Televizyonda saz çaldırıp Türk milletinin oyu için Selo’yu cilalarken ağızları kulaklarına varıyordu. PKK/HDP’yi “Türkiye partisi”yapacaklardı, Kürdistan ilan etmeye kalktılar.
Güneydoğu’da açılan üniversitelerde rahat rahat Kürtçüleri kadrolaştırdılar, hastanelerine gelen yaralı güvenlik görevlilerine ihanet eder oldu.
İstanbul’da, Ankara’da, Erzurum’da ve İzmir’deki üniversitelerde Kürtçü gençleri örgütleyip desteklediler, Ülkücü milliyetçi gençleri katletmeye, oraya buraya PKK paçavraları asmaya, Apo propagandası yapmaya kalktılar.
Televizyondaki şov programında PKK propagandası yapacak kadar pervasızlar artık.
AKP verdikçe onlar istedi, AKP devleti karakola, kışlaya kapattıkça onlar azdı, silahlandı, dağdakiler şehre indi, elindeki belediye imkânları ile şehirleri köstebek yuvasına, mayın tarlasına çevirdi.
Tatlısu solcularının oyuyla vekil seçilen bölücüler, teröristlere kalkan olmaya gidiyor, karşısına çıkan polise “saygılı ol!” diye bağırıyor, tokat bile atıyorlardı.
Bu kimlik bunalımındaki aydın kılıklı akademisyenler de onları alkışlıyor, barış, eşitlik, ana dilde eğitim, özerklik naraları atıyordu.
DHKP-C ve MLKP’nin işbirliğiyle yurtta kanlı eylemlere imza atan, halkına huzur vermeyip göçe zorlayan bu soysuz sürüsüne taaa İstanbul’dan Y-CHP Gençlik Kollarının da katılması hiç şaşırtıcı değil, devlet maaşıyla özgürlük nutukları çeken sözde aydın kılıklıların başkaldırısını da yadırgamadık, her şey aslına rücu ediyor.
Utanmadan, arsızca, gaflet ve ihanet içinde bir de devleti katliam yapmakla suçlayan bildiri yayınlamışlar! Hem de Kürtçe-Türkçe! Tam 1084 kişi, hepsi de devlet üniversitesinde…
Koray Çalışkan’dan Welat Zeydanlıoğlu’na, kimi ararsan…
Bildiri değil, teröre destek! İbretlik ihanet belgesi!
“Bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak bu suça ortak olmayacağız!” diye höykürmüş bu “akademisyen” etiketli cehalet sürüsü!
“Türkiye Cumhuriyeti; vatandaşlarını Sur'da, Silvan'da, Nusaybin'de, Cizre'de, Silopi'de fiilen açlığa ve susuzluğa mahkûm etmekte, yerleşim yerlerine ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırarak, tüm hak ve özgürlükleri ihlal etmekte” imiş!
Çüşşşş bre PKK şaklabanları!
Terörist beyinler yetiştirdiğiniz anfilerden kafanızı kaldırın da Türkiye’nin doğusundaki ihanete bir bakın!
Sahte demokrasi, insan hakları ve eşitlik, halkların kardeşliği nutuklarınız Türk milleti için işlemiyor değil mi? Sahte Atatürkçülük maskeniz düştü, Türk vatanını bölmeye kalkanlara kalkan olma ihanetine saplanan devletten aylıklı hürriyeti bulmuşsunuz, bindiğiniz dalı kesiyorsunuz, çüşşş size!
7 Haziran’dan sonra ne oldu da sokaklar hendeğe, belediyeler PKK’nin lojistik merkezine dönüştü, keskin nişancı silahları, tonlarca patlayıcı, asfalta tuzaklanmış bombalar, roketatarlar ortalığa döküldü?
Bu kaçıncı Mehmetçik ve polis şehidi, sayıdan haberiniz var mı cüppeli gafiller?
Bir kere PKK’ye “terörist” demediniz, kınamadınız; ikiyüzlü AKP’nin yarattığı kaosta kâh Gezi’de, kâh Soma’da, kâh Suruç’ta ortalığa fitne yaydınız, Sur’da, Cizre’de, Şırnak ve Hakkâri’de isyan provaları yapılırken destek oldunuz, hiç mi bilim ahlakınız kalmadı?
“Bu kasıtlı ve planlı kıyım”öyle mi bre aydın kılıklı hokkabazlar?
Hangi Türkiye kanunu, hangi uluslar arası antlaşma, bir ülkede bölücü isyanını, özerklik ilanını hoş görür, hukuk cambazları söyleyin millete?
40 yıldır, millete kan kusturacak, milletin parası terörle mücadeleye gidecek, bağımsız üniter devlette başka bayrak açacak, başka devlet kurmaya kalkacak, şehirlerimizde, köylerimizde, dağlarımızda silahlı çetelerle isyana kalkışacak, o egemen devlet seyredecek öyle mi?
Bu millet, çarşıda askerinin kafasına kurşun sıkanı, ambulansa roketatar atanı, meydan mitingini bombalayanı nasıl affedecek?
Bre beyinleri PKK’ye kiralanmış aydın kılıklı tatlısu solcuları, sizin bu ihanet bildirisiyle ihlal ettiğiniz Türk milletinin hukuku ne olacak?
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu unsuru Türk milletidir, o devlet, asla barındırdığı milletine katliam yapmaz!
Onun sürgüne gönderdiği, gösterilerde hepinizin soydaşı olduğu asi Ermeniydi, bebek katili Apoydu, Şeyh Şaitlerdi, Kubilay katilleriydi, İskilipli Atıflardı, Sait Mollaydı, Refi Cevat’tı, bilmiyorsanız öğrenin…
Arsızlığınızı, müstemleke aydınları gibi uluslar arası gözlemcileri bölgeye çağıracak kadar ihanete taşımışsınız, yakışır sizin gibi devşirmelere!
Hükümete direktif veriyor müzakereye otur diye… İstiklal Harbi’nin Kuvayı Milliyeci düşmanları gibi… Dünün Abdullah Cevdet ve Şeyhülislam Dürrizadesinden, bugünün Atatürk düşmanı fesli deli Kadir’den farkınız var mı?
Devletin güvenlik güçlerini oradan çektirerek meydanı kime bırakmak istiyorsunuz?
Kendi halkına zulmeden, esnafına kepenk açtırmayan, okulları yakan, cami bombalayan, çocuklarını dağda eşkıya yapan PKK, bu ülkenin muhalefeti mi yahu? Bu nasıl bir kafadır ey (z)alimler?
Bu iş pipoda Amerikan tütünü içip viski yudumlamaya, Marks okuyup liberalleşmekten bahsetmeye, holding gazetelerinde entelektüellik taslamaya, üniversitelerde bölücü piçleri kışkırtmaya benzemez!