunları, ne demokrasi, ne adalet, ne kardeşlik hukuku tanıyan bu yobaz, gerici ve örümcek kafalı iman simsarlarının iplikleri pazara çıkarılmalıdır.

            Siz ne kadar büyük askeri ve siyasi zaferler elde ederseniz edin, sosyal ve manevi bünyeyi zehirleyen bu cemaat, tarikat, vakıf ve kuruluşların tez elden incelemeye alınması artık mecburiyettir!

            *

“Çocuklarına kast edilmiş bir medeniyetin umutları kırgın, hayalleri kırıktır.”

“Çocuklarına yan gözle bakılan, cinsel obje görülen, evlilik yaşıyla ilgili toto oynar gibi görüşler paylaşılan bir milletin hüznü ve hüsranı dağlar kadardır. Bu hüznün dağıtılması şarttır!”

Vaziyet, hepimiz adına utanç vericidir!

Adları Nurcu, Nakşıbendi, Süleymancı, Işıkçı, Menzilci, İsmailağacı, Furkancı, Hüda-Parcı, Adnan Hocacı, Uşşakici, Kadirici, Halvetici, Kırkıncıcı, İcmalci, Fethullahçı ve her ne olursa olsun, Müslüman Türk’ü bölük bölük bölenler, camilerini, kılıklarını, hocalarını ayırmaya yeltenenler, dışarıya taşeronluk yapan sahtekârlar artık ayıklanmalıdır!

Arap seviciliği, ılımlı İslam, uyduruk hadisler ve din ticaretinden beslenen fitne önlenmelidir!

*

Küstahlıkları, yıllardır elde ettikleri ganimetleri boylarını aşmış, taht kavgalarına başlamış bu dinci rezaletin bitirilme zamanı gelmiş geçmektedir.

Millet öylece seyrediyor diye, hoş gördüğünü mü sanıyorsunuz?

Medyada, camilerde, cemaat evlerinde birbirlerini yemeye başladılar.

İşlerine geldiğince dinimizle oynuyorlar.

            Bakanlıklarda, kuruluşlarda siyasi mevzi kazanma sevdaları iyice kabardı.

            Ulaştıkları sermaye, vakıf, dernek, okul ve şirketler ile tekel oluşturma derdindeler.

            Kendilerini halkın milli ve manevi değerlerine istedikleri şekilde fetva verecek, cinsi sapıklıklarına kılıf bulacak mertebede görüyorlar.

           Referandumlarda “Hayırcıların karıları evetçilere helaldir” alçaklığına bile düştüler!

            Sakal, seccade ve terlik ticaretinden, babanın evladını sevmesi ve iki kişinin asansörde birkaç saniye bir arada kalmasında şehvet yaratmaktan nemalanıyorlar!

            Sömürdükleri müritler uğruna mübarek Kâbe’de bıçaklı kavgalara bile giriştiler.

            Kibirleri öyle tavan yapmış ki, rezil kavgalarını TBMM’deki milletvekillerine mektup yazacak küstahlıkta sakınca görmüyorlar.

            Devlet, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı üzerine düşen görevi derhal yerine getirmelidir.

            *

           FETÖ alçaklığından sonra bazılarının siyasi partilerde cirit attıkları artık bir gerçek…

            Lakin Milliyetçi Hareket içinde asla mevki bulamayacaklar…

Türkmen Beyi’nin sözleriyle tekrar ediyorum:

“Biz kefaretimizi çoktan verdik.

Bedelse çoktan ödedik, çok şükür sırayı savdık.

Ve biz millet olarak bir elimize sancağımızı, diğer elimize de kefenimizi alarak Ötüken'den itibaren kervan kervan yola koyulduk, Söğütle beraber kafile kafile hedefe kilitlendik.

Bu kervan durmayacak, ariflerin, âlimlerin, erenlerin, evliyaların, elleri öpülesi şühedanın, Allah dostu mübarek ahlak zirvelerinin duaları hürmetine durdurulamayacaktır.”

Bu arsızlık, ahlaksızlık, bu rezalet, bu imansızlık, bu bölücülük, bu milli bünyemizi kemiren riyakâr, münafık ve müşrik habis ur mutlaka temizlenmelidir!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.