DEMEDİK Mİ BİZ SİZE?

Mustafa ÖNDER

 

Besledikleri çakallar, yılanlar paçalarına dolanınca başlarına 7 Haziran taşı düştü...

Sürekli kendilerini inkâr ediyorlar...

Hastalıklı bir ruh hali...

Havuz yosması Sabah’ın manşeti: “PYD, DAEŞ’ten daha tehlikeli”.

Ve dalkavuk Türkiye gazetesi: “Manşetin kanalı da kaynağı da PKK’dan tehlikeli”.

Hürriyet yazarı Akyol: “Türkiye’de paralel devlet PKK’dir.”

Dolmabahçe’de kasım kasım kasılarak sağ yanında Efkan Ala, PKK’lilerle pozlar veren saray yandaşı Akdoğan: “Dolmabahçe mutabakat değildi!”

Müstafi AKP hükümetinin milletvekili olmayan bakanı Arınç: “Bugün görüyoruz ki çözüm süreci konusunda MHP’nin eleştirileri haklı!”

7 Haziran’dan beri böyleler. Nereye kapılanacaklarını, kime yâr olacaklarını bilemiyor, gerçekleri ters yüz etmeye devam ediyorlar.

Veee...

“Çözün süreci için her yola başvururuz. Teminatı benim. Gerekirse baldıran zehiri içerim” diyen, sünnetine uyulacak, tanrı vasıflı, külliyenin imamı, dünya lideri RTE: “Bu ülkede millî birliğimize kastedenlerle bir çözüm sürecini devam ettirmek mümkün değildir!”

Günaydın Bay RTE! Demedik mi biz size? O vakit bize “Faşist!” dediydiniz, “Kandan besleniyorlar” dediydiniz değil mi?

Yetmiyor ona bu kadarı... Devam ediyor: “Türkiye Cumhuriyeti, sözde siyasetçi, sözde aydınlardan şehitlerin kanlarının hesabını sorma gücüne sahiptir.”

O adamlar, çevrenizdekiler, yalaka basındaki kalemşörleriniz, milleti kandırmaya yolladığınız “akiller”inizdi... Demedik mi biz size? O hesabı, müzakereye oturduğunuz İmralı’dan, meclise taşıdığınız HDP’den, Diyarbakır meydanında bangır bangır bağırttığınız Barzani ve Şivan’dan, Habur’da davulla PKK’li karşılayan Beşir’den de soracak mısınız?

Yoksa hala “paralel” yaygarasına devam mı?

Ama “parti kapatmaya karşı”ymış Bay RTE! Biliyor ki o kapı açılırsa AKP de girer içeriye...

Şimdi önce şu “Sivas’ın ötesi...” lafına bir gelin ağalar...

Neyi kastettiğiniz, Doğu ve Güneydoğu’yu PKK’yi teslim etmiş olduğunuzun ispatı!

Demedik mi biz size? Asıl “paralel”i Doğu ve Güneydoğu’da kendi elinizle yarattınız.

Dün Esad’aydı, dün cemaateydi, bugün sıra PKK/HDP’de değil mi?

“Çözülme” adlı çıldırmış projenizle, nesli tükenmiş terör örgütünün bitini bir güzel kanlandırdınız, polis ve askeri etkisizleştirip taşları bağlayıp itleri serbest bırakarak palazlandırdınız.

Bu yetmiyormuş gibi gaflet ve ihanet noktasına varan Suriye politikanızla DHKP-C, MLKP ve IŞİD gibi yeni belaları başımıza musallat ettiniz.

“Şam’da Cuma namazı kılma” balonunuzla PYD, IŞİD, PKK, El Nusra, Tevhid Selam, Hizbullah gibi İslamla uzaktan yakından alakası olmayan İblis uşaklarını bir güzel silahlandırdınız, militanlarını vatan sathında bir güzel çoğalttınız, şimdi analar ağlamıyor, vatan cayır cayır yanıyor...

Oslo’da söylediğiniz yalan, “Sırtımızı şuraya, buraya dayıyoruz” diyebilen HDP’yi yarattı. Bırakın MHP’lileri, CHP’lileri, kendi tabanınızı, AKP’lileri kandırdınız!

Demokrasiye, insan haklarına kimin ne dediği vardı, halkın Kürtçe konuşması hürriyetini eğitim diline götürmek neydi? Maskeli, Molotoflu eşkıya ile mücadeleye ne dedik ki yandaş valilerinizi yetkilerle donattınız?

“Bu milletin hoş görüsünü, sabrını istismar edenler hak ettikleri cevabı en kısa zamanda alacak” lafı masal tekerlemesine döndü farkında mısın?

Yerle bir ettiğiniz bu ülkenin itibarını sınırda tank bekletmek mi? Valiye milyarlık makam aracı almak mı?

İtibar, Doğu ve Güneydoğu’da PKK ve Apo paçavraları serbest olduğundan beri, Ayyıldızlı şanlı bayrağımız kışlada gönderden indirildiğinden beri, Diyarbakır’da, Hakkâri’de, Tunceli’de, Antalya’da, İstanbul’da yol kesip kimlik sorduğundan beri yerle bir ağalar!

Dinci örgütleri sinsice koruyup kollarken demedik mi biz size?

Şu “Türkiye’nin gücünü hazmedemeyenler” safsatasından bıkıp usandık! Bu kadar gücü olan devlet, IŞİD tehdidiyle Süleymanşah’ı Kürtçü bölgesine taşır mı be?

Bu işin vebali aslında AKP seçmenindedir. Gözleri kör, kulakları sağır, dilleri lal kesildi.

Demedik mi biz size?

“Şeref, namus, erkeklik, insanlık, onur kırıntısı da kalmamış; namertlik ve kalleşlik meslekleri olmuş” bu alçaklarla müzakereye oturursan olacağı budur!

Tarih boyu isyandan isyana, zulümden zulme koşan bu devşirme Kürtçü kesime ne verseniz doymaz!

Demedik mi biz size?

Analar, babalar, gelinler, bacılar feryat ediyorlar Türk devletinin çelik yumruğunu isabetle vuracak güçlü ve tavizsiz bir irade bekliyorlardı.

Siz müzakereye oturup Türk milliyetçilerini ırkçılıkla, şehit tabutlarından beslenmekle suçlarken demedik mi biz size?

Eli silahlı hainlerle aynı çuvala girerseniz olacağı budur!

Ne yazık ki analar ağlıyor, vatan yanıyor...

İşte vesayet altındaki Davutoğlu’nun verdiği tabloda hükümetin ve vatanın acıklı hali:

“Üç terör örgütü eş zamanlı saldırıda bulundular. 657 terör olayı gerçekleşti, 11 güvenlik görevlimiz şehit edildi, 41 vatandaşımız hayatını kaybetti, 15 baraja saldırı düzenlendi, 20 araç yağmalanması ve 335 araç yakılmasıyla karşı karşıya kaldık. 7 Temmuz'da Siirt'te polisimizin şehadetiyle işaretini vermeye başlamıştı. DEAŞ, PKK ve DHKPC eş zamanlı olarak Türkiye'yi hedef almıştır ve saldırılar başlamıştır.20 Temmuz'da Suruç'ta DEAŞ'ın saldırısıyla 32 vatandaşımız katledildi.”

Şu “üst akıl” ve “perde gerisindeki bir odak” incileriniz içimizi bayıyor, yeter artık, yemiyoruz! Bunca güç, bunca istihbarat, bunca asker ve polisiniz ne işe yarıyordu Bay Serok Ahmet!

Demedik mi zamanında biz size?

 

Mustafa ÖNDER
mustafaonder35@gmail.com
facebook.com/mustafaonder15
twitter.com/mustafaonder07

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.