Açıla saçıla, çözüle çözüle iş, kör gözlere Kürtçülerin yüzünü gösterdiği kanlı ve yangınlı ayaklanmaya dayandı. Kürtlerin yaşadığı her şehirde ayaklanma provaları, talan, soygun, yangın ve ölümler yaşandı. Bu soysuzların bizzat HDP tarafından yapılan sokak çağrısıyla yaptıklarının hiçbir bahanesi, demokratik ve hukuki hakkı yok! Olan masum Kürt halkına oluyor. Dinci-Kürtçü Tan’ın itirafına bakın: "Bir siyasi parti ya da bir kuruluş, destekçilerini sokağa çağırabilir. Greve çağırır, oturma eylemine çağırır, sivil itaatsizliğe çağırır... Ama biz bu çağrıyı yaparken çok daha dikkatli, çok daha özenli davranmalıydık. Öncesini ve sonrasını yeterince hesaplamalıydık.” Ve en korkunç itirafı da şu: “HDP’nin oy aldığı kitle, PKK ile iç içe...” Şimdi Cumhuriyet Savcılarına soruyorum; PKK bir terör örgütü mü? Terör örgütü! Meydana gelen olaylar yasa dışı mı? Yasa dışı! Peki HDP hakkında işlem yapmak için neyi bekliyorsunuz? Yok mu aranızda bir babayiğit? Gelelim kuduran çakalların köpeksiz köydeki efeliklerine... HDP grubunda coşmuş Kürtçü IŞİD'e Demirtaş: " karşı savaşmak için on binlerce gencimiz var, 'Onları orada tükürüğümüzde boğarız' dedik, buna izin vermediler" Breh, breh! Bıraksalar tükürükleriyle boğarlarmış! Elinizden tutan mı oldu? Sınır kevgire dönmüş, girene çıkana hesap soran mı vardı? Yahu tarihiniz boyunca onun bunun taşeronluğunu yaparken kimi boğdunuz tükrüğünüzle? Tükürebilmek, namuslu, dürüst ve haysiyetli varlıklara mahsustur. Çakallar ancak kahpece pusu kurar, ihanet eder, karanlıkta arkadan saldırır. Cumhuriyetin ilk yıllarından beri bu kaç kez isyan çıkardınız, kaç kez ihanet ettiniz, kaç kez İngilize, Rusa, Almana taşeronluk yaptınız, ne değişti? Utanmadan, kurşun sıktığınız Türk askerinden Kobani’ye destek bekliyorsunuz. O kadar kaşarlanmışsınız ki, yüzünüze tükürsek rahmet sanırsınız. AKP’li Tayyar’ın başına taş düşmüş olmalı ki, "Eğer bu memlekette Kobani bahanesiyle 40 kişi hayatını kaybettiyse ve insanlar öldüyse, kan aktıysa bu kan HDP’nin ellerindedir” diyebilmiş ama HDP’li Kürtçü Pervin’in, “Bu ölümlerin yaşanmasında tek sorumlu cumhurbaşkanıdır” cevabı da hakikatlerden biri! Atanmış emanetçi yetim Ahmet ise, "Bırakın tükürüğümüzle boğalım" sözlerine "300 PYD'liye gidin dedik gitmediler. Zorla mı gönderelim?” sözleriyle memleketin içindeki hainleri de deşifre ediyor. 2 milyon ne olduğu belirsiz Suriyeli vatanda geziyor. Yakında kimlik, iş, aş, kredi verecekler. 7 milyarlık bütçe kaybı ayrı dert... Asla durmayacaklar, AKP elini verdi, kolunu kaptırdı, asla istekleri bitmeyecek, ta ki özerklik alıncaya, Kürdistan’ın bir parçasını daha ilan edene kadar... İsyan provası millete pahalıya patladı. Şimdi sıra organize olarak cezaevlerinde... Türkiye cezaevlerindeki 5 bin PKK’li çakal Kobani için açlık grevine başlamış. Bence devam etsinler... Hatta onlara ne kadar bölücü, parazit militan varsa hepsi katılsın bu açlık grevine... Kimse de müdahale etmesin! Organize işin içinde Kürtçü dernekler var. Tutuklu Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri üyeleri cezaevi önünde açlık grevine destek veren bir basın açıklaması yaptı. Cezaevindekileri “tutsak” olarak adlandırıyor dandik herifler. “Kobani, Ortadoğu'nun aydınlık yüzüymüş, Kobani'ye yaklaşım Kürtlere yapılacak bir yaklaşımmış”! “Hükümet, Rojava üzerindeki politikalardan vazgeçmeli ve Kobani'ye yardım koridoru açılmalıymış! Vay be köpeksiz köyün çakalları! Yüzünüzde tükürülecek yer kaldıysa tüküreyim ihanetinize... Mustafa ÖNDER