Bizden beslenen AKP’yi sadece MHP indirebilir demiştim, inandınız mı?
Solun Türkiye’de alabileceği azami yüzde 30’dur, gerisi sağa oy verir.
AKP, 7 Haziran’da besin kaynağına yönelmiş, ürettiği terör ile sun’i milliyetçilik yaparak seçimi almıştır.
Yıllardır, Ülkücü Hareket’in sırtına sülük gibi yapışan “eskiler”, şimdi AKP salonlarında bize gülüyordur!
Bahçeli ve MHP yönetiminin politikalarını bir yana bırakın.
Bu millete bu hareketin yazar-çizer takımı AKP gelirse olabilecekleri anlatmaya çalıştı.
Bize okutulan, bize seyrettirilen bir gazetemiz ve o tek televizyonumuzda bize hiç hayat hakkı yoktu. Adı sanı şanlı adamlar çıkarıldı ekrana, adı sanı şanlı beyler yazdı hep. Ama onlar hep genel merkezin sesi oldular.
Bahçeli’nin deyimi ile “demokratik tek parti” olan MHP’de muhalif bildiklerine, daha doğrusu “lider”i çembere almış kadronun adamları dışındakilere söz düşürmediler.
Cemaat denen kitlenin hiçbir haltının olmadığının anlaşıldığı AKP iktidarı şimdi, “7 Haziran Uhud, 1 Kasım Hendek savaşı” demeye başladıysa memlekette türeyen dandik milliyetçiler sayesinde... Kürtçüler zaten kendi yolunda...
Bu işin hikâyesi Ekmeleddin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığında Tayyip’e oy veren milliyetçi kitleye dayanıyor, hala çözemediniz mi?
Yani bu ilk ihanet değil...
İkinci dalga 7 Haziran gecesi Devlet beyin gerekçesini tabana anlatmadan “erken seçime hazırız” ile geliverdi, bir defa olsun “Başbakan olmak istiyorum” demedi!
Sosyal medya dedikleri yalan furyasında Fuat Avni denilen casusun twitlerine uyan şuursuz milliyetçi kitle kandırılmaya devam etti.
AKP’li seçim hükümeti iktidardayken “istikrar”ın bozulmasını Bahçeli’ye bağladılar ve seçim kampanyası başlamadan “koalisyon” pompalanınca AKP’ye gittiler.
Tayyip ve Davutoğlu’nun bile bu neticeyi umduğunu sanmıyorum, dandik milliyetçiler elleriyle ikram ettiler.
Koca davaya şahsî ikballeri uğruna sırtını dönüp gidenler, şu kargaşada yine ortalıkta dolaşacaklar...
Yolu İP’e kadar giden Enis Öksüz’ün, ayrıca Süleyman Sazak ve Hüsnü Yusuf Gökalp’in kıpraşmalarına ne demeli? Hangi yüz, hangi emekle bu dümenler?
Hele şu Mansur Yavaş’ın kıpırdanışı? Onların yanında Meral Akşener’in sükutu, Sinan Oğan’ın, Behçet Saatçi’nin mücadelesi takdire şayandır.
Bu iş, “eski Ülkücülük” veya “eski MHP’lilik” meselesi değildir.
Bu iş, sabırla, dosdoğru, sapına kadar Ülkücü camianın önünde, içinde nefer olmak idi, koltuğa tav olup yaban ellerde koltuk aradılar, şimdi belki kongre ümidiyle MHP çevrelerinde tezgah peşindeler...
Genel Merkez, sular durulunca tabanın unutacağını sanmasın, uygun zamanda kongre kararı alsın...
Yapılacak tek şey var aslında...
Bütün il ve ilçe teşkilatları istifa etmeli, parti yeniden üye kayıtlarına yoğunlaşıp delegeyle falan değil, üyelerle olağanüstü kongreye gitmeli, aday olabilenler de kongrede hedeflerini ortaya koyabilmelidir.
Ülkücü taban kimin kiracı, kimin müstecir, kimin ev sahibi olduğunu çok iyi biliyor.
Ülkücü taban, şu lideri çevreleyen, seçimden seçime ortalığa çıkan dandik milliyetçileri, kendi iradesiyle temizleyip MHP’yi virüssüz gül bahçesine çevirir.
Ondan sonrası sıkı bir çalışma ve mücadele...
İktidar olmak iddiası ile...
4 yıl çok uzun zaman değil, vakit kaybetmeyelim!
Mustafa ÖNDER
mustafaonder35@gmail.com